Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '08

 
Kategori
Gelenekler
 

Kınayı yaktık, örtüyü kaptık

Kınayı yaktık, örtüyü kaptık
 

Yıllar öncesinden gelme kına gecesi geleneği bir ara modern çağa ayak uydurma çabamız içerisinde büyük şehirlerde neredeyse ayıp sayıldı, çoğunlukla yapılmadı ve yok oldu gitti. Şimdilerde ise bu işten de para kazanmayı akıl edenler kına gecelerini modernize edip, yeniden önümüze sundular ve geleneği tekrar canlandırdılar. Her koşulda para kazanmaya endeksli insanları hep takdir ederim, aferin.

Köylü gibi ne gerek var öyle oynamaya derken yenilenen formu sayesinde sosyetesinden tut, konuyla ilgili tarafsızına kadar herkes kına gecesi başlığı altında bu yeni akımını eğlenmek için fırsat biliyor. Oteller, organizasyon şirketleri, hamamlar, bir çeşit bekarlığa veda gecesi ile kına gecesini birbirine entegre ederek, ister geleneksel, ister modern ikram ve müzikler eşliğinde yakın arkadaşlarınızla kutlayacağınız kına geceniz için farklı alternatifler sunuyor. Evlerde klasik ağırlamalar geri dönerken, illa da türkü söylemem diyenler cips çerez takılıp, pijama partisi gibi bir gecede buluşuyor.

Bugünlerde aile dostlarından bir arkadaşımız evlenip, Amerika’ya yerleşiyor. Kısmet bu; gelir, adamı kıtalar arası olsa dahi bir şekilde bulur. Düğün, topraklarımız dâhilinde yapılmayacağı için düğüne benzer amaçlı olsun diye dışarıda bir kına gecesi organize edildi. Annemi mekana götürmek de makam şoförü olarak bana düştü.

Kına gecesine katılacağımı öğrenen bir arkadaşım gitmeden önce ise bana gelin kızın başına örtülen kırmızı örtüyü kına yakıldıktan sonra alıp, boynuma dolamamı tembihledi. “O da nereden çıktı? O kadar samimiyetim yok yapamam öyle şey” derken, “Aman sen de yap işte bir şekilde çünkü gelinin evlenmemiş bekâr bir arkadaşı kimseye çaktırmadan kırmızı kına örtüsünü gelinin başından çalarsa onun da kısa sürede evleneceğine inanılır” dedi ve beni benden aldı. Allah için ben anlamam bu işlerden. Gelenekçi bir tip olmadığım için ancak oradan buradan öğreniyorum işte.

Akşam olunca kına gecesi için mekana ulaştık, çok eski aile dostları ile aynı masada yan yana yerimizi aldık. Uzun zamandır görmediğimiz dostlarla hararetli sohbet ederken, bir yandan da eksiksiz bir kına gecesi yaşamayı ihmal etmedik. İzzet-i ikram yerinde dolayısıyla hakkını verip, hapır hupur yiyoruz. Kına gecelerinin olmazsa olmazı “Yüksek yüksek tepelere” türküsü çalıyor bir yandan. Duygusal atmosfer tam puan oluşturulmuş durumda. Herkes kendi annesine için için hüzünlenirken, gözlerindeki nemden kırpıştırarak kurtulmaya çalışırken aklıma arkadaşımın tembihi geliyor. Matraklık olsun, yüzler gülsün diye kırmızı örtü geleneğini anlatıyor, örtüyü kaparsam bu iş tamamdır diye kendimle dalga geçiyorum. Dalga işe yarıyor, masa komple gülüşüyor.

Kına yakılıyor, ardından masalar dolaşılıyor. İsteyenler hazır kınayı ellerine yakıyor, isteyenler küçük keselerde sunulan toz kınaları alıp çantaya atıyor. Şenlik halinde aramızda kıkırdayıp, elleri yuva çocukları gibi bulamaç yaparken bir bakıyorum kırmızı örtü boynuma dolanıyor. Hikâyemi ciddiyetle dinleyen Habiş teyze fırsatı belli ki kaçırmıyor. Adet yerini bulur inşallah niyeti ile örtüyü kimselere bırakmadan kaptığı gibi getirip benim boynuma sarıyor.

Al işte, günah benden gidiyor. Muzip çevikliğine sağlık Habiş ne diyeyim. Eğer niyetler yerini böyle buluyorsa, millet sevdiğine bu şekilde kavuşuyorsa bence kızlar, o kınayı eli, ayağı, yüzü, gözü bırakıp başka bir yerine bile yaksın. Hatta giden gelin kızı da başına taç yapsın.

Alıcılarım bozulmadıysa bu yıl enteresan sinyaller alıyorum. Vericiler bana kilitlenmiş olmalı ki; işin eğlencesindeyken en olmayacak yerde örtü geliyor, beni bir şekilde buluyor. Diyeceğim o ki, bu durumda gelenek icabı bana yol görünüyor. Şimdiden söyleyeyim şarkıma eşlik etmeyen kızlar ise kına geceme alınmıyor.

Hani benim Recebim, Recebim,
Sarı Lira vereceğiiiiim,
Almazsa “Ona, Buna” gideceeeğiiim…


Geleneksel sinyal 1: Göbek bağın nerede?
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=77253

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..