Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '08

 
Kategori
Fotoğraf
 

San ki...

San ki...
 

SAN Kİ acılar mutlu biten bir masal ve işte ilhamım olan görsel...


Say ki umutlar filize durmuş, say ki acılar sonu mutlu biten bir masal, say ki sevinç içinde eylim eylim dolaşan balık…diye mırıldanmıştım.

İki küçük kız çocuğunun içlerinde gezinen balıkları, başlarına yağan yıldızları gördüğümde su gibi akıp geçmişti içimden dizeler. Bir görselin estetiğine, düş gücüne şaşmış karşısında kalakalmıştım.

O küçümen kızlar dünyayı bir akvaryum bilip boylarını aştı aşacak bir mavilik içinde çalkalanırken ve uzaklardan geçerken “çırpınan bir beyaz yelken”, kayıp dökülmüştü avuçlarımdan cümleler.

İlke Veral; yazılarını beğeniyle okuduğum bir blog yazarıydı sadece. Bakmayın 'Hakkımda' bölümünde yazdığı iki satır cümleye. Fotoğraf alanında farklı deneyimlere açık, profesyonel çalışmalarıyla bugüne kadar sayısız sergiler açan ve ödüller alan bir sanatçı kendisi.

Sergi günü gelip çatınca "SAN Kİ " ismini verdiği sergisine düşürdüm yolumu. Blog'tan sevgili İlyas Bayram da eşlik etti bana.

Yaşamından damıttığı imgeleri, öylesine bir güzellikte serpiştirmiş ki görsellerine, bir çalışmasında havalanan martılarla bir olup çer çöpten umutlar tutturdum evime, yap bozlar icat ettim en atık hayallerden.

Bir akşam alacasında saçı kara, bahtı ak bir esmer güzelinin boynuna ömürsüz kelebekler astım, dağılmış saçlarına tutturdum her birini. Düş zengini etti beni.

Ay'a merdiven dayayıp sevdalardan yol tutturdum, elimde altın bir anahtar, hangi kapıyı açar?

İki yanına örmüş de salmış kınalı saçlarını, kurşuni bulutlara inat, bir papatya tarlasında alçıya sarmış hayal kırıklıklarını. Tutmuş üstelik, kaynamış tüm çocukluk kırıkları Ekin zamanı- ki Ekin aynı zamanda sergisini adadığı, görsellerinde yer edinen, objektifime gülümseyen sevgili kızının da adı -

Bir başkasında beton denizi ve alabildiğine asfalt bir hayatın içinde toprağa değdi ayaklarım, bir küçük dünya açtım ellerimle, sığındım içine.

Zencisiydim yaşamın, ötekisiydim tüm renklerin. Bütün beyazlar bana küsken, “bu hasret bizim “ kadar mavi bir pencere açıldı sol yanımdan. Kanatlanan bir sevinçti havalanan. Özgürlük, kardeşlik, beraberlikti…

Üşütmesin yel, kar dağıtmasın diye çiçeklerimi açıverdim üstlerine yaşam şemsiyemi .

Kalın prangalar vurulmuş elime, ayağıma. Ya beynime? Kim engelleyebilir firari düşlerimi, umutlarımı, kim zincirleyebilir?

Yanı başımda üst üste yığılı bavullarda birikmiş bir hayat, kucağımda dağılmış sarı yapraklar…Takvim eskisi bir zamanda acı acı çalan sireniyle kara tren yaklaşıyor istasyonuma. Atmalı kendini kompartımana, çıkmalı yeni yollara, yolculuklara...

Beni bu düşlere düşüren görsellerin yaratıcısı İlke Veral, deniz atı, elma şekeri, ‘iki kuş kanadı sesi” bol hüzün, çok sevinç, kalabalık bir yalnızlık ve eksilmeyen umudu... nakşetti akla, yüreğe, göze. Hepsinden bir tutam alıp çıktık İlyas Bayram ile SAN Kİ sergisinden.

Teşekkür ediyorum kendisine. Nice sergilere...


Sergiyi görmek isteyenlere ayrıntılı bilgi için İlke Veral in linki:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=138000

 
Toplam blog
: 80
: 1644
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

..