Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '14

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bandırma yazıları : Bandırma'nın geleceği (2)

Bandırma yazıları : Bandırma'nın geleceği (2)
 

Otopark Sorunu


 “Her gün taze başlangıçtır, her gün güneş yeniden doğar.”

Eskiden gazeteler böyle savsözlerle başlık atarak piyasaya çıkarlardı. Artık öyle güzel sözler unutuldu. Zaten böyle şeylere kimse de inanmıyor. Ama Bandırma’da yeni bir Başkan’ımız var. Yeni Belediye Başkanımız Dursun Mirza umarız bu kente yeni bir umut, yeni beklenti olur. Her gün onun yaptığı güzel eserlerle uyanırız.

Kolay değil ama, olsun.. Ümit bu. İnsan beklentileriyle yaşar.. Ve bulduğuyla avunur.

O da biliyor ki, bir kent parayla döner. İktidara geldiklerinde (CHP iktidarı çoktan unuttu ya…) Bandırma’da öyle değil. Maşallah çok çalışkan hanımlar sayesinde CHP hep iktidarda.
Ama herkes biliyor ki para lazım. Hadi Napolyon gibi söyleyelim iş yapmak için para, para, para… lazım. Nereden bulacaksın parayı? İşte bazı kendi kaynakların var ama o kaynaklar kendi personelinin maaşlarına yetmez. Sokaklarda, Pazar yerlerinde fiyakalı fiyakalı dolaşıp duran bir çok şişman Belediye Zabıtaları var… Şimdi koca yeni Belediye binasını çeviren o kadar insan var. Üstelik henüz eski Belediye binası da terkedilmiş değil…

Mirza parayı nereden bulacak? (Allah Allah sana mı düştü kaygısı ,) diye soracak olanlara, “Elbette bana düştü, çünkü ben de bu kentin vergi veren bir vatandaşıyım..” diye yanıt vermeliyim. Bu kentin ve memleketin her meselesinin içine burnunu sokmak, bu ülkenin insanlarının görevidir arkadaş. Öyle kenar kenar gezmek gerçek vatandaşlara yakışmaz.

Şimdi önce ufak ufak bazı hoşuma gitmeyen işlerden başlayalım da büyük meseleler sonraya kalsın. Yani üvertürler…

Bu kentin sokakları dar. Burası da iki eşek rahat rahat geçsin diye yapılmış kentlerimizden. Öyle kurulurken, şimdiki gibi arabalar, otobüsler, kamyonlar geçsin diye kurgulanmamış. Bundan dolayı da kent içi caddeleri, sokakları dar…Üstüne üstlük yeni yapılan yolları da eski yollara benzetip yaptıklarından naşi , onlar da dar… E arabalar, otomobillere de otopark yeri yok kadar az. Sonuçta ne oluyor, caddeler, sokaklar sağlı sollu maşallah bir doluyor ki arkadaş, sonuçta bir arabanın zor bela geçeceği kadar geçit kalıyor.

Sedat Peker zamanında kim düşündü bilemiyorum. “Ana caddeleri taşaronlara kiralayalım, onlar da buralara park yapan araçlardan haraçlarını alsınlar; hem Belediye kazansın; hem vatandaş…”  (vatandaş nasıl kazanacak!, Hem de  taşeron..) gibi özgün bir düşünce uygulanmaya kondu. Hemen caddeler sokaklar sarı çizgilerle  çizilmeye başlandı. Sonuç..

Önce yollar biraz biraz temizlendi…

Sonra… Arabanı çok kısa bir süre yol kenarına yanaştırıyorsun. Sözgelimi ATM’den para almak için. Lise sondan terk bir tombalak delikanlı veya kız çocuğu başında hemen başında beliriyor; aman zaman demeden, hemen cırt diye bir kağıt parçasını yırtıp, silicinin altına sıkıştırıyor. Ondan sonra sen istediğin kadar dert anlatmaya çalış: “Çocuğum ben  3 dakika kalıp gideceğim, sen onu koydun ama…” Hiç aldırış  etmiyor. Veya “Bi şey olmaz abi..” diyip gidiyor. Şimdi cebim böyle kağıtlarla doldu. Bu kağıtların sonuçlarını korkunç merak ediyorum. Niye? Bu işkence değil mi? Ben o kağıtları ne yapacağım… ya cezalar filan…

Bu fikir kimden çıktı; Sedat Bey’den mi, yoksak Dursun Mirza’dan mı bilmiyorum. Ama fikir pek adil ve güzel işlemiyor gibime geliyor. Millet o göevlilerle her an savaş halinde..  Buradan epey sorun çıkacak gibi… hatırlatırım.

Bir de aşağıda ki oto-park’larda , eskiden 15 dak. lık park etme ücreti yoktu. Şimdi o da değişti. Girdin çıktın 4 TL. El insaf! Yani insan oğlunu haraca bağlamak demek ki böyle bir şey. E vatandaşın da ağzı var, dili yok… Vur abalıya. Diyecekler ki, arabası olmayana böyle bir muamele yapıyor muyuz? Keşke bizden aldığını , garibanlara versen… Onu anlarım… Ama.

Bunlar ufak meseleler, kesende başka neler var, diye soracak olursanız… Sorun çok, sorun çok da… İyi niyetle dinleyecek olan var mı? Ona bakıyorum. Var mı, olacak mı?

Şimdi şu soruyu sormaya hazırlanalım bakalım: Bandırma  bir turistik kent olacak mı olmayacak mı? Siz ne dersiniz? İşte bütün mesele…

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..