Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Rus kadını seksiliğini neye borçlu?

Rus kadını seksiliğini neye borçlu?
 

Benim, “<ı>İsteyene Umre Seyahati Dileyene Nataşa Bileti” başlıklı yazımı yazıp Milliyet Blog’ta yayına verdiğim saatlerde; günün baskısı için makinelerde dönmekte olan Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde yazar Ayşe Arman, yazısına başlık yaptığı şu soruyu sormaktaymış: “<ı>Rus Kadınları Daha mı İyi Sevişir?”.


Gazeteyi okurken yazının başlığına gözüm takıldı ve tesadüfün böylesi ve en yenisi deyip bir çırpıda okuyuverdim yazı-röportajı. Ve bir önceki yazımın devamı niteliğinde paylaşmak istemekteyim, konunun, bana göre oldukça enteresan ayrıntılarını.


Arman, öncelikle kendisinin düştüğü bir hatayı tespit ederek giriş yapıyor yazısına. Rus ve genel olarak Slav ırkı kadınlarının, dillere destan güzellik ve seksapellerinin sadece ülkemizde yerleşmiş bir efsane olmadığını, aslında tüm dünyada, bunun genel kabul görmüş bir gerçek olduğunu vurguluyor.


Ve sorularını, “<ı>Pardon Nasıl Yardımcı Olabilirim?” adlı romanı yeni piyasaya çıkmış olan ünlü yazar Frederic Beigbeider’e yöneltiyor. Sözkonusu romanın konusu da, zaten bu mevzular ve roman Moskova’da geçiyor.


Özetle...Rus kadınlarının farklı ve güzel olmalarının tek nedeni Slav ırkından geliyor olmaları değil. Evet çok güzeller ama asıl mesele özgür ve güçlü olmaları. İşin püf noktası ise sanki öyle değillermiş gibi davranıyorlar erkeklerine karşı.


Hiç erişilemez gibi düşündükleri bu olağanüstü kadınlara sahip olduklarını, iliklerine kadar hisseden saftirik erkekler ise aslında tam anlamıyla karşı tarafın egemenlik sahasına girdiklerini anlayamıyorlar bile. Çünkü bu durumu, onlar bilinçli olarak yönetiyorlar.


Rus kadını, seksi ve cinselliği de çok farklı ve bilinçli ele alıyor. Yazar, bunu şu şekilde yorumluyor. Sovyetler Birliği zamanında içine kapanık olarak yaşayan toplum, mesela yüzlerce kanallı televizyon yayınlarına sahip değildi. Tek kanallı devlet televizyonlarında Yüksek Sovyet yayınları seyretmektense, hayatlarını daha eğlenceli ve zevkle yaşanabilir hale getirmeye çalıştılar. Ve adamlarını votkaya daha fazla kaptırmamak adına seksapellerini geliştirmeye, dişiliklerini en üst seviyede yaşamaya adadılar kendilerini.


Bir Rus kadını, erkeğini mutlu etmeyi, ona kendisini çok özel bir adammış gibi hissettirmeyi, rol yaparak dahi olsa çok ama çok iyi başarıyor. Ve yazara göre, o tipik Rus kadınıyla beraber olduğun zaman zarfında kendini “erkek” gibi hissediyorsun, hem de iliklerine kadar.


İşte müthiş bir tespit: “<ı>Avrupa’da, feminizm feminiteyi öldürdü!”. Aslında meselenin özü burada yatıyor galiba. Avrupa’nın, hatta ve hatta dünyanın en güzel ve bakımlı kadınları olarak kabul edilen Fransız kadını bile feminizm rüzgarları eşliğinde, iş kadını imajını yükseltmek adına kadınlığından, seksapelinden, dişiliğinden ve feminitesinden ödün üzerine ödün vermedi mi?


Yazar bu noktayı özellikle vurguluyor ve diyor ki “<ı>oysa Rus kadınları her zaman seksi ve kadınsılar”.


Galiba vahşi kapitalizmin, insanlığa vurduğu bir diğer darbe de bu, değil mi dostlar? Ya komünizmden sıtkını sıyırmış Rus kadınları da dişiliklerini duvara asıp, feminitelerini feminizmin altına serecek olurlarsa ne yapacak, yalancıktan da olsa kendisini erkek gibi hissetmekten acayip zevk alan adem taifesi?


Bence insanlığın ivedilikle cevap bulması gereken hayati soru bu, vallahi benden söylemesi.



@"İsteyene Umre Seyahati Dileyene Nataşa Bileti",Aydın Sevinç: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=112492

@"Rus Kadınları Daha mı İyi Sevişir",Ayşe Arman: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/9074100.asp?yazarid=259&gid=61&sz=90705

@Geçen sene bugün "Fener, Yıldırım Gibi",Aydın Sevinç: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=44129

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..