Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

16 Mayıs '08

 
Kategori
Yolculuk
 

Büyük Yelkenli Gemilerle Seyahat

Büyük Yelkenli Gemilerle Seyahat
 


Ondokuzuncu yüzyıl ve yirminci yüzyıl başlarının büyük yelkenli gemileri, aylar boyunca devam eden, uzun mesafeli yolculuklar yaparlardı... Bu gemilerdeki görevli tayfaların işi, bazı denizlere gelindiğinde, son derece ağırlaşırdı...

Meselâ, rüzgârın sürekli olarak yön ve şiddet değiştirdiği ekvator bölgelerinde durup dinlenmeden yelkenleri orasya etmek (yelkenin yönünü değiştirmek için serenlere yön veren donanımı kullanmak) ya da istinga etmek (yelkenleri çeşitli noktalardan istinga halatlarıyla çekerek toplamak) veya bunlar gibi işler yapmak gerekirdi. Korkunç güney denizlerinde, hemen hemen aralıksız olarak, serene camadan vurmak (camadan halatlarını serene karşılıklı bağlamak suretiyle yelkenin yüzeyini küçültmek) ya da camadan fora etmek ve bütün yelkenlerin yüzeylerini rüzgâra açmak gerekirdi.

Rüzgâra karşı verilen bu mücadele, günlerce hattâ bazen haftalarca sürerdi. 1905 yılında, Suzanna isimli üç direkli bir yelkenli, 25 Şubat günü Horn burnuna ulaştığı halde, burnu ancak 22 Mayıs' ta, yâni üç ay sonra geçebildiği söylenir.

Böyle güç durumlarda gemiciler, yorgunluktan tükenmiş olurlar ve dinlenip eğlenmeye hiç vakit bulamazlardı. Lâkin gemi, alize rüzgârlarının etkisi altındaki bölgeye ulaşınca, artık yapacak işleri kalmazdı. O zaman, vakit geçirmek için, birbirlerine sonu gelmez öyküler anlatırlardı. Bu öykülerin konuları genellikle hayalet gemiler ya da gerçekten yaşanmış serüvenler olurdu. Kuşkusuz, bu olağanüstü hikâyelerin baş kahramanı, daima "Gemici Prens" olurdu... Yâni tıpkı kendileri gibi bir gemi tayfası. Fakat bu Gemici Prens, bütün zenginliklere kavuşan, her türlü zevki ve eğlenceyi tadan, bütün zaferleri kazanan bir "üstün insan" dı! Gemiciler böyle avunur, sıkıntılarını böyle unuturlardı.


Bundan başka, gemicilerin bilhassa çalışırken söyledikleri, kendilerine özgü şarkıları da vardır. Bu şarkılar, onların ortak çalışmalarını büyük ölçüde hafifletirdi. Onların, yelkenleri kaldırmak üzere, bir kandilisya' ya (ağır yelkenleri kaldırmak için kullandıkları halat) üzüm salkımı gibi asıldıkları zaman harcadıkları çabaya ahenk verir ve destek olurdu. Vira ederken (halat çıkrığını çevirirken) söyledikleri şarkılarsa, demir almaya ya da bir sereni kaldırmaya yardımcı olurdu.


........................................... Heyamola ...........................................

............ Bir gemim var üç direkli

....................... Heyamol heyamol

................................. Tayfası aslan yürekli

.............................................. Heyamol heyamol

........................................................... Demir ala bizim gemi

.......................................................................... Heyamol heyamol

.................................................................................................................

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..