Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Temmuz '15

 
Kategori
Kitap
 

Bir sabah böcek olduğunda!

Bir sabah böcek olduğunda!
 

''Kitap, bir şirkette pazarlamacı olarak çalışan Gregor Samsa' nın bir sabah uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş bulmasıyla başlar ve bundan sonra hayatında ne gibi değişiklikler olduğunu, aile üyeleri ile arasındaki ilişkinin nasıl değiştiğini anlatarak devam eder,'' der arka sayfa.

Zavallı Gregor, şirkette her türlü ayak işini yapan, patrona ne yaparsa yapsın değersiz görünen, işinden olacak diye hastalanmaktan bile korkan, hastalansa bile işini kaybetmemek için  gayretle çalışan, çok çalışan bir elemandır. Öylesine para kazanmıştır ki tek derdi; ailesini hep daha iyi bir şekilde yaşatmaktır. Tüm geçim yükünü üzerine almış, para verirken ailenin şükranla kabul ettiği bir eleman olmuştur. Sadece para verip geçse eyvallah! Ama saftirik Gregor, eli ayağı tutmasına rağmen, annesi ve kız kardeşi için hizmetçilerde bulundurmaktadır evde. Aslında ailesinin ''zengin koca bulur inş.'' ümidi ile baktığı kız kardeşinin müziğe bayılan yönünü, çok güzel keman çaldığını gören ( tabi kendince) bu Gregor abi, onu konservatuara göndermek hayaliyle gizli planlar yapar içinde. Masraf artacaktır, ama olsun! Gregor daha çok çalışır. Babası olacak adama bakarsak, gayet sağlıklı, taş gibi olmasına rağmen, çalışan bir ''sağmal inek'' olarak var olan oğlu olduğu için, beş yıldır çalışmayı bırakmış, yağ bağlamayı tercih etmiştir.

Gregor artık bir böcektir! Peki artık parayı kim kazanacak, ailesini kim geçindirecektir?

Ailesi önce ondan korkmuş, sonra tiksinmiştir. Gregor'un sadece bir böcek kadar değeri vardır onların gözünde. Başta kardeş yüreği deyip onu yemleyen, arada bakan kız kardeşi bile bıkkınlık geçirmiş, utanmış ve nefret etmiştir. Hizmetçiler de başta korkmuş, ekmek parası deyip, çalışmayı sürdürmelerine rağmen, maddi yetersizlikten işten çıkarılmıştır. Gregor'u gören anası ikide bir ayılıp bayılmaktadır. Babası ise sarsılan sosyal statüleri yüzünden, oğluna bir elma fırlatıp, ölmesi için nefretle bakan bir adam olmuştur. Nitekim babasının açtığı yarayla, ailesini düşünerek, her şeye rağmen onları sevgi ile anarak ölmüştür...

Franz Kafka, bu eserinin aceleye geldiğini düşünüp, ''kötü bir roman'', olduğunu dile getirsede; bir insanın kendini ifade edememesini, iş ve aile yaşamında ekonomik sömürülmesini, aileden nasıl reddedilişini, duygusal yaşamın yok oluşunu, insanlığın sadece üretim sağlarken değerli olabileceğini, egoizmi, yalnızlığı, düşenin dostu olmazı öyle güzel bir dille anlatmış ki! Aslında gün gelip bir böcek kadar değersizleşebileceğini, sorgulatan ve düşündüren bir eser yaratmış.

 

 
Toplam blog
: 25
: 279
Kayıt tarihi
: 20.07.15
 
 

Hayat bir mikroskoptan bakmak gibi; küçüçük bir şeye yakınlaşmayı bilirsen onu gerçekten görebili..