Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çok Gücendi-k

Çok Gücendi-k
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz boşta gezen çevreci değiliz” sözlerini değerlendiren
Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı TEMA’nın kurucusu,
nam-ı diğer “Erozyon Dede” Hayrettin Karaca'nın açıklaması.


Başbakan’ın çevrecilere ilişikin algısını çevreciler nasıl değerlendirdi?
Başbakan iyi ki böyle söyledi.

Neden?
Çünkü çevre sorunları gündeme geldi. Bu, Başbakan’ın yaptığı büyük bir iyiliktir. Çünkü Başbakan’a da çevre nedir anlatma imkanı bulduk şimdi.

Daha önce çevre sorunlarını Başbakan’a anlatmak için imkan bulamamış mıydınız?
Bulsaydık herhalde sayın Başbakan böyle söylemezdi, bizi aylak gezdirmezdi. “Ben bu işin daniskasıyım” demezdi. İyi ki söyledi, ona çok teşekkür ediyoruz. Ben bunu şaka olarak söylemiyorum. Ben Başbakan’ın bu çıkışlarıyla hiç olmazsa çevre sorunlarının gündeme geldiğini düşünüyorum.

Nasıl değerlendireceksiniz bu imkanı?
Başbakan ne derse desin, bugün Türkiye’nin çevre sorunları vardır. Dünyanın çevre sorunları vardır. Burada siyasi güçlere bir görev düşüyor mu diye, belirli kuruluşlar, çevre sorunlarına bugüne kadar ne düzeyde ilgi duydular? Çevre sorunlarıyla ilgilenen, bu konuda kendilerine değişik görevler vermiş bir sürü vakıf, dernek var. Bunlara “Aylak geziyorsunuz” diye; Başbakan affetsin ama çocukça diyeceğim bir yorum...

Çevreciler sanki başıboş geziyor. Boş zamanımızı değil, hayatımızı verdik biz bu işe. Başbakan’ın böyle değerlendirmesi doğru değil. Ama şimdi biz birbirimizi şikayet ederek ve azarlayarak çevre sorunlarını çözemeyiz... O halde sayın Başbakan’dan rica ediyorum. Hükümetle, bakanlıklarla bir temasımız mı olur; yoksa Başbakan’ın başkanlığında Türkiye’nin çevre sorunları nedir diye bunları tartışacağımız bir platform mu yaratırız... Bunları düşünürüz. Ama artık Türkiye’nin çevre sorunlarıyla ilgili Başbakanımızın bir bilgilenmeye, bilgilendirmeye ihtiyacı olduğunu gördük.

Yol yapmak çevre sorunu değildir. Ağaç dikmek çevre sorunu değildir. Bunları Başbakanımız’a anlatırız. Başbakanımızın da anlamayacağı bir sorun değildir bu. Örneğin Türkiye’nin çevre sorunları saymakla bitmez ama bugün en tehlikelisi, kuraklığın getirdiği ve onun sonucu olan bir gıda güvencesidir. Gıda güvencesi bugün bir sorundur. Hükümetlerin, gıda güvencesini artık -bunun şakası kalmadı, bu çocuk oyuncağı değil- ciddiye alması lazım. Kendi kendini besleyen bir ülke olabilme şansını kaybetmememiz lazım. Türkiye’nin alması lazım gelen tedbirler var. Benim bir TEMA Vakfı müktesibi olarak toprağa, erozyonla Türkiye’nin kaybettiği topraklara sahip çıkan, bunun hallolması için 20-25 senedir mücadele eden bir vakfın kurucusu olarak söyleyeceğim çok şey var. Çoook... Çook söyleyeceğimiz şey var.

Başbakan bunu çok iyi yapmıştır. Hakikaten, ciddi olarak söylüyorum; Başbakan’ın bu yaptığı bir hizmettir. Bir kapı açılmıştır artık. Bize bu kapıdan girip, karşılıklı oturup Türkiye’nin çevre sorunu nedir, var mıdır yok mudur, bunu tartışmak imkanını sağladı. Başbakan bunu kabul ederse tabii. Biz bunu zorla yapamayız.

Hayrettin Bey, bu konuda sıcağı sıcağına, somut olarak nasıl bir girişimde bulunmayı düşünüyorsunuz?
Savunmaya geçerek çare bulamayız biz buna. Çevre sorunu ciddiyse oturur konuşuruz. Başbakanımızın yapacağı çok büyük hizmetler vardır, bu hizmetleri yaparsa tarihe geçer. Biz de onu kutlarız, tebrik ederiz. Ben Başbakan’ı kutlamaya, tebrik etmeye canı gönülden hazırım. Benim sorunum Başbakan değil. Benim sorunum Türkiye. Gidiyoruz, haberimiz yok.


İş adamı iken işlerinizi bırakıp bu işe soyunmuşsunuz. Boşta gezen bir çevreci değilsiniz.. Sizin bir çevreci olarak sorununuz Türkiye ise... Başbakan bunu bir sorun olarak görmüyor mu?
Bak şimdi; burada erozyonla mücadele için medyadan gördüğümüz destek yetmedi. Yetseydi şayet, Türkiye’nin sorunu olmazdı. O halde, peki şimdi en büyük sorun Başbakan’ı azarlamak, Başbakan’ı kabahatli çıkarmak için konuşmalar yapmak, beyanatlar istemek değil. Şimdi artık çevre sorunlarını, Başbakan’ı ikna edebileceğimiz, yalnız hükümetler tarafından değil, halkın desteğini alabileceğimiz bir olay olarak getirmemiz lazım. Gönüllü kuruluşlara ihtiyaç var. Bizim bunu Başbakan’a anlatmamız lâzım. Bırakın kavga etmeyi... Başbakan’a sataşmakla, onu kabahatli bulmakla bir yere gidemeyiz. Ama bu Başbakan’ın yaptığı çok iyi olmuştur. Hiç olmazsa basın bunu olumlu tarafından gündeme getirsin, ne olur... Bunun peşini bırakmayın; erozyonla mücadelenin peşini ne olursunuz bırakmayın...


Toprakların canına okunmuş. Yani bu dünyanın sonu; yalnızca Türkiye’nin sonu değil... Açlık hiçbir şeye benzemez. Yarın, beş-on sene sonra dünyada ihtiyacının üzerinde tahıl üretebilen üç ülke kalacak; Amerika, Arjantin, Avustralya... Bunlar sana buğday vermezse aç kalırsın. Ve yuları takarlar boynuna, seni istedikleri yere götürürler. Seni esir alırlar.
Bu açlığın nasıl geleceğini bilmiyoruz, okumuyoruz biz.
Başbakan sözleriyle beni gücendirdi, hakikaten gücendirdi.
Benim kalbimi kırdı. Ben de bir vatandaşım.
Bu beni de etkiledi.
Çevreyle uğraşan bir vakfın üyesi olarak ben de alındım doğrusu.
Ben boşta gezmiyorum.
Çok gücendim.

Kaynak:ntvmsnbc.com

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..