Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Kent Estetiği…

Aydın Büyükşehir Belediyesi Kent estetiği dairesi Başkanlığı, Aydın ilimizin tüm ilçelerini kapsayan bir estetik çalışmanın içine girdi…

Bir Turizm kenti olarak estetiğe en çok ihtiyaç duyan Didim ilçemizde de, Kent estetiği dairesi başkanlığı Didim’in park, bahçe ve bulvarlarında yoğun bir çalışmanın içine girmiş durumda…

Estetiğin konusu güzelliktir ve beğeni duygusuyla birlikte anlam kazanır.

Güzelliğin tanımlanabileceğini söyleyen düşüncelerin yanında, günümüzün bazı modern düşünürleri ise güzelliğin tanımlanamayacağını, güzelliğin mutlak değil göreceli olduğunu, kişilerin beğeni duygularıyla ilgili olduğunu belirtirler.

Çevremizde algıladığımız nesneler, belli bir ölçüye, orantıya, düzene, ahenge, renk uyumuna uygun olduğu için güzeldir…

Bunun yanında, D. Hume göre ise “Güzellik nesnede değil, gören gözdedir.”

İnsanda hoşlanmayı uyandıran haz veren beğeni ilkesi estetiğin temelini oluşturmaktadır…

İçinde yaşadığımız, havasını soluduğumuz, parklarında bahçelerinde dolaştığımız kentlerinde bir estetiğe ihtiyacı vardır…

Parklarında, bahçelerinde, sokaklarında yürürken gözünüze, ruhunuza işleyen güzel görüntüler size beğeni duygusuyla birlikte bir haz verir… İşte bu kentin estetiğidir… Kentte yaşayan insanların ortak beğenilerinin de bir yansımasıdır…

Beton yığınına dönmüş, doğal dokusu harap edilmiş, sanki bir şeymiş gibi şehirlere kazık gibi dikilmiş gökdelenler, uyumsuz, çarpık, göz zevkine uymayan binalar ve parklardan bahçelerden, heykellerden,  renklerden yoksun yavan kentler insanların beğeni duygusuna dolayısıyla estetiğine uymazlar…

Ucundan, kıyısından, ortasından geçtiğimiz ya da yaşadığımız kentler…

Durakladığımız, soluklandığımız ve gözlerimizin önüne serilen kentler…

Üzerine şiirler yazdığımız ya da kaçmaya çalıştığımız kentler…

Kentler canlıdır ve ruhları ve kalpleri vardır… Bu ruha ve kalbe insanoğlu olumlu veya olumsuz katkıda bulunur…

Olumlu katkı güzelliktir, dolayısıyla estetiktir…

Aydın Büyükşehir Belediyemiz, Özlem Çerçioğlu ile birlikte Aydın ilimizin güzelleşmesine, göz zevkine uygun, yaşanılır ve sevilir bir kent dokusu oluşumuna yönelik kent estetiği çalışmalarını başarıyla yürütmektedir…

Özlem Çerçioğlu’nun estetik eli Didim’e de değmeye başladı… Şimdiye dek, göz estetiğinden yoksun rast gele düzenlenmiş park bahçe düzenlemelerinin yerini daha bilimsel ve estetiği ön plana alan çalışmalar almıştır… Bu çalışmalardan Didimliler olarak mutluyuz…

Özlem Başkanımızdan Didim Altınkum’un can damarı olan Vakıfların atıl harabeye dönmüş arazisinin Belediyemiz tarafından alınarak, park bahçe, sosyal alan olarak düzenlemesinin yapılarak, Didimlilere dolayısıyla Didim turizmine bir eser olarak kazandırılmasını arzu ediyoruz…

Aydın Büyükşehir Belediyemizin Kent Estetiği Dairesinin yaptığı önemli çalışmaların, ticari levha estetiğiyle, anten, gelişi güzel binaların duvarlarına yapıştırılmış klimaların ve rast gele binaların çatılarına dizilmiş günısıların bir düzene sokulmasıyla desteklenmesini istiyoruz…

Ayrıca, İngilizlere havuzlu ev satıyoruz kandırmacasıyla Didim ilçemizde yapılmış olan çok sayıda ruhsatsız, plansız, sağlık kurallarına, can güvenliğine uymayan havuzların kapatılması veya bir düzene sokulması gerekmektedir…

Binaların çatılarında birer ucube gibi duran güneş enerjileri ve su depoları, deprem bölgesinde olan Didim ilçemiz için asıl tehlikeyi oluşturmaktadır…

Bu konuda diğer önemli bir husus ise, bu güneş enerjilerinin bakımı yapılamadığından, kalitesiz malzemelerden de yapıldığı için bakteri kaynağı oluşturarak “lejyoner hastalığına” sebep olacak düzeydedir… Dünya Turizm Birliği bu konuda çeşitli ölçümler yapmaktadır… Didim turizmi bu yüzden sıkıntı çekebilir…

Estetikten başladık, konu konuyu açtı ve biraz da estetikten uzaklaştık…

Büyükşehir’in Didim’deki çalışmaları estetik yönden umut vericidir… Kent estetiğini bozan oluşumlara meydan vermemek, hiç değilse yeni yapılarda estetik planlar uygulanmalıdır… Eski binalarda ise estetik planlar ve projeler geliştirilerek, Didimlilere sunulmalıdır…

Her şey düşünmede ve düşüncede…

Mevlana’nın dediği gibi: Gül düşünürsen gülistan olursun, diken düşünürsen dikenlik olursun…