Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Bel fıtığımız varsa neler yapmalı? Oluşmaması için nelerden kaçınmalı?

Bel fıtığımız varsa neler yapmalı? Oluşmaması için nelerden kaçınmalı?
 

İlk görüştüğüm doktorun "aman ileride bacakların tutmaz, sinirler kaybolursa gelir gelmez, tuvaletini bile tutamazsın, mazallah o olur, bu olur" diye korkutmalarıyla acilen Bel Fıtığı Ameliyatı olmuş tezcanlı birisi olarak, öncelikle size naçizane tavsiyem sadece "bir tanecik doktor" görerek, hemen ameliyata yatmamanız olacaktır.

"Neden?" derseniz, yıllar geçti ve ben hala fıtıkla uğraşıyorum. Ne yapayım? Sorun çözülemedi ki... :( Doktora kalsa yine ameliyat edecek. "Aman canım, olmadı, bir plaka takarız" diyor sanki fermuar var belimde aç-kapa kolaydı!... Hem merak ediyorum, İstanbulda oturanların plakası 34 ile mi başlıyor acaba? Iyk iğrenç bir espriydi biliyorum af edin kaçıverdi işte yakalayamadım!:)

Cem Yılmaz'ın askerlik anılarını anlattığı stand-up şovunu izleyenleriniz hatırlar. Askerde bacağında çekiyor diye revir doktoruna görünür. Sıkıntılarını anlattığında, "olur öyle!" der doktoru... Çözüm olarak da aslında midedeki asit için önerilen bir ilaç olan Talcid vererek yolladığını, daha sonra Gata'da hastalığına "Fıtık" teşhisi konulduğunda da, her 3 kişiden birinde olan bir "amele hastalığı" çıktı diye nasıl bozulduğunu ve ameliyat olmak zorunda kaldığını anlatır...:) Aynı kaynınız, değil mi? :))


Sıklıkla ağır yük kaldıranların başına geldiği için, "amele hastalığı" diye inşaat işçilerine mal edilen bu rahatsızlık, gerçekte ise marketten çıkarken bir kaç poşet bile yüklenseniz, düzgün ve dengeli taşıyamayınca, bir yanlış hareketinizi bekleyen sinsi bir şey... "Haadi bismillah" diye poşetleri Naim Süleymanoğlu edasıyla kavrayıp, yukarı kaldırdığınız anda, "kırt" diye bir ses gelir belinizden ve hoooop! işte artık siz de fıtıksınızdır. Bu kadar basit ve ani...

Bunun için de yerden ağır bir şey kaldırırken, örneğin çocuğunuzu kucağınıza alırken, belinizden değil, yere çömelir gibi dizlerinizi kırarak, aşağı inmeniz, iki elinizle ve vücudunuza en yakın şekilde kucağınıza alarak, beraberce dizlerinizden yukarı kalkmanız öneriliyor. Market alışverişi yaptıysanız, bir ağır poşet yerine, aldıklarınızı en azından 2 eşit ağırlıkta poşete koyarak, birini sağda, birini solda taşımaya özen göstermelisiniz.

 

Diyelim ki içme suyu siparişi verdiniz ve kapıya mavi büyük şişeniz geldi. Onu da mı çocuk kucaklar gibi sarılıp taşıyacaksınız? Tabi ki de hayır! Mümkünse hiç kaldırmayın ve şişeyi ağız kısmından kavrayarak, tabanı hala yerdeyken, döndüre döndüre mutfağınızda olması gereken yere getirin. Bu arada parkeleri ya da yer karolarını filan çizmeyin ki sonra bana "tüh senin verdiğin akla!" diye de kızmayın tabi:)

Bir tek ağırlık kaldırmak da değil, uzun süre oturmak veya ayakta sabit durmak da bel fıtığına zemin hazırlıyor maalesef.

Hele de masa başı çalışan biriyseniz, bütün günü oturarak geçirirken sandalyenizde nasıl şekilden şekle girdiğinizi düşünün. Biraz sağ kolunuza yaslanırsınız, biraz sol, bazen kaykılır, bazen yayılır insan, bazen aklına gelir dimdik oturur bir kaç dakika. Ama işte ne yaparsanız yapın tüm üst vücut ağırlığınız o anda omuriliğinizdeki disklere yüklendiği için, hele de bel kaslarınız kuvvetli değilse, fıtık yine kaçınılmaz sonuç olarak kapınızı çalmak üzere tetikte bekler edepsiz:)

 

Bu durumdan kurtulmanın en iyi yolu o bölgedeki kasları kuvvetlendirmek... Yapılabilecek en kolay spor ise yürüyüş. Öyle mağazalara baka baka ağır aheste çekirdek çitleyip, kabuklarını da "püfrt" diye havaya üfleyerek yapılan yürüyüşlerden bahsetmiyorum.

 

Ayağınıza yürüyüşe uygun spor ayakkabılarınızı, üzerinize teri güzelce emen pamuklu kıyafetlerinizi giyerek çıkın.

Yanınıza da ister kafa dengi bir eş, dost, arkadaş, komşu birini alın, ister kulaklığınızı takın en sevdiğiniz müzikler eşliğinde, tempolu olarak haftada 3 gün 45'er dakika yürüyüşe çıkın. Bakın nasıl iyi hissedeceksiniz kendinizi:)

 

Eğer imkanınız varsa düzenli yapacağınız yüzme, ama özellikle sırt üstü yüzme ve uzman eşliğinde yapılan pilatesin de çok faydasını görürsünüz.


Nefes alhh ve verrhhh... Alllhh ve verhhh! :)))

Benim 20'li yaşlarımda belimin yanlarında yağ olmasın diye çok sık yaptığım bir hareket vardı... Sırtınıza, yere paralel şekilde uzunca bir sopa alıp yanlara dönersiniz hani. İşte ben bunu artık günde kaç tane yapsam kardır diye kendimi paralardım. O zamanlar çok tavsiye edilen bu egzersiz, meğersem, bel bölgesinde diskleri kaydırdığı için, en yanlış hareketlerden biriymiş. Aman siz siz olun, aynı hatayı yapmayın.

Öyle "fıtık ağrım var" diye taş gibi sert yataklarda ya da yerde filan yatmaya kalmayın, sonuçta omuzgamızın belirli bir S şekli var. En ideali yarı ortopedik bir yatak. Ara sıra yatağınızın minderinin alt üst çevrilmesini öneriyorlar ki, vücut formunu alıp, içe doğru göçmesin diye. Ama tabi beliniz sakatken sakın bunu kendiniz yapmaya kalkmayın:)

 

Beliniz ağrıyor diye uzun süre korse kullanması da buradaki kasların iyice tembelleşmesine yol açtığı ve fıtığa daha çok ortam hazırladığı için tavsiye edilmiyor.

Söylememe gerek yok herhalde ama, fazla kilolarınızdan dengeli ve düzenli beslenerek kurtulmanız, belinize daha az yük bineceği içini ağrılarınızın hafiflemesini sağlayacak. Dolayısıyla bunu duymak işinize gelmiyor biliyorum ama, bol bol su içip, biraz hamur işini ve tatlıları azaltmak şart:)


Gıdıkların efendisi:)

Hareketsiz kalmak ve her fırsatta bütün gün yatmak ise hiç yapılmaması gereken şeylerden. Daha size anlatmadım ama sıra ona da gelince, ameliyat sonrası dönemde, doktorun tavsiyesi üzerine sadece bir kaç güncük hareketsiz yattığımda bile başıma gelmeyen kalmadı... Yazacağım. Yazacağım.. Sabredin azıcık, pek yakında sinemalarda! :)

Özet olarak neymiş efendim?


1) Varsa fazla kilolarımızdan kurtuluyoruz

2) Sigarayı bırakıyoruz (ne alaka demeyin, içmeyin şu zıkkımı işte! :)

3) Haftada 3 gün 45 dakika tempolu yürüyüş yapıyoruz

4) Mümkünse yüzme, pilates gibi düzenli bir spor faaliyetine giriyoruz. ("Anam öyle sosyetik sporlar için para nerede?" demeyin, günde 1 paket sigara içseniz, paketi 10 TL olsa, ayda 300 TL eder. Sigarayı bırakınca alın size her ay kendinize yatırım yapabileceğiniz havadan bir 300 Tağleeee)

5) Yerden bir şey almak gerektiğinde dizlerden eğiliyoruz, belden değil...

6) Aynı şekilde yukardan birşey almak için de uzanmak yerine, mümkünse dikkatlice bir sandalye ya da merdivene çıkıp alıyoruz.

7) Korse takıp, mucize beklemiyoruz

8) Bütün gün oturarak çalışıyorsanız, bel boşluğunuzu dolduracak ortopedik yastıklardan edinmenizde fayda var. Belirli aralıklarla bir bahaneyle ayağa kalmayı ve yürümeyi de unutmayın. Su içmeye gidebilirsiniz mesela:)

9) Evdeki eşyaların yerlerini tek başımıza değiştirip cengaverlik yapmıyoruz (Bu sözüm, en çok Anneme! Duy beni, yapma etme yazıktır günahtır o beline:)

www.budagelirbudagecer.com


www.facebook.com/budagelirbudagecercom
www.twitter.com/HepsiGelirGecer
www.instagram.com/budagelirbudagecer 

 
Toplam blog
: 12
: 1454
Kayıt tarihi
: 15.08.14
 
 

"Ne ağlarsın, benim zülfü siyahım? Bu da gelir, bu da geçer, ağlama!" der Aşık Daimi... İşte ben ..