Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Sıkıntıya sebep olanlar–2

Sıkıntıya sebep olanlar–2
 

(Atıl ayaz) Kendisinden alındı!


—Ağabey çok ara verdik devam edelim mi? 

Haklısın Atıl kardeşim. Malum; araya çok vahim, üzücü olaylar giriyor ve konudan uzaklaşıyoruz oysa pişirdiklerimizi sıcağı sıcağına servise sunmak lazım. Şimdi bazı arkadaşlar yine bana polemik yapıyorsun diyecekler ama yazdıklarımı dikkatli okusunlar. Hoş görülü olmanın bedeli bir haksızlığa veya bir hakarete göz yummak olmamalı. MB aile olarak düşünürsek ki ben buna hiç katılmıyorum! (Öyle olsa sokaktaki herkese vay kardeşim diye sarılmamız gerekir) Öyleyse, aile içine yakışır yazılar yazılsın derim. 

İşine geldiği zaman “burada herkes özgürdür isteyen istediğini yazar” diyeceksin ki, bunu söylerken zaten araya bir sınır koyuyorsun; sonra başka bir zamanda biz hepimiz bir aileyiz, kardeşiz diyeceksin. Bu olacak şey mi? İki kişinin birbiriyle polemik yapmasını eleştireceksin ve hatta her defasında bunu kınayacaksın! Fakat o iki kişinin polemik yaptığı konuya sende bir taraf olarak yorum yaparak katkıda bulunacaksın! Bu nasıl çelişki bu nasıl tezattır? Kaç tane örnek istiyorsunuz? Kendi blog yazılarınızda değil belki ama başkalarının yazdığı blogların altında bu yorumlarınız ayna gibi duruyor Bey ağabey! Hanım abla! Bilmem anlatabildim mi? 

Havadan sudan yaz, anılarını sevgilini aşkını yaz, ekonomiyi siyaseti Başbakanı, cumhurbaşkanını yaz, kahpe eşkıyayı, hırsızları, uğursuzları yaz aklına ne geliyorsa yaz. Fakat yazılarının içinde benim tuttuğum takımın taraftarlarına top yekûn laf edersen, benim oy verdiğim partiye “zaten bu partiye oy verenler şöyledir böyledir” dersen, senin yazma hakkın olduğu gibi benimde senin yazına cevap verme hakkım olduğunu sakın aklından çıkarma! Takımı eleştir ama taraftarlarına hakaret etme, partiyi eleştir ama ona oy verenleri eleştirme. Münferit olayları top yekûn insanlara yakıştırma. Önce yazdıklarına bir bak sen kendin adamlığın, insanlığın, ahlaklı olmanın neresindesin?  

Hele ki cevabını veremeyeceğin yazıları hiç yazma! Sonra sadece gelen yorumlara teşekkür edersin (!) belki de bazısını yayınlamazsın kim bilir?  

Burada, zeki insanlar gibi mesajın kime ait olduğunu anlamadan, olaya sazan gibi atlayıp karşı tarafa kin kusanlar(!) unutmasınlar ki yazdıkları ile mutlaka yüzleştirileceklerdir. 

Şimdi sevgili Atıl kardeşimin belirttiği gibi “24 bloğumdan” başlayarak anlaşılmayan 23 bloğumu kısa kısa açmaya çalışalım! Bakalım kutularda ne varmış? 

24. Bloğum yani Müsaadenizle blogçular Şeytanım geldi! bir yıl önce bu bloğu yazarken o günlerde beni rahatsız eden olaylara karşı MB içindeki ilk tepkimi dile getirmeye çalışmıştım.  

Arada üç blog çıkardıktan sonra gelelim asıl meseleye. Bazı yazıların altına uzun uzun yorumlar yazarak yazı sahibi ile polemik yaptığım konuların temeline. Sevgili büyüğümüz Mustafa Mumcu ağabeyime yazdığım  

28. Bloğum Postaaaa “Mektup vaaar” aslında burada siyasetin ve dostluğun benim için ne ifade ettiğini çok anlaşılır bir şekilde yazmıştım ve benim agresif tavır takınmamın nedenleri burada açıkça anlatılmaktadır. 

Yavaş yavaş blog fanatizm’i beni de, kendi içine çekmeye başlamıştı!  

30. Bloğum Doğacak çocuklar, sahipsiz bırakılmasın! Bu yazım; geçen yıl "CHP'ye saldırı insafsızlığı” diye Erdoğan Şahin tarafından bir yazı düştü bloğa. Yazının içeriğinden ziyade yazısının son paragrafında “AKP ye oy verenlerin eğitim düzeyleri çok düşük ve “AKP” oy depolarının nereleri olduğunu iyi biliyor. Depo çeşitlerine göre çalışmalarını yapıyor” diyerek bir eğitimci olarak AKP ye oy verenlere yani yüzde 47 lik bölümü çeşitleyerek sınıf farklılığına dikkat çekip, bir taraf olarak eleştirmişti! (olabilir) Kendisine şu yorumu gönderdim; 

"Sevgili Şahin Bey;
Aslında sizin bu anlam dolu yazınıza güzel bir yorum yazmak vardı ya (hakkımda) kısmında ki yazınızı okuyunca sadece gülümsemekle yetineceğim! Yalnız şu kadarını söylemeliyim
Oyumu kime vereceğimi sorsaydınız söylerdim. Oyumun gizli veya gizemli hiçbir yanı yok.
 

Bu mesele insan hakları, demokrasi ve özgürlük ile alakalıdır eğer oyumuzu kendi irademiz ile kullanamayacak kadar eğitimsiz isek; (aptal) bu, Türkiye de ki eğitimcilerin sorumluluğundan olsa gerek! Milli eğitim bakanlığı yan gelip yatma yeri olmamalı! Ankara üniversitesi hukuk fakültesini bitiren daha sonra, Ankara Siyasal bilgiler fakültesinde asistan olarak çalışan, doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra ABD de Columbia ve Berkeley üniversitelerinde çalışan, Sayın Deniz Baykal’ın, çelik çomak oynadığım günden bu güne; tek başına iktidar olamaması da sizce eğitim sorunumu? Saygılar efendim." Diye sordum. 

Fakat arkadaşımız bunu yayınlamadı! Kendisi hemen benim yorumumdaki anlam ve ifadeleri çağrıştıran bir yazı yazarak (29.07.2007) ” Blog delilerim” şakacıktan deli ayaklarına yattı! Birçok arkadaşımız yazının aslında ne maksatla yazıldığını bilmeden "böyle deliliğe can kurban" dediler. Yani aldatıldılar! Tabi bu durumu kabullenemedim. Sevgili hocamız benim yorumumu yayınlayıp cevabını vermeliydi. Madem cevabını veremeyecek, öyleyse bu yazıyı neden yazmıştı? Bende onun yazıp "Saldım çayıra Mevla kayıra" hesabı, sahipsiz bıraktığı yazısına karşılık yukarıdaki yazıyı yayınladım. “Blog delilerim” yazısına da katılmıyorum. Ben asla kendimi, kendisini deli olarak tanımlayan birinin delisi olarak göremem. Delilerin yeri hastanedir! Fakat aramızda kendilerinin deli olduğunu beyan eden, cesur yüreklerin varlığını da kimse inkâr edemez! 

40. Bloğum. Şeytan ile ilgili! Bu yazımı ise bir arkadaşımızın boyundan büyük laflar etmesi üzerine yazdım. İleride aynı arkadaş ve onun tarzındaki bir arkadaş için yazdığım bir yazı daha var. Akademik araklama yazıları ve porno tarzı görselliği gözümüze sokarak tıklanma rekoruna sahip biri. Bu da yetmezmiş gibi bir yazısında veya yazısının altında kendisine yorum yazan bir arkadaşa verdiği cevapta, Ordumuzu alenen darbeye çağırmıştı! Halen bu Şizofren ruhlu arkadaşımız "yazarlık" hayatını birilerinin hoş görü kalkanları arasında aramızda sürdürmeye devam ediyor.  

41. Bloğum. Metal Fırtına 10 Mizah kategorisinde yayınladığım bu bloğum tamamen tepki üzerine yazılmış saçma sapan bir bloğumdur! Her gün MİZAH adı altında bize adeta Çin işkencesi eden sevgili arkadaşımızın bu tarzı beni delirtiyor. Tek istediğim gülebilmek (!) Allah aşkına bir tane Dursun, Temel fıkrası da mı yok bildiğin? En sonunda bazı arkadaşlarımın fısıltısını duydum "doktor kendi haline bırakın demiş" birden acıyasın geldi garibime sonra bıraktım kendi haline. Okumuyorum zaten, başlıkları yetiyor artık ona gülmeme! Birinin adını koyunca ona tahammül kolay oluyor sanki. 

47. Bloğum 2007 yılında siyaset için yazamadıklarım! Bu bloğumu ısrarla beni anlamak istemeyen bazı arkadaşlarıma AKP ye neden ve nasıl oy verdiğimi anlatmak için yazdım. Tekrar burada bu konu ile ilgili bir şey yazmayacağım merak eden tıklayıp bakabilir. 

49. Bloğum Gençler Akıllı olun! Bu bloğumda ise bazı blogır arkadaşlarımızın özgürlük anlayışlarına atıflar var. Kendilerine gelince sonsuz özgürlük isteyenler, başkalarının haklarını kabullenememe durumu var. Neymiş, kimmiş bunlar okuyun yazı ve yorumlardan ne demek istediğimi anlayın. 

58. Bloğum Mektubunuz var! Bu bloğum MB gitmeye karar verince, içimde kendisi için biriktirdiklerimi öğrenmesini istediğim bir büyüğüme yazılmıştır. Sonuç itibari ile içimde ukde kalan bir mevzu tatlılıkla kapanmış oldu! Kendisine karşı beslediğim bir düşmanlığım kesinlikle yok. Yazılarını okumaya devam ediyorum.

60. Bloğum Daha dün bir, bugün iki! Bu bloğum ise, 58. bloğum ile ilgili yazım için ileri geri blog üretmeye çalışan üçüncü şahıslar için yazılmıştır! Hemen kendilerine pay çıkarmaya çalıştılar ama bu yazı anında cevap oldu! 

64.Bloğum Susmak lazım! Bu bloğumdaki söz konusu insan tiplemelerine gereğinden fazla yüz verenleri anlamıyorum. Riyakârlıkları affedilir gibi değil! 

65. Bloğum Kendi bayrağımızı sallayalım! son günlerde bu yazının ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha gördüm. Kısaca içimizdeki Tuncay Özkan ’lardan bahsettim! 

66. Bloğum Bana göre hata, size göre nedir! Hadi “mecnundur idare edelim” diyelim ama senden benden akıllı görünmesini nasıl izah edeceğiz? Her gün blog diye tçtıklrına nasıl katlanacağız? İllaki her köyün kulağında çiçeği, iki ayaklı otobüsü vardır, bizimde olsun diyorsanız eyvallah!  

74. Bloğum Bunda bir hikmet var! Bu yazımda insanların sevgiye dostluğa ne kadar önem verdiklerini anlatırken bazı olumsuzluklara dikkat çekmek istedim. 

81. Bloğum Maaşallah: Şimdilik her şey “Saat” gibi çalışıyor! Bu yazım, belirli bir hedefe yönelik yazılara karşı, içimizdeki her kesimden insanların da, aynı yolsuzluklarının içinde olabildiğini göstermekti.  

82. Bloğum Dikkat: Aranılan araç bu olabilir! Burada, istedikleri zaman harikalar yaratan emniyetin koskoca arabaların çalınmasında nasıl bu kadar başarısız oldukları konusunu hicivli yorum. Her yerde mobese kameraları olmasına rağmen! Tabi çalınan araba onlardan veya paralı birine ait olsaydı böyle mi olurdu?  

85. Bloğum Asın artık şu at hırsızlarını! Burada MB ın, çalınan arabam ile ilgili yazılarıma ilgisiz kalmasından, yukarıdaki yani “MB aile olarak düşünürsek ki ben buna hiç katılmıyorum!” tezimde ne kadar haklı olduğumu, küçücük bir vurgulama ile göstermeye çalıştım. 

86. Bloğum Ergenokuncuların avukatları günah çıkarıyor! Burada, Ergenekon ile yazılanların biraz erken olduğunu söylemeye çalıştım. 

88. Bloğum HALİMENİN ÇOCUKLARI! Burada başına veya kçna eften püften yazılar ekleyerek, çalıntı yazılara kılıf koyanlara, mesleği ile yazılan konunun alakası olmayan diplomasız jinekologlara yazdığım bir tepki yazısıdır. 

91. Bloğum Hoşgörü de, nereye kadar! Burada, işte o kendini ve haddini bilmez yalancı ve ahlak fukarası sapık zihniyetler ile MB toplantılarında kazara karşılaşırsak ne kadar dayanabilirim, ne kadar dayanabiliriz? Bunu soruyorum. 

92. Bloğum Dedektif ŞERLOK HOLMES’TE balon çıktı! Burada kimseye güvenilmeyeceğini anlatmaya çalıştım. 

96. Bloğum Sıkıntı veriyor! Burada, yazıya gelen yorumda bu yazıyı yorumlamışım. Tekrar yazmanın bir mantığı yok merak eden tıklayıp okuyabilir. 

98. Bloğum 12 Eylül Cuma yazısı! Burada kimsenin hoşlanmadığı benim ise takla attığım(!) polemik yazısı var. Saklı gizli bir şey yok merak eden bakabilir. 

99. Bloğum Ergenekon safsatası, Deniz feneri laf salatası! Bu yazımda birileri, geçmişin biz görmediğimiz pembe dünyasından gelmiş olmalılar ki, hep birilerine kulp takma derdindeler. Bu konuya hemen her gün blog ana sayfasında rastlayabiliriz. Bende, dünü unutanlara, dünü hatırlatıyor bu günün ve gelecekte ki günlerimizin de aynı olacağını anlatıyorum! İnsan manzaralarından örnekler vererek.  

100. Bloğum Sıkıntılara sebep olanlar Eee yazdım işte daha ne olsun? 

—Teşekkür ederim Talip ağabey bu sıkıntıların ve mesajların muhatapları tarafından inşallah doğru anlaşılmıştır? Size bir soru daha sormak istiyorum? Tüm bu olanlardan sonra MB tan ayrılmayı düşündünüz mü? Birilerine olan kırgınlığınız devam ediyor mu? 

Öncelikle MB ayrılmayı değil ama ara vermeyi düşündüm. Nedenine gelince; geçen yıl MB içinde “kaliteli blog yazalım” diyenlere, bu sene daha çok hak veriyorum. MB birkaç kişi tarafından kalitesiz yazılar yazılarak gasp edilmiştir! Kimseye kırgın değilim ama sevmediğim ısınamadığım bir dolu insan var. 

Son sorum: Bu yazdıklarınızdan sonra değişen bir şey olur mu? 

"İnsanın, ağır yüklerle cömertçe kösteklenmiş, cılız, şeytani bir mahlûktan başka bir şey olmadığını, haklı ve yerinde sebeplerin bile onu yerinden kımıldatamayacağını aklımdan çıkarmamakla beraber, benim politikam şudur; Değiştirebileceklerimizi değiştirmek, düzeltebileceklerimizi düzeltmektir."
Robet Louis Stevenson

Benim politikam da bundan farklı değildir!
—Teşekkür ederim ağabey güzel bir sohbetti! İstediğin zaman seninle söyleyişi yapmaya gelirim. Bir TIK bana yeter!
Sıkıntılar biriktiğinde bir gece aniden kapını Tık'layabilirim.
 

M. Talip Girgin
Tüm yazdıklarım! 

 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..