Belgelerin Hoşluğu, İçeriğinin Boşluğu

Eğitim modern toplumların en önemli problemlerinden biri olmalıdır ama gerçekte, insana dair bilinci öldürüp, insanı daha fazla kontrol edilebilir araçları üretmekten insanları eğitmeye modern sistemlerin zaman bulabileceğine dair inanç bende günden güne azalıyor.

İnsanlar bir şey biliyorlar ve bunu belgelendirme ihtiyacı duyuyorlar ne garip gerçekten insanların çok iyi yaptıkları şeylere gelince bu konuda en ufak bir belgelenme ihtiyacı duymuyorlar. Öyle ya bir kadın bebek doğurabildiğini, bebek yapabilmek için ön çalışmaları partneri ile zevkle yapabildiğini, aynı zamanda güzel yemek yapabildiğini belgelendirme gereği duymaz. Aynı şekilde evini temiz tutabildiğini, çocuklarının bakımı yapabildiğini, çamaşırları en güzel şekilde yıkayıp ütülediğini daha birçok konuda bu listeyi çoğaltabiliriz…

Aynı şekilde bir erkek de erkekliğinin gereği şeyleri zevkle yapabildiğini, toplumsal rollerini yerine getirdiğini, çocuklarına çok iyi bir baba olabildiğinin belgelendirilmesine ihtiyaç duymaz. Erkeklerle de ilgili çok iyi yaptıkları ancak çok iyi yaptıkları konularda herhangi bir onurlandırılma ve belgelendirilme isteklerinin akıllarından bile geçmediği bir dizi liste sıralanabilir

Kısaca insanlar çok iyi yaptıkları ve o konuda gerçekten yeterli olduklarına inandıkları konular hakkında belge sahibi olma talebinde bulunmazlar. Hayatın özü, belgelendirilmeyen alanda seyrederken, belgelenen alanda ise çoğunlukla var olmayan nitelikler belgelere dökülür.

Bugün açıköğretim sınavı vardı, örneğin; insanlar günlerce ders çalıştılar ve kimisi ezberledi ve kimisi de öğrendi. Sınavda soruların tamamına doğru cevap verseler, ancak sınav bitiminden bir hafta sonra sınavda hatırlayıp da kâğıda yazdıklarının yüzde ellisini bir yıl sonra da tamamını unutsalar, öğretim programını tamamladıkları andan itibaren yüzde doksanını unutsalar da yine elde ettikleri bitirme belgesi veya diploma aynı işlevde olmalı mıdır? Genellikle bu sorulmaz, sorgulanmaz. Dokuz yılda öğrenilen bilginin sadece doksan dakikalık bir süre için doğru cevaplandırılması, dokuz aylıkları sınıflandırırken ne kadar da fazla adil ve belirleyici bir belgelendirmedir tartışılır.

Modern eğitimlerin, sözde eğitimlerin vermediği motivasyonun onlarca yüzlerce katı karamsarlığı, olumsuzluğu da içinde bulunduran herhangi bir davranışı bilinçaltına ne kadar da kısa sürede veriyor farkında mısınız? Farkında değilseniz, bir lisenin, hatta bir ortaokulun sıraların üzerini, pencere kenarlarını kaplayan yazılara, yetişkinler için ise umumi tuvaletlere yazılan itirafnamelere bakınız!

Özellikle ortaokul ve lise sıralarına yazılan intihar ve umutsuzluk, kahretme ve içinde bulunduğumuz toplumda her duruma lanet okuyan beddualar eden arabesk çağrışımların kökeni nedir ve kimler tarafından tetiklenmekte ve insanları daha fazla bilime teşvik eden kurumlar olması gereken yerler nasıl da ölüm ve umutsuzluk çığlıklarına sahne oluyor görün!

Toplumda geçici süreliğine var olan durumu belgeleyen; çoğu zaman ise olmayan özellikleri de belgelemekte mahsur görmeyerek diğerlerinden bir adım öne geçmeyi başaran sahtekârların edindikleri sözde belgelere diploma, sertifika deniyor da aslında o belgede yazılı olan sıfatlar veya özelliklerin sadece uzaktan bir ses vızıltısı halinde duyulacak kadar zayıf seslere benzeyen gerçek hayatı, belgelendirilen durumlarla pas geçirilmesine yardımcı olan sözde duruma duyarlı olabilmek oldukça zor bir durum. Belgesinin gereğini yapmayan kişiler o belgelerin gerektirdiği özelliklere haiz olsalardı emin olun ki öyle bir özgüven içinde olurlardı ki söz konusu belgelere ihtiyaç kesinlikle duymazlardı.

Eğitim öğretim sistemleri var olması hedeflenen bilgi düzeyinin anlık gösterilerek, şanslı kişilerin ise söz konusu an diliminde tamamen sağlıklı (her yönden) olabilmesi ve onları kâğıda işaretlemesi ile süreci tamamlamış oluyor. O yüzden de eğitim, ya da öğrenim bilinçli bir kişinin susadığında aradığı ve bulduğu su gibi bir anlamı olması ve sonuçta bulduğu suyu içmesi şeklinde gerçekleşebilecek bir durum standartlaştırıcılar vasıtasıyla zaman öldürme aracından öteye gidemeyebiliyor. Buna en bariz örnek ülkemizdeki yabancı dili eğitimleri olsa gerek. Gerçi matematik ve fizik yöntem yanlışlığından ötürü yabancı dili oldukça katlıyor olabilir. Hele günümüzde insanlarımız zaman kavramını da algılamaz olabiliyor ve bir soru sorma bilincinden bebekliklerinin sona ermesiyle dış şartların da etkisi, ayıp, günah, kimseler duymasın, kimseler benim gerçekte cahil olduğumu anlamasın, cennet veya cehennem gibi etkili öldürücü silahlarla en ölümcül darbeleri vurabiliyorlar…

Belgelendirilmeyen durumlarla hayat yaşanır ve hayatta kalınırken, belgelendirilen durumların içeriğinin tamamen boşluğu da bir başka hoşluk olsa gerek!