Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '17

 
Kategori
Anılar
 

Bir Okul Arkadaşım Ramazan Güray Vardı

Bir Okul Arkadaşım  Ramazan Güray Vardı
 

Kızıltepe'de tarihi Ulu Cami önünde ( 1960 )


Bu yazıyı nasıl yazacağımı bilemiyorum. Parmaklarım gönülsüz tuşlara varıyor. Okul arkadaşım Ramazan Güray’ın ölüm haberini alınca yıkıldım. Ve de inanın hüngür hüngür ağladım. Ve bu satırları yazarken bir kez daha ağladım.

Ramazan Güray benim ilkokul, ortaokul arkadaşımdı. Eşi Suzan Aslan Güray‘ da benim okul arkadaşımdı. Yıllar önce Mardin - Kızıltepe Merkez İlkokulu ve aynı ilçe ortaokulu birlikte aynı yıllarda bitirmiştik. Üçümüz de öğretmen olduk.  Razaman Suzan Hanımla evlendi.  Çoluk çocuk ve torun sahibi oldular.  Aradan bir hayli zaman geçti. Ramazan eşiyle birlikte bir yaz tatilinde yanılmıyorsam 1992 ‘lerde Söke’ye geldiler. Söke öğretmenevinde bir hafta kaldılar Tabi bu arada Kuşadası, Davutlar, Güzelçamlı ve Didim’i de gezdiler.

Bir evladı Muğla‘da Emniyet mensubu olarak görev almıştı.  Ramazan Mardin, Kızıltepe, Diyarbakır ve Yalova’da bir süre öğretmenlik yapmıştı. Halim selim bir insandı. Aslen Kafkasyalı idi, Çerkez idi. Namuslu, vatanını ve bayrağını ulusunu candan seven bir öğretmendi.  

Okul arkadaşlarımdan en çok beni arayan bu Ramazan Güray’dı… Tek kelimeyle vefa dolu bir insandı… Söke’ye gelir Öğretmenevi”nde kalırdı. Bir iki kez sabah kahvaltısını birlikte evimizde yapmıştık. Bizde kalınız  dediğimde “sizleri rahatsız etmek istemiyoruz “ diyordu..Beni aramadan da edemiyordu.  Bu yaz Söke’ye gelemediler. Ancak üç dört ay önce telefonla bir konuşmamız olmuştu.  Ne yazık ki geçen gün ölüm haberini aldım.  Oğlu şöyle diyordu:  Kadir amca babamı kaybettik…” hıçkırarak ağlıyordu. Telefonu ben de kapattım. Ve ben de kendimi tutamadım ağladım ağladım… İnanınız babamı kaybederken bu denli ağlamamıştım. Ah Ramazan neden böyle çabuk gittin? Yüreğimi bir kez daha yaktın… Alacağın olsun Ramazan… Nasıl gittin habersiz? Ramazan Güray’dan söz ederken başka  okul arkadaşlarım da vardı.  Cahit Tarı, İsmet Demirat, Salih Bayram, Zeyyat Kılıçarslan, Ahmet Günay, İbrahim Kahraman, Bişar Ertaş, Saime Kalkay,  Müşerref Sadioğlu, Nurettin Sadioğlu, Reşat  Güner, Mustafa Yücel, Memduh Karaca, Yusuf Savaş,  A.Rahman Yıldırım, Ekrem Çakabey, Adnan Aydın, Kutbettin Özen, Ramazan Yıldız, Aziz Demircan hemen aklıma gelenlerden bazılarıdır.  İlk ve ortaokul öğretmenlerimizden bazıları da şunlardır: Aziz Arıç, A.Rahim Akpolat,  Hıdır Oran,  Fuat Çetin, Melahat  Yıaldırım, Mehmet Temiz, Hatip Erdinç, Salih Özcan, Hayrettin Özgül, Ethem Hamzaoğlu Şevki Öcal ve Nezihe Öcal benim aklıma değerli öğretmenlerimizdi… Sırası gelmiş onlara da selam ve saygılarımı gönderiyorum. Bu saygıdeğer öğretmenlerimizin bizim üzerimizde kayda değer büyük emekleri vardır… Onları unutmak mümkün değildir… Ancak onlara ulaşamıyorum,  Onlarda pek aramıyorlar.  Bilgisayarları yok mu Allah aşkına… Bu son cümle bir sitem bağlamında yazıyorum…

Bugün aramızda olmayanlar da vardır. Onları da rahmetle anıyorum. Sevgili Ramazan Güray da onlara kavuştu…

Sevgili okul arkadaşım vefalı dost Ramazan Güray’a Allah’tan rahmet, kederli eşine, çocuklarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun.  Hepimizin gideceği topraklara o biraz daha erken gitti. Yolu aydınlık, gül gülistan olsun. Ölüm için Hazreti Mevlana ( 1207- 24 Aralık  1273)  şöyle diyordu:

Ölüm benim için bir düğün gecesidir.  Şeb-i Arust’tur. Bu ölüme matem tutmak değil, eğlenmek gerek… Hz. Mevlana, ölümü; ten kafesine mahkûm edilmiş ruhun tekrar aslına dönmesi,  âşık ile maşukun kavuşması, ikinci doğum olarak nitelemiştir:
“Kuşa, kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse, bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor.” Diyerek ölüm hakkındaki düşüncelerini ortaya koymuşlardır.  

Sözü özü,  ölüm acı da olsa aydınlıktır. Sevgiliye kavuşmadır.  Ramazan’ın sevgi duyduğu insanlara kavuştuklarına inanıyorum.  Tekrar tekrar rahmetle anıyor, mekânı cennet olsun diyorum. Kederli ailesine baş sağlığı diliyorum…

Sözlerimi hemşerim Cahit Sıtkı  ‘nın bir şiiriyle bağlamak isterim:

N'eylersin ölüm herkesin başında. 
Uyudun uyanamadın olacak 
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında? 
Bir namazlık saltanatın olacak. 
Taht misali o musalla taşında.
...

                                  Cahit Sıtkı Tarancı

 

 

Abdülkadir Güler 

21.08.2017  Söke

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..