Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '17

 
Kategori
Futbol
 

Beşiktaş Lyon'u elinden kaçırdı

Beşiktaş Lyon'u elinden kaçırdı
 

Fenerbahçe Ülker basketbol takımının Atina’daki muhteşem zaferinden sonra  Beşiktaş’ın  Lyon’u elemesiyle Türk sporunun  muhteşem bir gece yaşaması dileğim ne yazık ki gerçekleşemedi.

Maçtan saatler öncesi Lyon’un daha iyi takım olduğunu söyleyen arkadaşlarla aynı fikirde değildim.  Lyon iyi takım olabilirdi ama Beşiktaş da ondan aşağı değildi. Üstelik saha ve seyirci avantajı  vardı.

1-1 biten 1.devre sonunda  kafamdaki  düşüncemde  bundan sonraki oyun akışına göre Beşiktaş’ın risk almak zorunda  olması gerekiyordu…

Adı üzerineydi.. Risk!.

Şayet  bu riskli oyunda  bir kontra yemezse  Beşiktaş’ın golü atabileceğini, en azından maçı uzatmaya götüreceğini düşündüm çünkü 2-1 olunca en azından  defans daha kontrollu oynayacaktı.

Nitekim Talisca  durumu 2-1 e getiren golü atıverdi. Ve maç uzatmaya gitti.

Talisca demişken….. Fransa’daki maçta  takımın en kötüsü  iki oyuncu enteresandır bu maçta takımın en iyileriydiler. Tabii ki diğeri kaleci Fabricio idi.  Bir attı, diğeri kurtardı.

Baştan aşağı bir heyecan fırtınası olarak geçen  bu maç  başka bir sonuçla da bitebilirdi. Her iki takım da  maçı penaltılara, hatta uzatmalara gitmeden bitirebilirdi.

Maçım üç kırılma noktası vardı.

88. dakikada  Quarisma’nın yoktan var ederek al da at dercesine verdiği  pası Talisca’nın bu kez avuta atması ve bu pozisyondan 1 dakika sonra  kaleci Fabricio’nun  kale önündeki karambolde  kısa mesafeden üst üste tam 3 şutu  kurtarmasıydı.

Bir diğer pozisyonda ise

107.  dakikada Lyon’lu oyuncunun  müsait pozisyondaki şutunun üst direğe çarpıp avuta gitmesiydi..

Bunlar kader anlarıydı.. Sanki top Beşiktaş’ı biraz daha seviyor gibiydi…90 dakika sonucu uzatmaya giden maçların yorgunluk belirtileri, futbolcuları etkilemeye başlamıştı. Kaçan golleri izah edebilmenin  bence en  doğru sebebi bu…  

Maç 2-1 bitmişti… Orada 2-1, burada 2-1.. Tam 4 saattir  statta  bulunan  Beşiktaş taraftarı  maçın  hop oturtup, hop kaldıran  heyecanında bugün aniden  değişip,  soğuyan havayı hissetmiyorlardı bile…

Sıra artık penaltı atışlarına gelmişti…

Bu kadar başarılı bir maç çıkaran  kaleci Fabricio’nin  ben de en azından bir penaltı  çıkarmasını bekledim fakat  öyle bir yere  atıyorlardı ki şutları  sanki cetvelle ayarlamış gibi. Fabri 2 tanesini sezdiği ve doğru köşeye atladığı halde çıkaramadı…

Beşiktaş da ilk 5 penaltıyı kusursuz atınca penaltılar da uzamaya gitti.

Beşiktaş  kazansa, muhteşem bir gece olacak. 

Eşim  önündeki  işi bırakmış, o da maçın heyecanına kaptırmış kendini. Soruyor.!

-Bu 5 penaltı da berabere biterse ne olacak?

Şöyle söylediğimi hatırlıyorum..

-22Bu  ilk 5 penaltıyı atanlar, takımların en iyi penaltıcılarıdır,  daha sonra tek tek atcaklar, kazmalar devreye girecek, penaltıcı olmayanlar da penaltı atmak zorunda kalacaklar…

6-6 oldu penaltılar… Tolgay’da attı.

Sonra  Beşiktaş’ın  iki defans oyuncusu sahne aldı. Tosic geldi  önce.. Eyvah dedim, eyvah bu adam ancak sert  vurursa gol olur, yoksa avuta da atabilir…

Tosic kalıbından beklenmeyen bir yumuşaklıkla vurunca, kaleci rahatça tuttu… Tur gidiyor  mu derken, onlar da avuta attı. Yeniden umut fazla sürmedi…

Bu kez diğer defans oyuncusu geldi.. O Tosic’den de yapılı… Hani vurdu mu topu göremezsin sanırsın..

Ne yazık ki  onun vuruşu diğerinden beter ve kalecinin kucağına…

Tabi tur da Lyon’un cebine…

Yazık oldu…

Maçın penaltılara gidebileceğini düşünmüştür mutlaka Beşiktaş ama  galiba  90 dakikadan sonra  skoru değiştirebilecek  kaliteli bir yedeği olmadığı gibi,  iyi penaltı atan ilk 6 oyuncusundan başka  da kaliteli penaltıcısı yokmuş demek ki, ya da yanlış sıralama yapmışlar.

Dişe diş, başa baş  mücadelelerden sonra bu şekilde  elenmek elbette üzücü…

Bir futbolsever olarak  bu beni de yakar

Ama..

Olympiakos maçında  hiç yoktan 3 maç ceza alan bilmem şimdi nereye bakar?

Biliyorum ve inanıyorum ki, olsaydı  Beşiktaş  bu kupada finale kadar giderdi…

Beşiktaş'ta her kes görevini yaptı. Elinden geldiği kadar. Hocasından, futbolcusa, taraftarına kadar. 

Bir o  yapmadı görevini.  Bir o yoktu... Çok arandı....

İhanet  gibiydii.. 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..