Biz ayrılamayız: Dacia: Klip-Reklam

Bunun bir moda olacağını belirtmiştim. Oldu da. Artık, Türkiye’de klip-reklam diye bir tür var.

https://www.youtube.com/watch?v=OKQSA6LX5zo

Vurgulayalım:

Bunlar, ünlüler ve bir şarkı üzerinden yapıldığı için önce klip, sonra reklam olmakta, o da yumuşak-reklam.

Gelelim bu klip-reklam üzerinden yeni notlara:

Oyuncuların seslerine şarkıcılardan daha çok hakim olması yeni bir durum değil ama aynı şarkıyı, bir şarkıcı ve bir de oyuncu seslendirince, şarkıcı aleyhine çok sakil olmakta.

Yinelenen nakaratlı şarkılarda, klip-reklam süresi yarıya düşebilir. Bu klip-reklam için de böyle.

Ancak, reklamı yaptıran şirketin uyanıklığı da var ki bunu Coca-Cola’da gördük: aynı uzun klip-reklamdan onlarca daha kısa reklam kırpmak mümkün ve bu yapılıyor da. Bu da, aynı reklamın yinelenme üst sınır sayısını geçme olanağı yaratıyor.

Hiç kimse yapmazken kimsenin bunu düşünmemesi ve denememesi ama biri yapınca, konuya herkesin balıklama dalması, klip-reklam türünün etkileyiciliğini 1 ayda sıfırladı çoktan.

Reklamveren açısından, komedi unsurunu, burada şarkının arabeskliğiyle oynamayı işin içine katmak, pekala geri tepebilir ama burada tepmemiş. Mizah, arada sahibini de vurur, bunu belirtmiş olalım şimdiden.

Birinin Gupse’yi acilen açlık grevine sokması gerekli.

Birinin Sekreter’i beslemesi gerekli acilen.

Yani, aslında ikilisi komik olmak istemeyecekleri alanda da komikler.

Türk kadını, güzel-çirkin arasındaki sınırı çok feci ihlal ediyor.

Reklamverenlerin bunu dikkate alması gerekli. Çirkin, çok nadiren satar ve sattırır, en azından Türkiye’de öyledir.

Evet, klip-reklam türünün yeni 10 tanesinde, embriyo, bebeklik ve çocukluk dönemleri bitti.

Türün artık ergenliğe girmesi ve sonra da rüştünü ispat etmesi zamanı geldi bile.

Gerçek kısa-film klip-reklam örnekleri bekliyoruz TC-İstanbul banalite atlasından...