Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tele Kulak!

Tele Kulak!
 

Tele kulak!


Birkaç gün önce telefonla konuşuyordum. Karşımdaki de samimi bir dostum, İzmirli Blog yazarı. Bir ara konumuz Davos'a geldi ve ben düşüncelerimi belirtirken başbakanı eleştiren sözler sarfettim.

Baktım karşı taraftan ses gelmiyor.

- Alo hatta mısın? diye sordum.

- Buradayım, buradayım, aman dikkat edelim konuşurken, dinleniyor olabiliriz.

Şaşırdım kaldım.

- Neyimizi dinleyecekler ki? İkimiz de normal Türk vatandaşlarıyız, politik bir aktivitemiz yok. Kendi halimizde yaşayan insanlarız. Demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Birbirimize politik görüşlerimizi söyleyemeyecek miyiz. Başbakanı eleştiremeyecek miyim?

- Valla Mustafacım tamam da görüyorsun işte, Ergenekoncu diye atıyorlar telefon dinlemelerinden insanları.

- Beni de atsınlar! Korkum yok vallahi! Düşüncemi masumane bir şekilde seninle paylaştığım için tutuklanacağım bir ülkede yaşamaktansa hapishanede çürümeye razıyım.

- Neyse başka konulara girelim!...


*****

Dün de Gülgün Karaoğlu aradı, hal hatır sormak için. Birbirimize saygı ve sevgimiz çok. Eksik olmasın, hastalığımda da hep aradı, hal, hatır sordu.

Konuşmamızın bir yerinde yine çenem durmadı, başbakan Erdoğan'ı eleştirdim.

- Aman Mustafa dikkat et, telefonumuz dinleniyor olabilir.

Yine şaşırdım kaldım. Sevdiğimiz, yakından tanıdığımız bir kimse ile telefonda memleket meselelerini konuşamıyor, başbakanı ve iktidarı eleştiremiyorduk. Bu duruma gelmiş ülke. İnsanlar artık telefonla konuşmaya korkuyorlar.

Dinlenmek fiili öyle kötü bir şekilde yerleşti ki zihnimize, neredeyse yorgunluk atmak için bile dinlenmeye korkacağız, Ergenekoncu diye tutuklanırız korkusuyla...

Kim yerleştirdi bu korkuyu insanlarımızın yüreğine?

İktidardaki hükümet. Peki sadece bu duyguları bizim içimize soktuğu için bile bu iktidara kızmakta haksız mıyız?

*****

20-25 yıl önce, Almanya'dan Türkiye'ye gelirken Sofya yakınlarında bir otomobil kazası yaptım. Otomobilimin tamiri bir ay sürdü. Ben de bir ay süreyle Sofya'da "Balkan Turist" otelinde kaldım ve komünist Bulgar insanını analiz etme fırsatı yakaladım.

Üç kişi bir araya gelip konuşamıyorlardı. Konuşsalar bile üç kişiden biri muhbir-ajan olabiliyordu. İnsanların yüzünde bir güvensizlik, korku vardı. Herkes tevkif edilebilirim, korkusuyla konuşmaya korkuyordu. Hele Bulgarların, turistlerle konuşmasına hiç izin verilmiyor, hemen milis görevli gelip uyarıyordu.

Bu hükümet ülkemizi inşallah böyle bir duruma sürüklemez. Şu anki durum bile korkunç. Ne demek insanların birbirleriyle rahat telefon görüşmesi yapamaması? Böyle demokrasi olur mu?

Mustafa Mumcu, 01. 02. 2009 / 17:20
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..