Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '08

 
Kategori
İzmir
 

Alaçatı yasakları-1

Alaçatı yasakları-1
 

Çok önceleri yazmıştım. Belki bir miktar iddialı bir söylem olacak ama ben, Alaçatı örneğinde olduğu kadar; bu ülkede hiçbir şehir, yöre ya da bölge için bu kadar kolektif, bu derece yaygın ve bilinçli bir reklam kampanyası yapıldığına, psikolojik yönlendirmede bulunulduğuna şahit olmadım, duymadım, bilmiyorum.


Özellikle son birkaç senede, nerede ise tüm yazılı ve görsel medya organlarında Alaçatı yazıldı, çizildi. Birden bire Alaçatı müdavimi kesilen yazar, sanatçı ve sosyete meşhurlarımız peydahlandı. Yıllardan beri Çeşme’nin burnunun dibinde olduğu halde kimsenin dönüp bakmadığı, yoğun ve sürekli rüzgarından dolayı serin denizine ayak basmadığı Alaçatı, nihayetinde bölgenin ve ülkenin, nerede ise en ciks(!) ve trendy(!) mekanı oluverdi.


Bu yaz sezonunda birçok defa bölgede bulundum. Özellikle Ilıca ve Alaçatı’yı yoğun olarak yaşama fırsatı yakaladım. Birkaç hafta önce, Alaçatı çarşısının gecesini de soluduktan sonra bu yazıyı yazmak farz oldu.


Alaçatı gecelerinde, cafe-barlar ve restoranlar sokağında elini kolunu sallayarak, şöyle yayılıp çiğdem çitleyerek gezmek yasaktır. Zira nerede ise tüm İzmir ve dahi İstanbul o gece, o daracık sokakta adımlamakta, piyasa yapmakta ve bir şeyler yiyip içmeye çalışmaktadır.


Çok eski Çeşmelilerden olan bir dostumuzun konuya ilişkin manidar tespiti şudur: Artık yaz döneminde Çeşme İzmir, Alaçatı da Kemeraltı olmuştur.


Alaçatı gecelerinde; şöyle sevdiklerinizi yanınıza alıp ya da birilerini bulmak için tek başınıza gidip, o anda hoşunuza gittiği için karar verdiğiniz bir mekanda kafanıza göre yemek yemeniz, içki içmeniz yasaktır. Çünkü hiçbir yerde boş masa bulabilmeniz mümkün olmaz . İlla ki gündüzden, şayet haftasonu ise hafta içinden rezervasyon yaptırmanız gerekir. Yoksa t-bone steakleri, suşileri, parfeleri, vejeteryan pizzaları, risottoları ve bilumum sosyetik ve tropik içkiyi rüyanızda görürsünüz.


Alaçatı gecelerine akan bayanlarımızın özellikle kot olmak üzere pantolon ve şort giymeleri, üzerlerine spor bir tişört ya da gömlek takıştırıvermeleri ve makyajsız ve bakımsız sokağa çıkmaları yasaktır. Konsept odur ki mümkünse tiril tiril ve kısacık bir elbise ile kıyafeti kombinleyen zarif bir ayakkabı tercih edilmeli. Hafif bir makyaj ve serbest bırakılan saçlarla kreatif çizgi tamamlanmalıdır.


Alaçatı gecelerine akan erkeklerimizin de tıraşsız olarak bölgeye giriş yapmaları, koca göbeklerini tüm ihtişamıyla açıkta bırakan alelade şortlar giymeleri, terlik şaklatarak yürümeleri zinhar yasaktır. Konsept odur ki tiril tiril, keten ya da pamuklu, ekru ya da beyaz renkte pantolon giyip, üzerlerine spor ama ışıl ışıl yanan uzun kollu gömlek, ayaklarına da kesinlikle şık, zarif ama spor çizgileri olan bir ayakkabı tercih ederek Alaçatı gecelerine dühul etmeleri yazılı olmayan emirlerle sabit kılınmıştır.


Devamı: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=125179


@İki sene önce bugün "Bozcaada: Güle Güle": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=4037

@İki sene önce bugün "Omlet Deyip Geçmeyin": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=4030

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..