Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '17

 
Kategori
Şiir
 

Bir gönül adamının düş dünyası

Bir gönül adamının düş dünyası
 

Bu resimler tarafımızdan izin alınarak çekilmiştir.


Son günlerde yaşadığım üzüntülerin etkisinden kısmen uzaklaşabilmek, ruhu dinlendirip dinginleştirmede en önemli araç, şüphesiz güzel sanatlar alanıdır. Konu şiir olunca, estetik duyarlılıklar ve buna bağlı duygu yoğunluğu atmosferine girip, belli bir süreliğine de olsa reel yaşamın acı gerçeklerinden uzaklaşıp, kendinizle baş başa kalma fırsatını buluyorsunuz. Bu da yorgun dimağınız ve incinen ruhunuz için bir nevi ruhsal tedavi oluyor.  

Yıllar önce “BİR GÖNÜL ADAMININ ÖRNEK YAŞAM ÖYKÜSÜ” başlığı ile Milliyet Blog’da yayımladığım “Şiirsel İzlenimlerim” adlı kitabın yazarı Niyazı Selamet’in tanıtım yazısının beş binin üzerinde okuyucu rekoru kırması, küçümsenecek bir başarı değildir. Bu başarıda şairin pozitif sanatsal katkısının yanısıra, edebiyat ve kişisel çevresinin gösterdiği ilginin payı büyüktür. Şairin bu başarıyı fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum.  Aktif çalışma yaşamından ayrılıp köşesine çekildikten sonra da, bir hobi olarak sürdürdüğü şiir yazma eylemini, son yıllarda bir tutkuya dönüştürerek, azalan bedensel dinamizmine rağmen, şiir üretimi hızla artmıştır.                                                                                                                             

                Her ikisini birlikte yayımladığı son iki eseri,“SOSYAL İÇERİKLİ ŞİİRLER”[1] ve “BİR DOKTORUN DÜŞ DÜNYASI”[2] adlı kitaplarından dolayı kendisini gönülden kutluyorum.  Bana ön söz yazdırma nezaketi gösterdiği,”Sosyal İçerikli Şiirler” kitabında, bir şiirle de taltif etmesi, aldığım en değerli ve anlamlı manevi armağandır. Çok değerli bulduğum bu armağanını, Milliyet Gazetesi’ndeki Bloğumda, “Mutluluk Fırtınası” başlıklı yazımla siz değerli okurlarımla paylaşmıştım.  

 UNESCO’nun “Yaşayan İnsan Hazineleri” listesine girmeyi başaran, Rizeli hemşerimiz, ağabeyimiz, Dr. Selametin çağdaşı ve arkadaşı, atma türkü ustası, OSMAN EFENDİOĞLU’NUN gösterdiği uluslar arası üstün başarıyı, bir şiirle kutlamıştır. Şiirin ilk iki beyiti şöyle:

                               Uzaktan el sallarım şair dostum Osman’a

Halk şairi sözcüğü çok yakışıyor ona.

Herkes bakarak okur seninki doğaçlama.

Şairler özgür yaşar olmaz kimseye yama.  

 

Sosyal İçerikli Şiirler kitabına yazdığım tanıtıcı ön söz yorumumdan sonra, Sayın Selamet’in “AZRAİL İLE SÖYLEŞİ” şiirini beğenilerinize sunacağım. Basımdan önce fragmanlarını bana göndererek değerlendirme yapmamı isteyen Sayın Selamet’in, Sosyal İçerikli Şiir kitabına şöyle bir önsöz yazdım. İlk kitabının tanıtımında gösterdiğiniz ilgi, son kitaplarına da göstereceğinizi umuyor, bol şiirli günler diliyorum.

ÖN SÖZ  

                Ünlü Alman yazar Goethe’nin bütün eserlerinin özeti olarak nitelendirdiği “Faust” trajedisinde ana temayı oluşturan esas kahraman Dr. Faustus ile Mephisto (şeytan) arasında bir sözleşme yapılmıştır. Dr. Faustus’un bilimle tatmin olmayan öğrenme merakını sınırlayan,“Eğer rahatlayıp köşeme çekilirsem, bu benim sonum olsun” kavli, bana tek bir kişiyi hatırlattı; Dr. NİYAZİ SELAMET.

                Aradaki fark, Dr. Faustus’un doymak bilmeyen öğrenme arzusunu, Dr. Selamet’te edebiyat tutkusu olarak tecelli ettiği görülmektedir. Bu tutku, Dr. Selamet’te şeytanı çatlatırcasına yoğun bir şiir üretkenliğine dönüşmüş, yayınladığı şiir kitabı ile de edebiyat ve kültür çevrelerinin haklı takdir ve beğenisini kazanmıştır. Bir gönül adamı olarak ününü daha da pekiştireceğine, zihinlerde kalıcı olmasını sağlayacağına inandığım bu yeni eserinde “AZRAİL İLE PAZARLIK” başlıklı şiiriyle de, Dr Faustus ile Mephisto (Şeytan) arasında girişilen pazarlığa benzer bir paralellik kurulduğu görülmektedir. Dileğim, yoğun bir emek ve büyük bir özveri ile hazırlanan bu eserin geniş okuyucu kitlelerine ulaşması ve Faust trajedisi gibi dünya klasikleri arasında yer almasıdır.

                Bana imzaladığı ”Şiirsel İzlenimlerim” adlı ilk kitabını, yıllar önce “Bir Gönül Adamının Örnek Yaşam Öyküsü”[3] başlığı adı altında, yine Milliyet Blog sayfamda beş bini aşan büyük bir okur kitlesine tanıtmıştım. Sözcüklerin sihirli gücünden ve dili kullanmadaki ustalığından yararlanarak, araştırmacı kişiliğine kattığı yaşanmış deneyimlerini, kendine özgü bir üslup ve içerik anlayışı ile şiirlerine yansıtan Sn. Selamet, bu eseriyle aynı zamanda bir duygu, fikir, hüzün ve toplum şairi olduğunu okuyucularına lanse etmektedir. Şiirlerine yüklediği anlam derinliğini iskandil ederek küreklere asılan Niyazi Selamet, şiirsel yolculuğuna Karadeniz’den demir alarak dilin enginliklerinde ve düşünce ufuklarındaki yolculuğuna selametle devam etmektedir. Yolu açık, ufku aydınlık olsun.  

                Sayın Selametle ayni İlkokulu bitirmiş olmak ve yöresel ortak kültür pınarından beslenmiş olmak, onun düşünce dünyasına ve derinliğine girmemi sağlamış, şiirlerindeki sosyal gerçekçiliği, felsefi derinliği, sezgilerini, algılarını kavramamı kolaylaştırıp kişilik şifrelerini çözmemde anahtar görevi yapmıştır. Şair, otobiyografik unsurlar taşıyan şiirlerinin hemen hepsini bilimin ve yaşanmış deneyimin süzgecinden geçirerek ulaştığı evrensel doğruları, okuyanlara bir mesaj olarak sunmayı amaçlamaktadır. Sosyal yaşamın çarpıklıkları, cehalet, tutuculuk, çıkarcılık ilişkileri Niyazi Selamet’i son derece rahatsız etmektedir. Şiirlerinde bir yandan nesiller arasındaki kültür çatışmasını ironi yaklaşımı ile irdelerken, öte yandan din bezirgânlarına, softalara, tarikatlara, batıl inançlara,  topluma ihanet eden çıkarcı siyasetçilere ver yansın etmeyi de çağdaş olmanın gereği olarak görmektedir. Geleneksel yaşamdan kazandığı kültürel duyarlıkları, modern yaşamın gerçekleri ile uzlaştırmış, öz eleştiri yaparken yarası olanlara imalı göndermeler yapmayı ihmal etmemiştir. Gönlündeki engin sevgi denizini yakınlarına ve dostlarına açarak, özümsediği değerlere ve kişilik özelliklerine uygun davranmıştır. Gönül deryasından nasibini alan, kardeşlik sıfatıyla ödüllendirdiği nadir kişilerden biri olmanın onurunu yaşıyorum. Niyazi Selamet’i geç buldum, çabuk kaybetmek istemiyorum. Uzakta yaşayan çocukları ve torunlarına karşı duyduğu buruk özlemini dindirecek birlikteliğe fırsat yaratacak hayırlı uzun ömürler diliyor, Azrail ile yaptığı pazarlığı dualarla destekliyorum. Zira daha yapacak çok işi, yazacak çok şiiri var.

12 Nisan 2015, İstanbul

Hızır Kabil

(Öğretim Görevlisi)

AZRAİL İLE SÖYLEŞİ

 

Eşref-i mahlûkat olarak dizayn etti hepimizi

Başımıza bela etti doymayan nefsimizi.

Maksadı ne idi yüce yaratanın

Cehenneminde yakmak için mi yarattı bizi.

 

 

Tercümanım olmak ister misin ey Azrail!

Usumda oluşan sorulara cevap arıyorum.

Çocukluğumdan beri bu sorulara

Beni tatmin edecek bir cevap bulamıyorum.

 

Şeytan, hırsızlar, yırsızlar onun eseri

Böyle söylüyor semavi dinlerin bilgeleri.

Yorumlamakta güçlük çekiyorum

Allah’a mal edilen bu ikilemleri.

 

Başımın üstünde dolaşıp durma Azrail

Benden istediğin en değerli varlığım, canım.

Kimseye borçlu kalmadım bugüne dek

Ben borcuna sadık bir insanım.

 

Egosuna esir düşenlerden değilim

Kendim için bir şey istiyorsam namerdim.

Şunu bilmenizi istiyorum

İnsanlığa olan borçlarımı henüz ödeyemedim.

 

Bir gün gelecek mutlaka misafirin olacağım

Ölümden kaçış olmadığını biliyorum.

Kimseden fazla isteğim olmaz benim

Sadece ertelenmesini istiyorum.

 

Yüce yaratana dualarımı iletiniz

Hayra ait yatırımlarım yarım kalmasın.

Öyle bir zamanda canımı alsın ki

Geride kalanlar bile ağlamasın.



[1] Dr. Niyazi Selamet, Sosyal İçerikli Şiirlerim, Cinius Yayınları, Çağdaş Türk Yazarları, Birinci Baskı: Haziran 2016 Cağaloğlu-İstanbul.

[2] Dr. Niyazi Selamet, Bir Doktorun Düş Dünyası, Cinius Yayınları Çağdaş Türk Yazarları. Birinci Baskı, Haziran 2016, İstanbul.

[3] Dr. Niyazi Selamet, Şiirsel İzlenimlerim, Nüans Ajans (Arma Yayınları), Çatalçeşme Sok.23/1, Daire 6, 1. Baskı İstanbul, Nisan 2005

 
Toplam blog
: 72
: 1140
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Rize merkez ilçeye bağlı Yiğitler Köyünde doğdum. Lise bitinceye kadar ilk gençlik yıllarımı geçird..