E-günlükte ayrımcılık

Dün akşam bir arkadaşım bende idi.Konuşurken bir ara "cinsiyet (kadın erkek) ayrımcılığı konusunda ne diyorsun?" diye sordu. Ben de gayet ciddi bir şekil de "sonuna kadar destekliyorum" dedim. "Nasıl yani" diye kaşlarını çattı. "Ayrımcılık yapılmasını destekliyorum, kesinlikle ayrımcılık yapılmalı" dedim. Ayrımcılık yapılmazsa çok kötü sonuçlar ortaya çıkar.

Merhaba sevgili e-günlüğüm; Açıklama istiyorsun değil mi? Neden olmasın?
Eminim sende ayrımcılıkdan yanasındır. Düşünsene akşam yatağa giriyorum, yatak da bir erkek. Ne o "ben kadın erkek ayrımcılığına karşıyım deyip onunla yatmalı mıyım? Asla böyle bir şeyi kabul edemem. Eve gideceğim, bir erkek yemek yapıp, sofrayı kuracak, yanıma sokulacak, benim sesim çıkmayacak. Neymiş kadın erkek ayrımcılığına karşıymışım... Ben bu yüzden erkek erkeğe toplanıp içki içenleri anlayamıyorum. Onlar herhalde kadın erkek ayrımcılığına, yani benim gibilere karşılar. Olmaz arkadaş. Kesinlikle kadın erkek ayırmak gerek. Haa, kadın da din, dil, ırk ayrımı yapmam o ayrı mesele, ama kesinlikle sonuna kadar ayrımcıyım. Kadınla erkeği her zaman ayırırım. Bir tutamam, yapımda yok. Düşünmesi bile bana tuhaf geliyor...

Arkadaşım erken kalktı. Açıklamalarımdan sonra bana hak vermiş olacak ki, birlikte çay içmeye bile kalmadı. Belki o da o andan itibaren benim gibi ayrımcı olmuştur.

Bu sabah boss'un havlamasına vakitsizce uyandımve sonra uyuyamadım. Bahçeye sokak köpekleri girmiş onlara havlıyor du ve susturdum. Sokak köpeklerini çıkarıp bahçe de biraz oturdum. Özlemişim sessizliği, temiz havayı, kuş cıvıltılarını, inek, eşek, kurbağa, horoz seslerini, (pardon biraz abarttım) Bol bol içime çektim temiz havayı. Kimsecikler yoktu ortalar da, daha hava yeni ağarıyor du. Çiçek kokuları arabaların egzozlarından nasibini almamış, taptaze havaya karışmış, harika bir duygu yaratıyor du. Hiç uykum kalmadı, oturmaya devam ettim. Kahvaltımı bahçe de yapıp kısa fakat harika bir vakit geçirdim. İşe geldiğim de yine derin nefes aldım. Aynı hava değil di.

Sevgili e-günlüğüm; gerçi sende nasıldır bilmiyorum ama, biz de günler çok sakin geçiyor. Yollar oldukça boşaldı. (boşalmış hali bile berbat ama bir ay öncesine göre, çok sakin) Her gün önüme bin araba çıkıyor du, bir iki haftadır yedi yüz elli araba çıkyor, iki bin insan görürdüm, bin beşyüz insan görüyorum. Kedi, köpek, karga, güvercin ve serçelerin sayısında bir düşüş yok, onlar mahallede duruyorlar. Tatile gidin, gezin falan diyorum ama dinlemiyorlar. Zaten bir tanesi yavrularının derdin de, bu sene bir yere gidemez. O'na her gün yemek vermek bana kaldı. Hayvanseverler bir iki gün verdiler, sonra yemek veren falan yok. Yavruları dışarı çıkmaya başladı, çok güzeller. Onlara da iyi su veriyorum.

Bu gün bir kaç yere broşür verip tanıtım yaptım. Umarım olumlu olur. Bu yaz anlaşılan geçen yaza göre daha zor geçecek. Hem ben iş yapamazsam devlet zor duruma düşer, ekonomi göçer, insanlar kriz günlerine geri dönerler.

"Abarttın" dediğini duyar gibiyim e- günlüğüm; Düşünsene, ben iş yapacağım, elektrik, su, doğalgaz, telefon paralarını ödeyecek, mal sahibine kirayı vereceğim, mal sahibi benden aldığı kiralarla araba alacak, otomobil fabrikası üretim yapacak, işçilerine maaş verecek, işçiler ailelerini geçindirecek, otomobil satıldıkça yan sanayi iş yapacak, arabalar kaza yapacak, yedek parça firmaları satış yapacak, orada çalışanlar geçinecek, patronlar çocuklarına harçlık verecek, roleks saat alacak, yaz tatiline maldiv adalarına gidecek, maldiv adalarında ki esnaflar para kazanıp ailelerini geçindirecekler... Ufff bu arada ne biçim vergiler ödendi. Yani ben iş yapamazsam bunlar olmaz, devlet vergi alamaz, insanlar ailelerini geçindiremez, patronlar tatile gidemez, maldiv adalarında işler kötü olur ve insanlar geçinemez, sonunda orada da kriz olur... Ne kötüüü Aman olmasın sakın. Ben iş yapayım...

Gördün mü e-günlüğüm; iş yapanları küçümsememek lazım. Bütün dünya ekonomisi onların omuzların da.

Evet değerli e-günlüğüm; yazımı bitirip işime bakayım. Ülkenin durumu kötüye gitmesin.

Yarın yine yazışmak üzere. Hoşçakal

Dünya da akla değer veren yok madem,
Aklı az olanın parası çok madem,
Getir şu şarabı, alsın aklımızı;
Belki böyle beğenir bizi el alem!...

Biliyor musun? Sineklerin beş gözü varmış... (pek inanmadım ama...)
Güzel söz: "Beni heyecanlandıran ve hep devam etmemi sağlayan, elimizde ki geleceğe meydan okuma gücüdür... "

Yoshihisa Tabuchi