Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '15

 
Kategori
Güncel
 

Aziz Sancar Hoca'nın azizliğini kökeninde arayan köksüzler!

Aziz Sancar Hoca'nın azizliğini kökeninde arayan köksüzler!
 

Aziz Sancar Hoca'nın, bilim yönünden asırlardır çorak kalmış bu topraklarda 35 yıllık bir sabrıyla ve büyük bir tutkusuyla, bıkmadan usanmadan sulayarak yeşerttiği tohum nihayet meyvesini vermişti.

35 yıllık bu bilim aşkının karşılığı olarak Aziz Sancar Hoca'ya dünyanın en prestijli ödülü olan Nobel Kimya ödülünün verildiği açıklandı.

Bu, Türkiye Cumhuriyeti için olağanüstü bir şeydi. Nobel ödüllerinin 114 yıllık tarihinde ilk defa bir Türk bilim adamı Nobel ödülü almış oldu. 2006 yılında Orhan Pamuk da yine bir ilk olarak Nobel Edebiyat ödülünü almıştı. Bunun dışında Türkiye, bunca yıldır, her yıl farklı farklı ülke vatandaşlarının aldıkları bu ödülleri uzaktan hayranlıkla seyretmekle yetinmişti. Sanki Türkiye dünya devletlerinin bir üyesi değil de, bu devletleri dışarıdan izleyen bir misafir sanatçı konumundaydı.

Nobel ödülü almak çok mu önemli?

Evet çok önemli. Nobel ödülleri ülkelere ayna tutuyor. Sizin yeriniz, statünüz, konumunuz bu diyor. Yani öyle yalancı kabadayılar gibi esip gürlemeyin, Nobel ödülünüz kadar konuşun diyor.

Özellikle de Nobel Bilim ödülleri ülkelerin gelişmişlik düzeyleriyle bire bir ilişkili. Bu konuya vurgulu gönderme yapan da Çetin Altan'dır. Kendi ifadeleriyle 20. yüzyılı ülke olarak 'ıska'lamamızın sebebini doğrudan bu ödülle açıklamaya çalışmıştır. Köşe yazılarında 10 yıllık periyotlarla Nöbel ödülü listelerini açıklamış ve her on yıllık periyot yazısının sonuna "Yine bir Türk yok" notunu düşmüştü.

114 yıllık ayıptan, vatandaş olarak aşağılık kompleksinden Aziz Sancar Hoca sayesinde kurtulduk. Bu nedenle Aziz Hoca'ya ne kadar teşekkür etsek yine de azdır.

Girişte de ifade ettiğim gibi Hoca'nın 35 yıllık bilim aşkı Nobel ödülü meyvesini vermişti. Ama bazıları, Aziz Hoca'nın fazlasıyla hak ettiği bu meyveden doya doya yemesini, bu tadımsız mutluluğu yaşamasını ona çok gördüler, adeta kursağında bıraktılar.

Vikipedi'de onun kökeniyle ilgili Türk, Kürt sözcükleri durmadan yer değiştirdi.

Bir de akrabası Mithat Sancar'ın HDP milletvekili olması sebebiyle HDP'li olduğu ilan edildi.

BBC de bu tartışmadan etkilenmiş olmalı ki ona ilk soru olarak kökenini sormuş.

Öyle anlaşılıyor ki; medeniyetlerin, kültürlerin ve özellikle de hümanizmanın beşiği olan Anadolu toprakları asırlardır sadece bilimden çorak kalmamış, hümanizmadan da çorak kalmış.

İnsan olmadıktan sonra, insanın özgür düşünce ve de hayat hakkına saygı duymadıktan sonra Türk olsan Kürt olsan HDP'li olsan kaç yazar!

Aziz Sancar Hoca bütün varlığını bilime adayarak DNA'nın haritasını çıkarmayı başarmış ve insanlığın henüz çaresiz kaldığı kanser hastalığına bir umut olmuş. Demem o ki Hoca, kendini insanların yaşamasına adamış...

Siz ise 40 bin insanın ölümüne sebep olmak yetmemiş gibi kurulan kalleş pusularda ne kadar çok insan ölürse o kadar çok bahtiyar oluyorsunuz. İnsan kanına doymadınız doymuyorsunuz. İnsan kanından makam ve mevki elde etmek istiyorsunuz. Varlığınızı insan öldürmeye ya da öldürtmeye adamışsınız.

Sizin Aziz Sancar Hoca'yla ne ilginiz olabilir?

Köken birlikteliğinden değil, ruh birlikteliğinden bahsedebiliyor musunuz? 

08.10.2015

Hasan Basri Özgen

 

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..