Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '06

 
Kategori
Doğa Sporları
 

Bir Dağcının Güncesi

Bir Dağcının Güncesi
 

Dünyanın en yüksek 7 zirvesini gören, Everest'e 25 yaşında çıkan , "kar leoparı" ünvanlı ilk Türk ve Müslüman dağcı kimdir? diye sorsam cevap "Nasuh Mahruki" olacaktır. Ayrıca yamaç paraşütü, mağaracılık, motorsikletle uzakdoğu seyahati, Camel Trophy de cabası. Ve anılarını yazdığı 5 kitap... Ne kalıyor geriye yelkenli bir tekne ile dünya turu... onu da yapacak fırsat bulursa.

Üniversite yıllarında tanıştığı Rus profesörle başlayan dağcılık macerasını anlattığı ilk kitabı "bir dağcının güncesi" Yapı Kredi Yayınları'nda çıkmış. Sovyet-Asyanın en yüksek-7000 üstü rakımlı-5 dağını tırmanıp "kar leoparı" ünvanını almasını sağlayan yolculuğun ilk durağı Tien-Shan dağlarındaki kendi iç yolculuğunu anlatıyor.

İnsan yaşamında şansın büyük önemi olduğu ve bu şansı değerlendirecek kadar da hazır olunması gerektiğini öğreniyoruz bir kez daha.

Nasuh Mahruki ile "Yeni Ufuklara Doğru" seminerinde karşılaştım. İsmini çok duymama ve hayranı olmama rağmen daha karşılaşmamıştık. Bize "takımdaşlık ve liderlik" konusunda tecrübelerini aktardı, sorular sorduk. İşin en ilginç tarafı da dünyaca ünlü bu güzel insan ünü yükseldikçe gönlü o denli alçalmış. Tane tane, lafı ağzında gevelemeden konuşuyor, bakışlarındaki samimiyeti hissedebiliyorsunuz. En küçük bir kibir, yukarıdan bakış göremiyorsunuz. Televole kültürünün esir aldığı "televizyon efendinin" kölesi olmuş yurdum insanının pek alışmadığı bir durum.

Soru-cevap kısmında karşımızdaki Nasuh Mahruki'yi daha iyi tanıyoruz. Örneğin Everest'in 2. büyük zirvesi K2 ye tırmanmanın rus ruleti oynamakla eşdeğer olduğunu söyledi.Rus ruletinde yaklaşık % 15 olan hayati risk , K2 ye tırmanacaksanız %13, 5 oluyor. Zirveyi gören dağcıların geri dönüş yolundaki ölüm riski ise % 20. Ve bu riski göze alıp zirveyi oksijensiz tamamlayan koca yürekli insan. Bu arada kendisinin bilinenin aksine Türk ve Müslüman olduğunu üzerine basa basa söyledi. Meğer kendisini Rum ve Yahudi olarak tanıtan ve bu yolla başarılarını gölgelemek isteyenler varmış da biz yeni öğreniyoruz. İskender Iğdır'ın ölümünden kendisini suçlayan gazetecilerden Hıncal Uluç'yan 14.000 YTL tazminat almış. Fatih Altaylı ile davası devam ediyormuş. Daha sonra yaptığım araştırmada öğrendiğime göre dedesinin dedesi Kaptan-ı Derya Ali Paşa imiş. Rumların isyanını bastırdıktan sonra Sakız adası açıklarında donanmanın arasına giren casus bir tekne Ali paşa'nın gemisini ateşe veriyor. Ve Ali Paşa gemisi ile birlikte yanarak can veriyor. Soyisimleri MAHRUKİ de buradan geliyor. Osmanlıca da yanarak ölen anlamını taşıyor "Mahruki" sözcüğü.

Dağcılığın bir macera tutkusu, vazgeçilmez bir sevda olduğunu anlattı. Onca tehlikeye karşı karar verme yeteneklerinin çok geliştiğini, bunu bilen ailesinin kendisine büyük destek verdiğini söyledi. (Bir dağcının güncesi kitabının başında babasının kendisini aylarca merak etmemek için uyurken bacaklarını kırmak istediğini yazmış) En büyük desteğin aileden geleceğini belirtirken Bolkar'lara, Kaçkar'lara tırmanmaya giden gençlerin ailelerine Bodrum ya da Antalya'ya gidiyoruz diye yanlış bilgi vermelerini söylemesi de ilginçti. Aileler doğa sporlarını çocukları için tercih etmiyorlar anlaşıldığı gibi.

Ömrünün geri kalan bölümünü AKUT'a adamış. 10 bölgede örgütlenen AKUT bu yıl ayrıca 10.yılını kutlamış. Toplumun büyük bölümü kendilerini Marmara Depremi ile tanımış, oysa depremden önce 36 kurtarma operasyonuna katılmışlar.

Serüven, macera, heyecan dolu yaşamın ardından "can kurtarmaya"adanmış bir hayat, bir başarı öyküsü. Hümanizma ve ütopya ruhundan ilham almış, modern çağımızın masal kitaplarından çıkıp da gelmiş kahraman bir şövalye. Çocuklarımıza gösterebileceğimiz bir örnek model.

Kendisini tanıdıktan ve kitabını okumaya başladıktan sonra günlük yaşamımızın gürültü patırtısından neleri, kimleri ıskaladığımızın bir kere daha farkına vardım. Yanıbaşımızda akıp giden yaşamın içinde ne kahramanlar, ne hayat hikayeleri, ne dramlar olup bitiyor da biz bunların ne kadarını farkedebiliyoruz.

El-cevap yine bizde, kendimizde.....

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..