Fransa'da İnsan Hakları İhlali

Sabah NTV Radyo'da BBC Türkiye haberlerini dinlerken İnsan Hakları İzleme Komitesi'nin Fransa ile ilgili insan hakları eleştirisine dikkat kesildim.

Haberin alt başlıkları çok daha ilginçti. Sanki üçüncü dünyadan, örneğin Zimbabve'deki insan hakları ihlalerinden söz ediliyordu.

Beraber okuyalım mı?

Haberin girişinde 1990 yılından beri Fransa'da terör saldırısı olmadığının altı çiziliyor. Ayrıca güvenlik tedbirlerinin Avrupa'daki benzerlerinden, örneğin İngiltere ve İspanya'dan çok daha etkili olduğunu söylüyor. Fransızlar bu durumla gurur duyuyorlarmış.

"Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, Fransa'da bu seviyedeki güvenliğin bedeli adaletin büyük oranda çiğnenmesi oluyor.

Örgüt özellikle, terör zanlılarının çoğunun yakalanması ve yargılanmasında kullanılan yasal düzenlemeden yakınıyor.

"Terörist bir girişimle bağlantılı suçlar" başlıklı yasa maddesinin son derece muğlak olduğu, bu nedenle terör eylemleriyle hiçbir bağlantısı olmayan insanlara bile dava açılabildiği belirtiliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün diğer temel kaygısı da, gözaltındakilere yönelik muamele.

Zanlıların avukatlarıyla ancak üç gün sonra ve sadece yarım saat görüşebilmesi eleştiriliyor.

Hakim karşısına çıkarılan zanlıların, haklarında dava açılmadan önce aylar, hatta yıllarca gözaltında kalabildiklerine dikkat çekiliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü gözaltı sürecinde ayrıca uykusuz bırakma, psikolojik baskı ve fiziksel şiddet gibi kötü muamelelere rastlandığına ilişkin deliller bulunduğunu belirtiyor.

Son olarak Fransa hükümetine çağrıda bulunan örgüt, bu sorunlara çözüm bulunmaması durumunda, yabancılaştırılan toplulukların ileride çok sayıda terör grubunun doğmasına zemin hazırlayacağına dikkat çekiyor."

Yanılmıyorsam bundan iki sene önce İngiltere de artan bombalama eylemlerinden sonra olağanüstü tedbirler almış hatta yanlışlıkla bir Brezilya vatandaşını sokak ortasında öldürmüştü.

Konu ülkenin güvenliği olunca insan haklarının nasıl ihlal edilebileceğinin örneğini bize medeni dünya aslında çok iyi veriyor. Amerika'nın Küba'daki esir kampının sorgulamasını bugün biz yapamıyoruz. Boyumuzu aşıyor.

"Şimdi bu ne demek, onlar yapıyor biz de yapalım, insan haklarının çiğnenmesine izin mi verelim?"

Hayır. Asla!

İnsan hakları bir gün herkesin ihtiyacı olacağı bir olgudur. Saddam bile gün geldi kendisine kötü muamele yapıldığından yakındı. İktidar ebedi değil. Bugün iktidarda olanlar çok kısa süre içinde kendilerini çok aşağıda bulabiliyorlar var insan hakları diye bağırıyorlar. Hepimiz insan haklarının ihlali karşısında mutlaka sonuna kadar durmalıyız.

Ben ikiyüzlülük, samimi olmamaktan söz ediyorum. Bu rapor insan hakları ihlalinin Fransa'da münferit değil, düzenli ve sürekli yapıldığını anlatıyor.

Fransa kendini şöyle savunacaktır.

"Gereken düzenleme yapılacaktır."

"Yok arkadaşım. Senin böyle bir lüksün yok!"

21. yüzyılda sağa sola böbürlenerek uygarlık dersi vermeye kalkan, o Avrupalı bu değil deme snopluğunu gösteren bir ülke "düzeltiriz canım, ne var bunda?" diyemez.

Dürüst, samimi politikalar temel değerlerimiz olmalıdır. Ben hep şunu merak ediyorum, uygar ve kimseyi beğenmez dünyanın elindekilerden bir kısmını alsak, biraz da diğer ülkelerin yaşadığı türden sorunlarla baş başa bıraksak acaba onlar nasıl tepkiler vermeye başlarlar?

Uzay Gökerman



Haberle İlgili Kaynak

http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2008/07/080702_francehrw.shtml



Not: Haberi okurken Hollanda ile ilgili de bir rapor olduğunu öğrendim.

"Hollanda'ya ayrımcılık suçlaması"

Yorumlamadan haberin linkini veriyorum. Bunlar Avrupalı...

http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2008/05/080515_netherlands_migrants.shtml