Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '06

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Kiremit denilince, aklına, çatı gelmeyenlerden misiniz?

Kiremit denilince, aklına, çatı gelmeyenlerden misiniz?
 

Vallahi ne yalan söyleyeyim, ben öyleyim. Üstelik, oturduğum evim de bir çatı katı ama kiremit denildiğinde, benim aklıma; toprak kaplarda pişirilmiş enfes köfteler, yemekler gelir. Kiremitte yapılan ya da yapılabilecek sofra süslerinin sayısı inanamayacağınız kadar çok. Öylesine de pratik olan bu, eski usül toprak kap yemeklerinden birini benimle paylaşmak isterseniz, buyrun okuyunuz efendim.

Kiremit kabın içini çok az zeytinyağı ile yağlıyoruz. Tereyağı kullanırsanız çok daha baştan çıkarıcı olabilir ama kolesterol ve göbek-basen yağlarınız da kontrolden çıkarsa müsebbibi ben olmayayım. Daha sonra, saplarını koparıp, bol suda yıkadıktan sonra kuruladığımız mantarları, çukur kısımları üste gelecek şekilde kiremit kabın zeminine, alabildiği kadar tek sıra döşüyoruz. Sapların çıktığı çukur boşluklara, ince dilimlediğimiz sosis ve sucuk parçaları yerleştiriyoruz. Mantarların aralarında kalan boşluklara, arzu ettiğimiz miktarda sarımsağı dişler halinde ilave ediyoruz. Rendelediğimiz domatesleri mantar ve sarımsakların üzerine gezdiriyoruz. Tuz, karabiber, kırmızı pul biber, kekik, nane, fesleğen, kimyon denilen akıl alıcıları dilediğimiz miktarlarda kabın üzerine boca ettikten sonra iki yüz derecedeki fırınımıza kiremit kabı sürüyoruz. Toprak kabı fırından almadan bir dakika önce, rendelediğimiz kaşarları, yemeğin üzerini tamamen örtecek şekilde ilave ediyoruz.

Kiremit kaplarda, yanında bir ezme salata ve süzme yoğurttan kendi mutfağınızda yaptığınız haydari ile servis ediyorsunuz.

İçecek olarak ne iyi gider derseniz; bir yemekte hem sosis-salam-sucuk gibi kırmızı etten mamül şarküteri ürünleri, hem de peynir ve baharat karışımları var ise tercih edilebilecek en iyi içki; gövdeli, meyve ve baharat bukeli, kekremsiliği ve damakta uzun süre kalıcılığı yoğun bir kırmızı şarap derim ben. Böyle bir şaraba örnek olarak da boğazkere, öküzgözü, huntra, kalecikkarası ve syrah kupajlarını verebilirim.

Efendim, hayatın temelinde dört madde yatar. Bunlar; ateş, hava, su ve topraktır. Bu dört elementi günlük hayatımıza en saf halleri ile ne kadar çok sokabilirsek; bedensel ve zihinsel sağlığımız, ruhsal dinginliğimiz, huzur ve mutluluğumuz o ölçüde tavan yapacaktır. Kiremitte kaşarlı, sucuk ve sosisli, mantar tadında günler ve geceler dilerim. Afiyet olsun.

Not: Fotoğraf www.urfasofrası.net adlı siteden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..