Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Yalnızız romanı... Tahlili...

Yalnızız romanı... Tahlili...
 

‘’İntihar ediyorum. Kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım…’’

Peyami Safa’nın ‘’Yalnızız’’ romanı okunması gerek gerçek bir başyapıt. Okudukça elinizden bırakamayacağınız bir eser.

‘’Yalnızız’’, insanı ürperten, sapık bir şüphe motifi ile başlar. Sonra tereddütler, şüpheler, cemiyetimizin, sınırlarını aşmayan değişik durumlar içinde mevzularını değiştirerek sürer gider. Mekan ve olaylar sınırlı ve yerli fakat gerek insan, gerekse cemiyette çözümlenmek istenen meseleler dünya çapında ve ebedidir. Romancının hayata sunduğu teklifler bütün bir insanlık içindir.

Maddenin üstünde bir mana, fiziğin ötesinde bir metafizik gerçeği, dünyadaki bütün kıyametlerden başka ve onların üstünde bir ruh ve bir Allah vardır. Bu gerçekler bilinmedikçe, ilim ve teknik bu bütün içindeki yerini almadıkça insanlık buhrandan buhrana sürüklenecek, huzur ve sükuna kavuşamayacaktır.

Yalnızız’da insanı laboravatuvarlardan kurtarma, onu varlık bütünü içinde kavrama cehdinin ruh tahlillerine kazandırdığı büyük derinlik ve insana açtığı yeni ufuklar var.

Yalnızız’ın roman kurgusunda aslında olay dokusunun zor kaldırabileceği ağırlıkta bir düşünce ve bilgi katmanı var. Peyami Safa, olay ve düşünce katmanlarını birbiri içine ustaca örerek romanı zor okunur bir düşünce romanı olmaktan kurtarmıştır.

Oldukça geniş bir bilgi hazinesiyle beslenmiş bu eserde en belirgin anlatım tekniği, edebi alıntıdır.

Anlatım biçimi olarak hem üçüncü tekil hem de birinci tekil kişi anlatımından yararlandığını görüyoruz. Genellikle 3. tekil kişi anlatım biçimi, roman figürü Samim’in hatıra defteri, ‘’Simerya’’ kitabı için notlarında birinci tekil kişi anlatıma yerini bırakıyor.

Bence Yalnızız, kurgu ve anlatım tekniğiyle düşünce romanı türünün başarılı bir örneği sayılmaya değer bir roman. Peyami Safa’nın kendini neden batı kültürüyle sınırladığını anlamak zor oluyor.

Romanın dili da bütün Batı etkilerine açık. Kolej mezunu, dolayısıyla Batı hayranı bir eğitim görmüş roman figürlerinin konuşmalarında geçen Fransızca sözler belki bu kişileri karakterize etmek ve eğitimlerini eleştirmek için kullanılmıştır diyebiliriz. Sözünü ettiğim kelimeler yabancı kökenli ama Türkçe’ye mal olmuş kelimeler değil. Koketri, agitation, sura, stilo gibi.

Yalnızız romanını herkesin okumasını tavsiye ederim. Bir dahaki yazımda roman karakterlerinden bahsedeceğim.

 
Toplam blog
: 4
: 2048
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

Rus dili öğrencisiyim. Felsefem 'ya hep ya hiç...'  Hayatta en büyük eğlence, başkalarının 'y..