Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '09

 
Kategori
Haber
 

Bu Nasıl Senaryo?

Bu Nasıl Senaryo?
 

www.milliyet.com.tr


Eğer topluma mal olmuşsan “Eline, beline, diline hâkim olacaksın” Eğer söz konusu Vatanımız ise bu konuda asla ulu orta yerde konuşmayacaksın. Sıkışınca tepkiye göre senaryo yazmayacaksın! Ağzından çıktıysa eğer, sözünün arkasında duracaksın.

Sanatçı Atilla Olgaç’ın Kıbrıs Barış Harekâtı’nda biri esir 10 kişiyi öldürdüğünü açıklaması, Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan’da adeta deprem yarattı. Bütün medya, manşetlerini Olgaç’ın sözlerine ayırdı. KKTC’li bir yetkili, “Bize zarar verecek” dedi.”

Bu programı sörf yaparken (!) önemli kısmını izledim
.  

Bakın bu açıklama nasıl bir infial uyandırmış!
 

 

Tiyatro sanatçısı Atilla Olgaç’ın asker olarak katıldığı Kıbrıs Barış Harekâtı’nda biri esir 10 kişiyi öldürdüğünü açıklaması, Kıbrıs Rum Kesimi ile Yunanistan’da şok etkisi yarattı. Kurtlar Vadisi’nin “Kılıç”ı Atilla Olgaç, “Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, 19 yaşındaki esir düşmüş bir askeri öldürdüğünü” söylemişti.

 

Rum Hükümet Sözcüsü Stefanos Stefanu, “Bu açıklamalar, barbar Türklerin yaptığı cinayetleri ortaya çıkarıyor” derken, savaş suçu işlendiğini savunarak konunun uluslararası camiaya taşınacağını açıkladı.

 

Rum kesimindeki gazeteler konuyu manşetlerine taşıdı. Olgaç’ın sözleri radyo ve televizyonlarda da ilk haber olarak yayınlandı. KKTC’de iktidardaki CTP’nin yayın organı Yeni Düzen gazetesinin başyazısında, “Bu nedenle, Barış Harekâtı’na, barış harekâtı diyemiyorum” diye yazıldı.

 

—Milliyet’e konuşan KKTC’li bir yetkili, “Bu açıklamalar, bize çok zarar verecek” dedi.  

 

Başlıklar Olgaç’tan
 

Simerini gazetesi, “10 Kıbrıslı Rum öldürdüm. İşte 1974’teki Türk vahşeti” manşetini attı. Gazeteye konuşan Kıbrıs Kayıp Kişi Yakınları Örgütü Başkanı Nikos Theodosiou, Türk sanatçının yaptığı açıklamaların geniş bir şekilde soruşturulmasını isteyeceklerini söyledi.

 

Rum basınında ayrıca Alithia, “Sarsıcı: ‘Türk sanatçı, 1974’te esirleri öldürdüğünü itiraf etti”; Mahi: “‘1974’te, Kıbrıs’ta, 10 kişi öldürdüm’ Türk sanatçıdan esirlerin infaz edilmeleri ile ilgili şok itiraf” başlıkları atıldı.
Sözcü Stefanu, Rum hükümetinin bütün delilleri biriktirdikten sonra konuyu uluslararası camiaya taşıyacağını belirterek, “Bu açıklamalar, barbar Atilla’nın insanlık dışı işlediği cinayetleri ortaya çıkarıyor” dedi.
Cenevre Sözleşmesi’ne göre yapılanın “savaş suçu” olduğunu savunan Sözcü, Türkiye’nin bu konuda iş birliği yaparak, konunun aydınlatılmasında yardımcı olmasını istedi.
Rum ana muhalefet DİSİ Partisi Genel Başkanı Nikos Anastasiadis, “İşlenen vahşi cinayetlerin ortaya çıkarılması gerektiğini” belirtti.
KKTC’de yayın yapan gazeteler de Olgaç’ın açıklamalarına geniş yer verdi. Bazı gazeteler haberi yorumsuz olarak manşetlerine çekti.
 

 

Atina’da manşet

 

Olgaç’ın açıklamaları Atina’da da gazetelerde manşet oldu. TaNea gazetesi, “Şok eden itiraf” başlığını attı. Elefterotipiya, “Türkün itirafı, işgalde 10 esir öldürdüm” başlıklı haberinde “Türk sanatçı, TV’ye itirafında esirlerin infaz edildiğini ortaya çıkardı” dedi.
Elefteros Tipos da “Türk sanatçı, Kıbrıs’a savaş esirlerini öldürdüğünü itiraf etti” başlıklı manşet haberinde “Olgaç’ın kamuoyu önünde itirafı için 35 yıl geçmesi gerekti” yorumunu yaptı.
 

 


Çark etti!

KANALTÜRK’te önceki gün yayımlanan “Orada Neler Oluyor” programında, Kıbrıs Barış Harekâtı’nda biri 19 yaşında elleri arkasından bağlı bir savaş esiri olmak üzere toplam 10 kişiyi öldürdüğünü söyleyen tiyatro oyuncusu Atilla Olgaç, tepkiler üzerine ağız değiştirdi.
Olgaç, şunları söyledi: “‘Biri esir, 10 kişiyi gerçekten öldürdüm’ cümlesi tamamen savaşın kötü ortamını, acımasızlığını, vahşetini, insanları şoke ederek anlatmak adına tarafımdan yazılmış bir senaryodur. Bütün bunların bir senaryo olduğunu açıklama fırsatı bulamadım. Çünkü reklam dönüşü program bitti. Anlattığım olayın gerçekle bir ilgisi yok. Yakında zaten programda da senaryosunu anlattığım filmi göreceksiniz.”
MAGAZİN SERVİSİ
Kaynak milliyet. 


CEPHEDE GÖREV ALMAMIŞ
Olgaç'ın açıklamalarından Genelkurmay Başkanlığı'nın da rahatsızlık duyduğu ve Olgaç'ın KKTC'deki askerlik süre ve görevine ilişkin bir açıklama yapacağı öğrenildi. Olgaç'ın, 1. Barış Harekâtı ile 2. Barış Harekâtı arasında Ağustos 1974'te Kıbrıs'ta toplam 20 gün askerlik yaptığı, "Değişme Birliği" ile adaya geldiği, 20 gün sonra da Türkiye'ye geri gönderildiği öğrenildi. Olgaç'ın kantinde görev yapmak için KKTC Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Hilmi Özen'i araya soktuğu bildirildi.  

Diplomatik bir krize yol açan Olgaç'ın açıklamaları üzerine gün boyu Güney Kıbrıs radyo ve TV'lerinde oğullarını 1974'te kaybeden anneler konuşmaya başladı. Rum anneler 'Oğlum öldüğünde 19 yaşındaydı. O barbar Türk'ün öldürdüğü benim oğlum olabilir' şeklinde açıklama yaptılar. KAYNAK

Daha önce de buna benzer itiraflar (!) Rum kesiminden gelmişti bir bakalım ne olmuş!

Yazan Rum Politis gazetesi, Başpiskopos 2. Hrisostomos'un hışmına uğradı. Rum papaz gazeteyi Türkler'e hizmet etmekle suçladı
Kıbrıs'ta yayınlanan Politis gazetesinin 19 Ağustos sayısında yer alan Kıbrıslı Türklere yapılan işkencelerin anlatıldığı haber Kıbrıs Rum kesimini karıştırdı. Milliyetçi Rumların hedefindeki gazete, vatana ihanet etmekle suçlanıyor. Gazeteci Parashos'un 1974 yılında Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamını ele aldığı habere yönelik tepkilere Rum pisikopos 2. Hrisostomos da katıldı. Önceki gün Rum radyosuna özel demeç veren Başpiskopos, Politis Gazetesini Türklerin çıkarlarına hizmet etmekle suçladı. KAYNAK

Rum`dan itiraf: Çoğumuz pisliğiz-Türklerin evlerine yaklaşmaya başladılar. Evleri birer birer açıyor ve içindekileri gasp ediyorlardı. Son evlerden birini açtıkları zaman, kendilerine ateş açıldı. Bizimkiler dinamit getirdiler ve evi havaya uçurdular. 8-10 Kıbrıslı Türk dışarı çıktı. Hepsini öldürdüler. Aralarında iki Türk çocuğu da vardı. Ömer ve diğerinin adını artık hatırlamıyorum. Ay. Vasili´nin en iyi çocukları... Nineleri, küçük torunu ile yan taraftaki evde saklanıyordu. Neler olduğunu anlar anlamaz, ölüleri kucaklamak için dışarı fırladı. Bizimkiler, Elen Ortodoks vatanseverler, hem nineyi, hem de küçük kızı öldürdüler. Onları toplu mezara gömdüler. Acelelerinden bir Kıbrıslı Türk´ün elini gökyüzünü gösterir şekilde toprağın dışında bıraktılar. Bu köye bugün Türkeli deniyor. Bu suçtan dolayı hiç kimse cezalandırılmadı. Bu psikopat katillerden hiçbiri hapse atılmadı. Hiçbiri uluslararası Lahey Adalet Divanına çıkartılmadı. Onlara ilham veren ve belki de bu cinayeti emreden komutanlardan hiçbiri de…
KAYNAK 

-Şimdi kimin mezalimi daha fazla? İnsanoğlunun yüreğindeki adaletin sorumlusu kimlerdir? Bugün halen Gazze'de, Irak'ta, Afganistan'da ve Dünyanın birçok yerinde Suçsuz bebeler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar, gençler ölüyorsa bunun suçlusu tetiği çekenler mi, yoksa çektirenler mi? Savaş psikolojisi içinde, Askerlerin şuuraltı senaryolarında, sadece “öldürmek” yatıyorsa ve bunlar kendi insanlarının öldürülüşlerine tanık olmuşlarsa, o intikam içgüdüsü ve öldürülme korkusu ile yatıp kalkıyorlar ise, hangi güç bu psikolijideki Askerlerin şuursuzca davranmalarına engel olabilir?
Bence suçlular savaşan askerler değil o insanları savaşa zorlayanlardır. Bunun hesabı masa başında savaş senaryosu üretenlerindir bu onlardan sorulmalı...

M.TALİP GİRGİN
Tüm yazdıklarım!
 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..