Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '16

 
Kategori
Güncel
 

Bilinçaltına Bilinçli Mesajlar-1

Bilinçaltına Bilinçli Mesajlar-1
 

Bugünlerde bir dava ile gündeme gelen bilinçaltına mesajlar kavramı yeni bir mesaj olmamakla birlikte ben bundan ne anlıyorum onu paylaşmak isterim.

Bazı yazılar vardır. Gerçek amacı çok güzel bir şekilde gizleyerek vermek istediklerini farklı teknikler kullanarak vermeyi profesyonelce ele alan yöntemlerdir. Bunu dünyada en iyi uygulayan ülkelere Almanya’yı, İngiltere’yi, Amerika’yı gösterebiliriz. Bunu nasıl becerdiklerine gelince devşirdikleri beyinler vasıtasıyla yapıyorlar tabii ki,

Yıl 1992 üniversite öğrencisiyim. Köydeyim, karşıdan komşumuz olan imamın kızı ile birlikte bir grup kız çocuğu neşeli bir biçimde şarkı söyleyerek ilerliyorlar. Soruyorum; “Kızlar sizler ne oyunu oynuyorsunuz.” İmamın çokbilmiş kızı cevap veriyor: “Kiliseye gidiyoruz, düğün yapacağız da” Allah, Allah yahu imamın küçük kızı düğünün kilisede yapılması gerektiğini söylüyor. Hâlbuki atasözlerimiz “kişi yedisinde neyse, yetmişinde odur” diyor. Peki, çocuğa kilisede düğün yapması gerektiğini küçücük bir köyde kim veya ne öğretmiş olabilir ki?

Almanya’dan akrabalarımız geliyor. Teyze çocukları ile sohbet ediyoruz. Ben de Polonya’ya gittiğimden falan söz ediyorum. Teyzemin kızı: “Biz” diyor, “Polaklardan hiç hoşlanmayız” Allah, Allah" diye düşünüyorum, "Teyzemin kızının Polaklarla ne işi olabilir.” Neticede Polonya Almanlar, Fransızlar, Ruslar tarafından sürekli işgale uğrayan bir ülke. Avrupa’da Polonyalılıar, gözlerine baktığından eziklik ve mazlumluk akan milletlerden birisi. En önemli başarıları, Viyana Kuşatması esnasında savaşa yardımcı kuvvet olarak katılıp, Osmanlı’nın yenilmesinde rol sahibi olarak kendilerine bir kahramanlık payesi çıkarmaktan başka nerdeyse öğündükleri bir şey yok. Hayır! Yani, Auschwitz Birkenau kamplarını görmemiş olsam “ya vardır bir nedeni” diyeceğim ama Almanlar Polonya'nın ve Polonyalıların canına okumuş Almanya nefret edilen ülke Polonya ve sahibi Polaklar. Polonyalılar ve Polonyalılardan nefret eden Almanya'da yaşayan bir Türk! Ne kadar da anlamlı! Yıl 2010 Almanya’dayız. Dünya kupası maçları var. Hollanda ile İspanya maçı oynanıyor ve biz maçı orada yaşayan gurbetçilerimizle birlikte izliyoruz. Almanya’da gurbetçi kardeşlerimizin tamamı İspanya’yı destekliyor. Soruyorum “Hollanda hem komşunuz, hem de Hollanda’da da bir sürü Türk var, niçin Hollanda’yı değil de İspanya’yı destekliyorsunuz?” Onlar da: “Çünkü biz Hollandalılardan hoşlanmayız” diyor. Yine anlam veremesem de Türkiye’ye gelince NTV’de yayınlanan 2. Dünya Savaşı belgeseli izliyorum. Meğer 2. Dünya Savaşı sırasında Hitlerin ilk girdiği ülkelerden biri de Hollanda. Hollandalı general, Hitlerle baş edemeyeceğini düşünerek “ülkemizin tarihi değerlerine, şehirlerimize, insanlarımıza zarar vermemeniz koşuluyla teslim olabiliriz” diyor. Ancak buna rağmen Hollanda’da yetmiş bine yakın kişi öldürülüyor, tarihi yapılar, binalar tahrip ediliyor ve o tarihten bu zamana kadar Almanlar Hollandalılara, Hollandalılar da Almanlara husumet duygusu içerisindeler. Hollanda deyip geçmemek lazım, henüz Alman prenslikleri derebeyi iken, Hollanda ilk sömürge imparatorluğu kuran ülkelerden birisidir. Yani Alman Almanlara benzetir. Alman diğerlerine özünü, dilini dahi unutturur.

Almanya’da doğup büyüyen Türk çocukları Avrupa'daki diğer ülkelerde doğan Türk çocuklarına nazaranTürkçeyi en kötü şekilde telafuz ederler. Bunun mutlaka özel, bilimsel bir sebebi olmalı. Dikkat edin, İsveç, Fransa, İngiltere, Avusturya'da doğan, yaşayan Türklere hiçbiri Almanya'dakiler kadar Türkçeyi unutmamışlardır. Halbuki Türkler Almanya'da koloniler halinde eş-dost-akraba şeklinde ve genellikle bir arada yaşarlar.

İsveç’te “Ben Kürdüm” diyenler, Almanya’da “Ben Türküm” diyenlerden çok daha düzgün Türkçe konuşuyorlar. Bunlar benim kendi gözlemlerim. İtiraz edenler olacaktır illaki ama Almanlar asimilasyonu Avrupa’da mükemmel bir şekilde uygulayan devletlerden biri. Almanya’da Türk milletvekilleri var diyorlar ya onlar Almandan çok daha Alman olmadan milletvekili olamazlar ki, bunu da çoğu eylemleriyle zaten kanıtladılar. Yüzlerce yıldır dilini konuşan Kürtler yaşıyor Türkiye’de ve onlar aslında Türklerin üvey değil öz kardeşleri. Hatta Türk ve Kürt kelimesindeki tüm harfler aynı. Gerçekten çok ilginç bir tesadüf. Orta Asya’dan gelmiş Türklerle Ortadoğu kökenli olduğu iddia edilen iki halkın tüm kelimeleri aynı harflerden oluşuyor. İlginç bir rastlantı doğrusu. Asimilasyon diye ben buna derim.

Bir üst paragrafta aslında ben de istemeden bilinçaltına çalıştım. Ama burada hile yapıp okuyanların tarafındaymış gibi davranarak değil, gerçekten ilginç bulduğum için bunu yaptım. Bu koyu ve italik olarak yazılı cümleler insanlara acaba sorusu sordurabilir. Ben bunu yaparken başkaları da 25.kare gibi teknolojik yapılarla çocuklarımızı, evlilik programlarıyla, yerli ve yabancı dizilerle yıllarca bilinçaltına çalışmadılar mı?

Bir sonraki yazıda Fransızların otomobil markası Renault'un Türkiye'de neredeyse Türk Malı olarak algılandığını, montaj sanayi olduğumuzu (montaj sanayinin örtülü, ustaca gizlenmiş ithalat olduğunu) veya dil öğrenmek için yıllarca Amerika ve İngiltere'ye giden genç kızlarımızın "dil" öğrenmek adına aslında ne tür bir beyinsel asimilasyona uğradıklarını da yazabilir, Türkiye'de çok satan yazarların neden özellikle birkaç okuldan mezun bir avuç kişi olduğu üzerine kafa yorabiliriz. Hatta film endüstrisi, dizi sektöründen de bahsedebiliriz. Ve...

https://tr.wikipedia.org/wiki/Auschwitz-Birkenau

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..