Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Artık kendimize gelmeliyiz

Artık kendimize gelmeliyiz
 

Küreselleşen dünyada, toplumların kültürel yozlaşmalarına şahitlik etmekteyiz. Popülizmin hat safhaya çıktığı dünya arenasında, kültürel farklılıklar asgariye düştü. Güçlü ve etkin kültürlerin, küresel hegemonyası, özellikle geri kalmış ülkelerin ya da ilerlediğini düşünen ülkelerin insanlarının yaşantısını alt üst etmiş durumda. Kültürel mahalli diller unutturulmuş ya da unutturulmaya çalışılmaktadır. Yerine dünyaya egemen ülkelerin kültürleri yerleşmiştir. Hayatımızın her aşamasında gördüğümüz, her alana sirayet etmiş popülist kültürler; her geçen gün bizi bizden, birbirimizden, milli, manevi değerlerimizden uzaklaştırarak, bilmediğimiz, anlamadığımız, yabancı, yalancı, yıkıcı kültürlerin kucağına itmiştir.

Plânlı ve programlı olarak uygulanmaya konulan bu kültürel erozyon; mevcut değerlerimiz, farklı değerlerin etkisinde eritilerek, insanımız ne olduğu belirsiz kültürlerle donanmış tuzakların senaryosuyla hedef ülke haline getirilmişiz.

Kültürel yozlaşma ve erozyon, yaşantımızı işgal eden dil, edebiyat, sanat, inanç, örf, âdet, gelenek, görenek, folklor, yemek kültürü, beslenme tarzı gibi aklınıza gelebilecek her türlü alanda kendini göstermektedir.

Her devletin, milletin kendine has kültürel değerleri mevcuttur. Her toplumun edebiyat, sanat, müzik, görüş, bakış açısı, inançları farklıdır.

Toplumları millet yapan, bir arada tutan, sosyal yardımlaşma ve dayanışma duygularını ön plâna çıkaran milli, manevi çeşitli değerleri mevcuttur. Bunlar toplumları ayakta tutan, millet yapan köklerdir. Bunları ortadan kaldırdığınızda, -ağacın kökü kesildiğinde, dal ve yapraklarının kuruması gibi - o toplumun millet olma özelliklerini de ortadan kaldırırsınız.

Nasıl ki bir bölgede yaşayan insan, başka bir bölgenin yaşantısına ayak uyduramaz sosyal hayatını idame ettiremezse, elbette verilmeye çalışan popülist yaklaşımlı kültürlerle nereye kadar, nasıl yaşayabilir? Âdeta o milletin can damarlarını zehirlemiş, susuz bırakmış, mevcut değerlerini yerle yeksan etmişsindir.

Günümüz dünyasında millet olmayan, olamayan ülkeler var ki, ancak mevcudiyetlerini maddiyata dayalı olarak ayakta durmaya, tutmaya çalışmaktadırlar.

İşte ABD… Ancak parasal değerlerle insanları bir arada tutmaya çalışmaktadırlar. Bu yüzden sürekli maddeye dayalı gereksinimlerinden dolayı ulaşabildikleri here yere, hem madden, hem manen müdahale etmeye çalışmaktadırlar. Kendi aralarında bile kültür birlikteliği sağlayamazken, sözde popüler kültürlerini başka milletlere dikta ettirmeye çalışıyorlar. Milletlerin içişlerine karıştıkları yetmezmiş gibi, bir de beyinlerine, midelerine, yüreklerine ve kültürlerine müdahale ediyorlar. Binlerce yıldır, canlarıyla, kanlarıyla ulaşabildikleri her türlü mevcut sahip oldukları kültürlerini, yaşam tarzlarını çeşitli desiselerle, entrikalarla yavaş yavaş yok etmektedirler. 

Bir an önce kendi kültürümüze sahip çıkmalıyız. Kültürel erozyona, sözde popüler kültür denilen, ne olduğu belirsiz yönelişlerden bir an önce vazgeçmeliyiz. Bize yön veren, gösteren bir inancımız ve yön-yol olan rehberimiz, yüce bir peygamberimiz var. Elbette batının tekniğini almak gerekir. Hem, rehberimiz, Peygamber efendimiz de öyle demiyor mu?

“İlim Müslümanın kaybolmuş malıdır, nerede bulursa alsın”diye emretmiyor mu?

Erkeğin erkekle, kadının kadınla evlendiği bir kültürün, bize nasıl bir faydası olabilir, hiç düşündünüz mü?

Nikâhsız evlenmelerin ayyuka çıktığı,  evlilik müessesesinin iflas ettiği, gayrı meşru ilişkiler neticesinde çocukların olduğu, ancak sahiplendiği bir kültürün bize ne faydası olabilir?

Çocuğa bakmak yerine hayvana bakmayı, çocuğu kucaklamak dururken, hayvanların kucaklanıp evde bakıldığı bir kültürün bize ne faydası olabilir, hiç düşündünüz mü? (Elbette hayvanlara da bakılacak, ancak belli kural ve kaideler çerçevesinde olmak şartıyla)

Aile mefhumunun bittiği, fuhuş, zina, cinsi sapıklık, uyuşturucu, alkolizm gibi her türlü pisliğin olduğu ve mubah görüldüğü bir kültürün bize nasıl bir faydası olabilir, hiç düşündünüz mü?

Artık kendimize gelme, özümüze, kendi kültürümüze dönme zaman daha gelmedi mi?

Her geçen gün zarar ediyoruz, bilesiniz!

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..