Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bir yanda ideal hayaller, bir yanda hayal idealler

Bir yanda ideal hayaller, bir yanda hayal idealler
 

İnsan hayatını şekillendiren etkileri kaderci bir yaklaşımla önce kader, şans, kendi iradesi dışında gelişen zaman, bir de arzularını, hayallerini ve ideallerini uygulamak adına masaya yatırılan hedefler olarak ikiye ayırmak mümkün müdür? Bence olabilir.
 
İnsan hayatında çok düşük etkisi olduğunu düşünerek gözden kaçırdığımız şeylerin, aslında ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. Yaşadığımız her saniye hayatımıza milyonlarca değişik faktör yön verir. Bu sayısız denklemle çözümlenebilen bir soru gibidir. Hepimiz hayatımıza ve hayallerimize yön verme adına bir şeyler yaparız. Bu çok ince bir noktadır. İnsanların ideallerinin olması doğaldır ancak, insanın hayatının her saniyesini kontrol altına alabileceği düşüncesi insanı çok kasar. Bir ideal onun tüm hayatını sarmış ve var oluş sebebi haline gelmiş olabilir. İnsanın idealine yönelik belki o an doğru veya yanlış olarak değerlendirdiği veya her hangi birisiyle alakasız yaptığı ufak bir hareketin insan hayatında yol açtığı değişikliği kimse bilemez. Belki bütün idealleri ve bunun adına yaptığı bütün çalışmalar boşa gidecek ve yeni bir hayat kurması gerekecek. Belki de, bu ideali kazanacak ama bu hayatın ona verdiği çok değişik lütuflarla mümkün olacak. Bunu kimse bilemez.
 
İnsanları birbirinden ayıran en önemli detayı oluşturuyor çizdiğimiz ve her seferinde belki kesişebilecek olan rotalarımız. Hayallerimize zarar vermeye, engel olmaya çalışanlarla karşılaştığımızda ya da zaman zaman oluşan sorunlar karşısında ne yazık ki incinen, kırılan, yıkılan taraf çoğunlukla biz oluruz. Hem beynimiz hemde kalbimizle. Hatta bu dönemler yaşamın son dönemi olarak bile çevremizdekilerin anı sayfasındaki buruk yerini alır. Bu zamanlar güvendiğimiz en sağlam dal kırılır. Ama her seferinde gereken dersler alınır ve tutunacak bir kaç dal aranır, yada en azından bulunması gerektiğine inanmak istenir. Bu durumda birine olmasa bile bir başkasına asılır engeller. Çünkü, ne idealler biter, ne de hayaller.
 
İdealler, hayaller ve beklentiler hepsi birbirine bağlı aslında. Tüm hayaller ideallerimiz sonucu oluşur ve ne kadar çok hayalimiz varsa o kadar çok hayattan beklentimiz olur. Beklentilerin fazlalaştığı zamanlar, hayal kırıklıkları da fazlalaşabilir. Burada da hayatımızın ikiye ayırdığımız bölümlerini değerlendirmemiz gerekir. Hayal kurmadan ideallerimize yaklaşamayız. Hırs, çaba, sabır getirir yanında. Burada masaya yatırdığımız hedeflerimizin ön planda olduğu hayat ortaya çıkar, diğer yanda da hayal kırıklıklarının fazla yaşandığı kadere bağlı yaşadığımız hayatımız.
 
Öncelikle kadere bağlı yaşadığımız hayatı düşünelim. Bunun gerçekliği tartışılır. Kader mi bizi yönlendirir, biz mi kaderi? Burada hemen hemen hiç birşey rayına oturmamıştır. Hayatı bir oyun olarak düşünürsek, her zaman piyangoyu son rakamıyla kaybederiz, ya da at yarışı son ayakta yatar ve sebebi kaderdir. Kötü şans. Diğer tarafta tam tersi, biz kaderle oynarız. Kuponu taşıyan insan yerine atı koşturan jokey oluruz. İyi olanı  seçmez, seçilecek iyi olmaya çalışırız. Jokey olabildiğimiz sürece hayat anlamlıdır. Burada kaybedilse bile amaca ulaşılmıştır ki kaybetme şansı eğer emin adımlarla ilerliyorsak fazla değildir.
 
Her insanın idealleri ve hayalleri vardır. Eğer gerçekten değer verilirse, insan hayatını düzene sokabilecek kadar önemlidir. Her şeyin yanında hayatı sevmeyi ve sıkı sıkı sarılmayı sağlar. Hayalsizlik, şansa ve kadere bağlı yaşamak hastalığı teknolojiyle beraber gelen gençlerin büyük bir sorunudur. Zamanla hayatı sevmeyen karamsar kişilikler ortaya çıkıyor ve büyük bir psikolojik hastalık olarak yayılıyor. Aslında burada en büyük etmen gelişme çağında eğitim, aile, toplum ve çevredir. Bu etmenler sayesinde bilinç veya hayalsizlik girer insanın yaşamına. Yaşantının ilk zamanları hayatın kader dediğimiz bölümüyle geçer. Ama bu dönemde de idealler oluşmaya başlar. Bundan sonraki dönemde ise bu yaşananlar ya çok şey katar, ya da ne var ne yok alıp götürür. Bunun hesabını kimse yapamaz.
 
Birçok insan idealleri yanlış değerlendirir. İdeallerin hayalini kurar çünkü, istekleri çok uzak gelebilir. Burada sonuç kesinlikle hayal kırıklığıdır. Sebep ise idealsizliktir. İdeali hayal etmek asla sonuç getirmez. Doğrusu ideal hayal olabilir mi? İsim koymak gerekirse kesinlikle ideal hayal diyebiliriz. Gerçekler ve idealler hep bir doğrultuda gitmelidirler. Gerçeklerden ne kadar çok uzaklaşırsak, ideallerimiz peşinde koşarken o kadar çok yorulur ve başa döneriz.
 
Bir yanda ideal hayaller, bir yanda hayal idealler... Bir yanda realiteye riyakâr, idealistler; diğer yanda idealsiz realistler... ve her ikisinin arasındaki kader - denk noktada insan oğlu...
 
Eğer, başarı yolunda engeller günden güne çoğalıyorsa. Eğer, artık ümidimizi yitirmeye başladıysak; ve eğer, yinede yılmıyorsak doğru yoldayız demektir.
 
Toplam blog
: 22
: 1914
Kayıt tarihi
: 05.07.14
 
 

Aslen ressam, biraz grafiker, tesadüfen televizyoncu, kendince okur-yazar, şu sıralar Beylikdüzü ..