Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '08

 
Kategori
Güncel
 

MUSTAFA KEMAL HAVASI

MUSTAFA KEMAL HAVASI
 

Köylülerin oturduğu bir kahvede

Söz edilirken güz ekiminden birdenbire

Şavk vurması gözlere ulusal imeceden

Doğrulup kalması bir ulusun, öyle bir hava.

Aşka benzer, şevke benzer, Ferhad'ın dağ delmesi

Künk döşemesi, su çekmesi Amasya'ya

Mustafa Kemal'in kağnıları taş taşırken

Ulu yapıların yükselmesi, öyle bir hava.

Bir savaş alanı ovalarda, tepelerde

Sakarya'dan uzun, Sakarya'dan zor

Ve Mustafa Kemal atlısının getirdiği haber:

Düşman bozulmuş gidiyor, öyle bir hava.

Herkes kurtuluş ordusunun eri gibi

Yeniden bir alan savaşı verir gibi,

Gerilik, karanlık, yoksulluk karşısında,

Dumlupınar zaferi gibi, öyle bir hava.

Düş gibi, yarın gibi, hemen yarın gibi

İki bin rakımlı tepe alınmış gibi,

Davul zurna şenlik dernek köylerde

İzmir'e varılmış gibi, öyle bir hava.

Öyle sade, öyle umutlu, öyle halkça,

Güzel işlere doğru kavak gölgesi yollardan,

Çankaya'daki bağ evinden bir sabah sanki,

Ankara'ya iniyor Mustafa Kemal, öyle bir hava.

Sivas köylüklerinde buğday yetiyor,

Halkım yamasız urbalar içinde,

Mustafa Kemal'in kara tahtası başında

Herkes dilediğini yazıyor, öyle bir hava.

Ölünün toprak bölünmüş, yaşayana verilmiş,

Emek kul olmaktan kurtarılmış

Gül açıyor bahçelerde tütün, mısır, incir

Şıkır şıkır oynuyor kızların ellerinde, öyle bir hava.

Köy okulunun bahçesine bayrak çekilende

Selâm durmamız kardeşliğe ve insanlığa

Kardeşliğe bayrağımızdan bir şey katmamız,

Güller katmamız insanlığa bayrağımızdan, öyle bir hava.

Ve en güzeli demiryollarımızdan sanki

Mustafa Kemal geçecekmiş gibi,

Soracakmış gibi bize ıssız istasyonlarda,

Ne yaptınız? Yaptıklarımızın sevinciyle, öyle bir hava.

Sularda çamur yok, dupduru bir ırmak

Gönüllerimizin ta içinden akıyor

Kardeşlik denizine aşk dalgalarıyle,

Kıyısına yaşantıların güller bırakarak, öyle bir hava.

Şiir diyeceksiniz, insanlığın kız kardeşi şiir

O mu? Bağımsızlık gülü emek menekşesi

Bir seher tazeliğiyle sarmış ulusumuzu

Mustafa Kemal havasında gelecektir... öyle bir hava

<ı>Köylülerin oturduğu bir kahvede
Söz edilirken güz ekiminden birdenbire
Şavk vurması gözlere ulusal imeceden
Doğrulup kalması bir ulusun, öyle bir hava.
Demiş şair: Edip AYEL.

Ne güzel demiş.

Tıpkı böyle bir şey işte! Tıpkı böyle bir ruh! Ata’ mızı düşününce ruhumuzda alevlenen.

Onu anlatmaya tarihler yetmedi. Onu anlatmaya kitaplar yetmedi. Onu anlatmaya satırlar yetmedi. Onu alt etmeye çalışanlar hala işbaşındalar biliyoruz. Hala sürüyor, sürdürüyorlar oyunlarını türlü maskeler, ihanetler içinde. Biliyoruz! Hem de kendilerine yakıştığı gibi, bayağı bir biçimde.

Onun ruhumuza ektiği, her gün biraz daha güçlenen, her gün biraz daha yükselen bu bilinci seyrediyorlar saklandıkları yerden. Bir hayli karın ağrısı çekerek, diş bileyerek, en çokta kıskançlıkla. Ve her gün biraz daha kahroluyorlar, mahvoluyorlar oyunları tutmadıkça. Bilmezler ki küçümsemeye, alaşağı etmeye çalıştıkları milyonların ruhunun çelikleşmiş ifadesi.

Bilmezler ki “GAFLET VE DALALETE” düşmüş olsak da bazen, karanlığın o en keskin, o en algılanabilir olduğu o son noktada yeniden ve yeniden şahlanacak onun ruhumuza ektiği bağımsızlık bilinci.

O zaten hayatı; terk edilemez bir kırmızı koltuk gibi görmedi ki hiç. Hele yurdundan, hele insanından, hele Anadolu köylüsünden ayrı saltanat sürdürebileceği bir yer olarak hiç. Onun için dedi ki: Salih Bozok'a yazdığı bir mektuba bir Fransız şairin dörtlüğünü ekleyerek;

Hayat kısadır,
Biraz hayal,
Biraz aşk
Ve sonra Allahaısmarladık.

Ölümünün 70. Yılında saygıyla anıyoruz Ata’ mızı.

Her gün biraz daha görerekten, bilinçlenerekten, her gün biraz daha anlayaraktan bize bıraktığı mirasın kıymetini…

İzindeyiz Atam!

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..