Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '10

 
Kategori
İnançlar
 

Bakire yumurtalar

Bakire yumurtalar
 

Yahudi gençler... Diğer düğünlerden pek farklı değil gibi sadece damat biraz farklıca..Resim alıntı


Ortodoks: Hıristiyan mezheplerinden biri bunu biliyordum.

Yunanca:

Orthos= Doğru

Dhoksa=İnanç

Bu iki sözcükten doğmuş… Diğer bir anlamı da dinini kurallarına göre uygulayan bireyler ve kiliseler.

2005 Yılında Zürich’te çekilen belgeseli izledikten sonra Avrupa’nın göbeğinde, kurallara uygun yaşayan Yahudi gençlerinin, Ortodoks genç Yahudilerin yaşamları hakkında bir nebze bilgi sahibi oldum.

Yahudi gençliği yerine genç kızları ve kadınları dersem çok daha doğru olacak.

Yaz kış: Dirsekleri ve dizleri örten giysiler giyiyorlar.

Kadınlar: Saçlarını örtüyle örtmek yerine peruk kullanıyorlar.

Genç kızlar belirli bir yaşa geldiklerinde; anne babalarına; büyüklere; bir genç delikanlıda- Koca adayında- hoşlandıkları özellikleri bildiriyorlar. Her sene veya her iki senede bir düşlediklerini gündeme getiriyorlar. Kumral esmer; uzun veya orta boylu; akademisyen ya da serbest meslek sahibi vs.

Neden?

Çünkü koca seçimini büyükler üsleniyor. Vakti zamanı geldiğinde genç kızlar yarım saatliğine koca adaylarıyla yalnız kalabiliyorlar; mutfakta… Birlikte hamur yoğurarak ekmeğe benzer bir şeyler pişiriyorlar ve birbirlerini tanımaya çalışıyorlar. Yarım saat: Sembolik bir süre… Daha fazla da sürebiliyor.

Benim ekmek hamuruna benzettiğim hamura yumurta da konuyor.

Yumurta sahne aldığında genç kız; genç erkeğin din bilgilerini test etmeye başlıyor.

“Yumurtayı nasıl bir kabın içine kırmamız gerekir?”

Erkeğin vereceği yanıt önemli… Eğer “cam kabın içine” derse sınavın ilk sorusunu bilmiş oluyor. Bilemezse zaten ikinci soru önemini yitiriyor.

İkinci soru “Neden camdan olmalı?” Ortodoks bir genç için çok kolay bir soru…

“ Yumurtaların bakire olup olmadığını görebilmek için eğer yumurta sarısında kırmızı bir nokta barındırıyorsa… Horoz tarafından döllenmiş oluyor; böyle bir yumurtayı hamurumuza katamayız günah olur”

Etle sütü aynı anda tüketmeyen; sokakta yüksek sesle konuşmayan, kahkaha atmayan; flört etmeyen; kılığı kıyafetiyle dikkatleri üstüne çekmeyen; şuh hareketler yapmadan, sadeliğiyle dikkatleri üstüne çekmeyi yeğleyen kızlar, Ortodoks Yahudi kızlar…

Aile mefhumu; örf adetlere bağlılık… Din nasıl bir etken… Birbirlerine böylesi kenetlenmek… Nerede olurlarsa olsunlar, kendi kültürlerini yaşayarak; farklı kültürlere uyum sağlayabilmek… Kıskandırabiliyor...

Ortodoks olmayan Yahudi gençler yok mu? Zürich’te veya dünyanın başka bir yerinde… Olmaz mı var tabiî ki…

Özgürlük; bağımsızlık bedava değil… Hiçbir şeyin olmadığı gibi…

Bedel ödeyecek gücü kendinde bulmak yeterli.

Sürüyü terk edeni kurt kapar demişler…

Doğru mu demişler?

Valla bilmem ki… Ya kapmazsa… Tek başına kalmaktansa; kurdun ininde yaşamak daha cazip gibi ama sadece ara sıra bazen…

Belgeselde: Rol ve yer alan sakallı yaşlıca işadamından: "İnsanlar Allaha inanmadıklarından değil mensup oldukları dinin kurallarını harfiyen yerine getirmekte zorlandıklarından dolayı ihmalkâr oluyorlar”

6 Aralık 2010 Pazartesi

Buz gibi ayazlı, kar beyaz Berlin’den

Alev Meisel

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..