Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Şubat '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Türkçenin ve özgürlüğün şairi: Bahtiyar Vahapzade

Türkçenin ve özgürlüğün şairi: Bahtiyar Vahapzade
 

Türkçe Sevdalısı Bahtiyar Vahapzade


Geçtiğimiz hafta Türk dünyasının en önemli şairlerinden Azerbaycanlı Bahtiyar Vahapzade çok sevdiği ve özgürlüğü için kahramanca büyük bir mücadele vererek gerçek bir aydının milletine ve tarihe karşı nasıl bir misyon ile yükümlü olduğunu gösterdiği Türk milletine veda ederek kendi ifadesiyle "rüyadan hakikate" kanat çırptı.

Dünyaca ünlü şair Bahtiyar Vahapzade hayatı boyunca Türk-İslam dünyasının yaşadığı mağduriyetleri ve mazlumiyetleri derinlemesine hissetmiş ve halkının hürriyeti için mücadele vermişti.

“Ortak bir duygu ve düşünce dünyasına, ortak bir dünya görüşüne, ortak bir mensubiyet duygusuna sahip olan insanların meydana getirdiği en büyük ve tabii insan topluluğuna millet; milletin meydana getirdiği, insanda bir millete mensubiyet duygusu uyandıran bütün birleştirici ortak unsurların toplamına da “milli kültür” diyoruz.” diyerek devam eder Mehmet Kaplan “Dil, bu milli kültürün hem temel kurucu unsuru hem de taşıyıcısıdır.”

Dil insanların ayrılmaz parçası olduğu gibi insan topluluklarını tarihten geleceğe bir arada taşıyan ortak hafızalarını, ortak tarihlerini, ortak kültürlerini, orak inançlarını, ortak duygularını, ortak maddi ve manevi değerlerini oluşturan milleti koruyan ve taşıyan en önemli unsurdur.

84 yaşında Hakk’a yürüyen büyük şair ve tefekkür insanı görkemli söz üstadı, Azerbaycan’ın halk şairi Bahtiyar Vahapzade bütün Türk dünyasında ortak bir terminoloji, ortak bir dil oluşturulması için büyük çaba harcamıştı.Bunun için Anadolu-Türkiye Türkçesi’ni ortak dil olması gerektiğini ve bütün Türk dünyasının bu Türkiye Türkçesini iyi öğrenmesini ve aralarında Türkiye Türkçesi ile konuşmaları gerektiğini ifade etmekteydi.

Bu nedenle Türkçenin ve Türkçe eğitimin önemini vurgularken dünyanın dört bir yanındaki “Türk Okulları”nın eğitim faaliyetlerini gördükçe Türk dünyası adına mutlu oluyordu. Vahapzade'nin en büyük umutlarından birisi “Türk Okulları” idi. Şair, bu okulların Türkçeyi bir dünya dili haline getireceğine inanıyordu çünkü.

Vahabzade için dünyada her şeyi tanıdığımız Türkçe, ecdâdımızın en aziz yadigârıdır. O gözümüz gibi korunacak ve gelecek nesillere de öylece bırakılacak en birinci emanetimizdir. Yanık türkülerimizin kederi, aksakallı dedelerimiz, nur yüzlü ninelerimizin öğüdü, ananemizin buğusu, inancımızın ferahfeza iklimi, dağların azameti, ırmakların hiddeti, çiçeklerin rengi, kokusu, bozkırların sonsuzluğu, dilde saklanmış ve yaşatılmıştır. Türkçenin yitirilmesiyle kaybedilen sadece bir dil değil; bütün bir hayat anlayışımız, geleneğimiz, töremiz, eşyaya bakışımız hâsılı bütün tefekkürümüz, bin yıllarla kıvama giren ruh ufkumuz olacaktır.

“Bu dil - bizim ruhumuz, eşgimiz, canımızdır,
Bu dil - birbirimizle ehdi-peymanımızdır.
Bu dil - tanıtmış bize bu dünyada her şeyi
Bu dil - ecdadımızın bize goyup getdiyi
En gıymetli mirasdır, onu gözlerimiz tek
Goruyub, nesillere biz de hediyye verek.

Ana dilim, sendedir halgın aglı, hikmeti,
Ereb oğlu Mecnunun derdi sende dil açmış.
Üreklere yol açan Füzulinin sen'eti,
Ey dilim, gudretinle dünyalara yol açmış.
Sende menim halgımın gahramanlığla dolu
Tarihi verağlanır.

Sende neçe min illik menim medeniyyetim
Şan-şöhretim sahlanır.
Menim adım, sanımsan,
Namusum, vicdanımsan!
Milletlere halglara halgımızın adından
Mehebbet destanları yaradıldı bu dilde.

Bu dil - tanıtmış bize bu dünyada her şeyi
Bu dil - ecdadımızın bize goyup getdiyi
En gıymetli mirasdır, onu gözlerimiz tek
Goruyub, nesillere biz de hediyye verek.”

Azerbaycan ile Türkiye arasında köprü vazifesi gören Bahtiyar Vahabzade, 1960'larda başlayan özgürlük hareketlerinin öncülerinden biri oldu.

1959'da yazdığı Gülistan isimli şiirinde, İran ve Rusya arasında ikiye bölünen Azeri halkının yaşadığı felaketleri anlattı.Ruslar Azeri’lere “Koyun” diye hitap ederken İranlı Acemler “Eşek” tabirini kullanıyordu.Vahapzade “Biri sırtımıza biner biri sofrasında yer” diyerek halkının onurunu savunduğu için bu şiirinden dolayı 2 yıllığına üniversitedeki görevinden uzaklaştırıldı.

Sovyet zulmünden kurtulmaktan başlayarak Acemlerin hakaretlerini Ermenilerin katliamlarını yani Azeri halkının sıkıntılarını konu ettiği pek çok eserini, yurtdışına kaçırarak yayınlatabildi.

Eserlerinde Azeri Türkçesi'ni yetkin bir şekilde kullanan milli meseleleri işleyen ve halkının duygu ve düşünce dünyasını ele alışıyla halkın sesi ve vicdanı olan Vahabzade, eserlerindeki abartısız üslup, zengin ve sade dil, konuları samimiyetle ele alışı sayesinde milleti tarafından bir halk şairi olarak kabul edilmiştir.

Türk-İslam dünyasının takriben son bir asrına, yaşadığı coğrafyanın üst üste yaşanan mağduriyetleri, mazlumiyetleri; esaret, zaruret ve çağını yakalayamamış olmaktan kaynaklanan geri kalmışlıkları hissiyatının enginliklerinde derinlemesine yaşayarak, müktesebatını halkının hürriyeti istikametinde değerlendirmiş, büyük şair, mücadele ve tefekkür insanı Bahtiyar Vahapzade gerçek bir özgürlük şairiydi.

“Veten aşgı her eşgiden ezeldir,
Menim elim, menim dilim güzeldir.
Öz canımdır, öz anamdır vetenim
Azerbaycan, men seninem, sen menim”

Hem bir şairdi hem bir mütefekkirdi hem bir kahraman bir Türk aydınıydı.Aydın olmanın sorumluluğunu yerine getiren bir halk adamı olarak Azerbaycan ve Türk İslam Tarihinde son derece önemli onurlu ve büyük bir yer edinmişti.

Sovyet rejiminin baskılarına rağmen özgürlük mücadelesinden hiç yılmayan ve Azeri Halkı’nın sıkıntılarını konu eden Vahapzade ülkesinin özgürlük simgelerinden biriydi.Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolayı ‘İstiklal Nişanı’ ile ödüllendirilmişti.

Eserlerinde Azeri Türkçesi’ni en temiz şekilde kullanmaya özen gösteren ve halkının duygularına tercüman olan Vahapzade Eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi ve din gibi temaları işleyen Bahtiyar Vahapzade, 40’ı aşkın şiir kitabı, 11 ilmi eser, 2 monografi ile çeşitli piyesler ve yüzlerce makalesi yayınlandı. Başlıca eserleri arasında Yücelikte Tenhalık (1978), Menim Dostlarım (1949), Bahar (1950), Dostlug Nağmesi (1952), Çınar (1956), Ceyran (1957), İnsan ve Zaman (1964), Tan Yeri (1973), Şehitler (1990) ve Sandıktan Sesler (2002) yer alıyor. Vahapzade’nin eserlerinden: Ömürden Sayfalar, Vatan, Millet, Ana Dili ve Soru İşareti Türkiye’de Türkçe’ye de çevirildi

Vahapzade’nin Azerbaycan aşkının büyüklüğü kadar Türkiye’ye de büyük bir aşkı vardı.Yüce Allah’tan rahmet dualarımızı gönderdiğimiz güzel insan Bahtiyar Vahapzade’nin sözleriyle bitirelim yazımızı:

“Yüzümü büyük Türkiye´ye çevirerek diyorum: Ey şanlı tarihe sahip olan büyük Türkiye! Unutma ki, biz seni kendimiz için örnek biliyoruz. Bunun için de sınır sınıra yaşadığın büyük Türk dünyasını perişan etmeye, sana dikilen gözleri kapatmaya, sana beslenilen ümitleri yok etmeye senin hakkın yok. Ortak atamız Bilge Kağan´ın sözlerini kulaklarına küpe yap: ´Ey Türk, silkin ve kendine dön!”


Not:(Aynı konuda bu adrese de bakabilirsiniz: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=162876 )

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..