Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ben rahat değilim!

Ben rahat değilim!
 

Şükürler olsun bu yıl da ramazan orucun kavuştuk. Rabbilalemin izin verirse daha çok oruçları da eda edeceğiz inşallah.

Nasıl tutacağız, nasıl yapacağız falan derken, işte ramazan orucunu da yarılamış bulunuyoruz.

Malum sayılı günler çabuk geçer. Bir ay ramazan orucu da sayılı gün olduğundan hemencecik geçiveriyor.

Ramazan ayında birçok olay vuku bulmuştur. En önemlisi de Kuran-ı Kerim bu ayda nazil olmuştur. Bu yüzden Ramazan bir kültür, bir eğitim ayıdır denilebilir.

Kuran-Kerimin öncülüğünde kültürel bir yoğrulmayla insan farklı bir eğitime tabi tutar, tutulur, tutması gerekir kendini.

Oruç, yardımlaşma, dayanışma, rahmet, mağfiret, ayıdır.

Ramazan denince, aklımıza ne gelmiyor ki?..

Ramazan orucu eğitim ve kültüründe;

Mukabele,

Fitre,

Sadaka,

Teravih,

Maniler, ilahiler,

Dualar,

Misafirperverlik,

Fakir fukaraya yardım,

İftar,

Sahur,

Aç ve susuzların haliyle hemhâl olmak,

Ramazanla ayıyla özdeşleşmiş, gelenekleşen sahur davulu… gibi sayısız ritüelleri vardır.

Ramazan orucu denilince;

Gecenin bir vaktinde kalkılıp yemek yiyerek sahur yapma,

Akabinde sabah namazı ve mukabeleler,

Sessiz ve sakince akşamı bekleme,

Sabır, tahammül, hoşgörü, insani değerler,

Açın, susuzun halini düşünme…

Akşam fırının önünden geçerken, o nar gibi ekmek kokusunu doyasıya içine çekme,

Fırına o tatlı bekleyişi içerisinde ekmek sırasına girme,

Ramazan ayına has yağlı ekmek, boyam şerbeti alma,

Sokaktan geçerken o leziz yemek kokularını içine işleyişini görme,

İftar sofrası kurulmasındaki o tatlı telaşı yaşama,

Sofranın başına ailecek oturma,( Başka şekilde modern aile bireyleri bir araya gelemez)

Tövbe istiğfar etmek,  el açıp günahlarından soyutlanma,

Sonra Allah’u Ekber nidasıyla nefsine ettiği eziyetin cezasını sona erdirerek orucunu açma,

Nihayet beklenen Hâkim-i Mutlak’ın o artık serbestsiniz, artık yiyip içebilirsiniz emrinin verdiği o hazzı, mutluluğu, vücudunun her zerresiyle iliklerinize kadar yaşama,

Ardından keyifle içilen bir çay verdiği o haz,

Teravih, ardından yine o tatlı, mutlu, kutlu ve heyecanlı bekleyiş ve yine sahur vardır.

Peki, bunları yaparken bir Müslüman olarak İslam coğrafyasında olan bitenin televizyon ekranlarında, izlerken, iftar açabiliyor musunuz?

Bombalar altında canlar inim inim inlerken sahur yapabiliyor musunuz?

Kendinizi mutlu, huzurlu ve mutmain hissedebiliyor musunuz?

Hani ben biraz huzursuz ve mutsuzum da, rahat değilim yani!

 Resim netten alıntıdır

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..