05 Aralık '08
- Kategori
- Öğretmenler Günü
Vuslat
Sevmek, ruhuma düşen bir tohum… Her geçen gün yeşeren; umuda, barışa, kardeşliğe yüzünü dönen. Tohumu eken yetiştiren el, öpülesi el, öğretmenim …
“Öğretmenim nasıl olmalı?” diye düşündüğümde gözümün önüne sen geliyorsun. Seni düşünüyor, seni özlüyorum. Cevap kendiliğinden dökülüyor dudaklarımın arasından: Öğretmen senin gibi olmalı öğretmenim!
Bir ressam gibi olmalı. Beni çizmeli, süslemeli, beğenmediği yeri silip tekrar çizmeli. Renk vermeli kusursuzca, doldurmalı beni. Çocukken oynadığımız “öğretmencilik” oyunları kadar saf ve temiz olmalı. Mutluluğum, özlemim, hayallerim, tebessümüm, deli dolu anlarım olmalı. Korkularımdan, hatalarımdan konuşurken bile kendimi ona yakın hissetmeli, arkamda olduğunu değil de her zaman yanımda olduğunu bilmeliyim.
Öğretmen senin gibi olmalı öğretmenim. Yerimde saymama izin vermeyen, mücadeleyi, insanlığı bana aşılayan o olmalı. Kardeşliği, barışı, içimde yeşertmeli. Vatanımla, insanımla, toprağımla, denizimle kardeşçe, barış içinde yaşamayı öğretmeli bana. Doğru yolu gösteren değil o yolda yürüyen önderim olmalı. Omzu dik durmalı her zaman. Göğüsleyebilmeli tüm zorlukları. Verdiği mücadelede onu giysileri değil, içindeki tükenmeyen ateş ısıtmalı.
Öğretmen, senin gibi olmalı öğretmenim. Ona her baktığımda tatlı bir gülümseme görmeliyim yüzünde. Gülümseyişi umutlarımı yeşertmeli, geleceğe güvenle bakmamı sağlamalı. İnsan olmanın hikmetini, geleceği şekillendirmenin kudretini işlemeli yüreğime nakış nakış.
Öğretmen, senin gibi olmalı Mustafa Kemal’im.