Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ekim '17

 
Kategori
Güncel
 

Bir İnsan, Ne Olabilir?

Bir İnsan, Ne Olabilir?
 

Bir ülkenin en değerlisi madenidir, özgürlüğüdür, bölgesidir, maden yataklarıdır, coğrafyasıdır, birçok şey sayılabilir. Bir ülkenin en değerli varlığı üyeleri arasında birlik beraberlikle desteklenmiş insan kaynaklarından başka bir şey değildir!

Maden, zenginlik çöle yağan yağmur gibidir ve sadece sele neden olur. Bir insan hem aptal hem de uzun süre zengin olmayı beceremez. Fiziksel yapısı da çok önem arz etmez. Kızılderililer adalarında yüzyıllardır huzur içinde yaşıyorlardı, ta ki, kendilerinden üstün silahlarla donatılmış bir topluluk Amerika’yı işgal edene kadar. Belki de barışçı olmaları sonlarını hazırlayan en önemli faktör olmuş olabilir.

“Bir insan; bedenen portakaldan vitamin olarak geldiği dünyadan portakala tekrar vitamin olarak döner.” Bu dengedir. Denge asla bozulmaz. Bozulan denge başka dengeler oluşturur. Portakal bir örnek olarak çok bilindiği için seçilmiştir, bu patates, domates, elma, armut hatta salatalık bile olabilir.

Oyun bitince oyunculardan biri yenilir, ama oyunda kullanılan şah, vezir, piyon ayırt edilmeksizin aynı kutuya konur.

Her gün ısrarla kabak yedirilen kişi, kabaktan, tatlı yiyen de tatlıdan usanır. Güzel olduğuna inanılan bir şey dahi zorla bir zümreye yaptırılırsa, karşı tarafa itiraz etmek, öneri sunmak gibi herhangi bir seçenek sunulmazsa güzel olan şey dahi herhangi bir etki yapmaksızın tepkiye dönüşür. Sessiz ve uyuyan tepki, sesli hale gelebildiği anda kasırgaya, depreme, sele dönüşür.

Her şeye rağmen bu ülkede aklıselim olanlar, dini inancı ve mezhebi ne olursa olsun, kimsenin seçimini özgür olarak seçmediği, birçok durumun anne ve babadan geriye miras kaldığı kabul edilirse ayrıştıranlar yanlış, birleştirip insana öncelikle insan olduğu için değer verenler doğru yaparlar. Doğru yapanlar doğal, denge bilimsel yasalara aykırı olmazsa, örf adetlere ters bir duruma sebep olmazsa veya atın önüne et, “aslanın önüne ot konur ve yemesi için ısrar edilirse hem aslana hem de ata yazık edilmiş olur. Ata ot, aslana et layıktır.” Denge gereği doğrunun yanında doğru beklenir. Mahallenin en çakalının masa arkadaşları nasıl mahallenin en beyefendisi olamaz, bir insanın ne olduğuna ne yazık ki kim seviyor, kim sevmiyor veya yanında kim var, ya da yanında kim yok ona bakılarak karar verilir.

Zeki bir insana en vasat insanların yapacağı işi vermek; miyoptan yirmi metre uzağındaki insanının siluetini seçemeyen birine keskin nişancı eğitimi vermek; aslana ot, ata et vermekle eşdeğer bir durumdur. Herkesin bireysel olarak özellikleri farklıdır. Bu farklılıklar farklı duygu, algı seviyeleri demektir. Herkese aynı eğitimi vermek, ya da bu konuda ortak bir fikrin olmaması veya ata et vermek, aslana ot vermekle aslandan ve attan zevkle yemeğini yemesini beklemek demektir…

Akıllı bir insana büyüklenmek yakışmaz, bir beden kefenini seçemezken, yerde gözle görülmeyen bakteriler onu aslına ve tekrar buğdaya gübre yapmaya çalışırken bu dünya benimdir diyenlere ne denir?

Saygı duyulan bir insana   "seçimin nedir?"  demekle "bunlardan hangisini seçiyorsun?" diyerek, sözde seçimler sunmak yerine seçebilme açısından en azından özgür insanın, raftan bir gömlek seçebilecek kadar seçenekleri olsa ne kadar güzel olurdu? Kuru fasulye ile nohuttan birini seçmekle, et veya balık seçebilme özgürlüğüne sahip olabilmek aynı şey değildir. Kurnazlıkla zekanın, çok kazanmakla doğru şekilde kazanmanın doğru kıyaslama olmayacağı gibi, "atlar atlarla, eşekler eşeklerle, yarıştırılır." 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..