Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Aralık '06

 
Kategori
Dostluk
 

Pilav yapacağım sana Ferdi... Yeter ki gel!

Pilav yapacağım sana Ferdi... Yeter ki gel!
 

Canım arkadaşım benim...

Herkes nasıl da seferber oldu, göremiyorsun şimdilik canım benim ama hisediyorsun biliyorum. Sana söylediğimde yüzünde oluşacak o sıcacık gülümseme gözümün önüne geliyor... Gene öyle gülümserken görmeyi öyle istiyorum ki seni. Öyle özledim ki seninle gezmeyi, eskiden seninle süs eşyası sattığımız sokaklarda şimdi senin yardım ilanlarını asmak öyle zor geliyor ki bana. İnşallah diyorum inşallah iyileşsin benim arkadaşım gene geliriz buralara, gene gelirsin de bize annem nohut da pişirir sana, ben de tatlı yaparım. Söz canım arkadaşım söz!!!

Biliyorum ben seni, asla umudunu yitirmezsin sen. Asla da isyan etmezsin... "Kurtulucağım" diyorsun hep, biliyorum...

Hep azimliydin sen zaten, hep de iyi kalpli... Dedim ya süs eşyası satardık biz. Her konuda olduğu gibi onda da azimliydi. Sadece süs eşyasıydı sattığımız ve o 16, bense 15 yaşındaydım daha, o zamanlar... Bir tane kalırdı sepetimizde tek bir tane süs eşyası, genelde de kenarı kırılmış olurdu alçıdan yapıldığı için ve o yüzden de kimse almazdı onu. O tek süs eşyasını satmak için 50 kapı gezerdik. Şimdi de binlerce kişiyi haberdar ediyoruz, binlerce kişiden yardım edenler mutlaka çıkıyor, o süs eşyasını alan çıktığı gibi...

Onu tanımanızı çok isterdim, ama tanımamanız yararınıza, acınızı arttırır çünkü onu tanımak... O kadar iyi yürekli ki... O yüzden de hep iyi yürekli insanlar buluyor onu sizler gibi ve elinden geleni yapıyor yardım etmek için.

Öyle zor ki Bursa'da dolaşmak şimdi. Çünkü ilçelerde bile sokak sokak gezdik biz onunla, şimdi nerden geçsem hep o var, aklımda hep yüzü, bakışları...

Canım benim hakkını nasıl öderim demiştim sana hatırlıyor musun???

Gene bir süs eşyası satışından dönüşümüzdü. Ama servis arabamız yolda kaldığı için biz de çok gecikmiştik. Saat gece 11'di. 12'deydi son arabalar da. Şehrin bir ucunda sen diğer ucunda ise ben oturuyordum. Tutturdu "ben seni eve bırakacağım, bu saatte nasıl gideceksin sen evine?" diye. Oysaki minibüse bindiğimde kapının önünde indiriyordu zaten. Ama bırakmaya elvermedi gönlü beni gecenin o saatinde... Geldi benimle taa evime kadar. Ama saat 12 olmuştu ve son arabada yoktu artık. Taksi tutacak paradan zaten bahsetmiyorum bile... Canım Ferdi'cim bizde kalmıştı tabi gece.

Sabah kahvaltı ederken de atlayamayacağım bir şey oldu. "Ne yersin?" diye sordum, "ne hazırlayayım sana?"

- "Pilav" dedi...

Sen gel, iyileş dön pilav da yaparım ne istersen yaparım. Yeter ki iyileş artık, gel, çok özledim seni!!!

Blognot: Herkese ama herkese desteğinden dolayı çok teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız ve iyi ki yanımızdasınız, çok sağolun blog arkadaşlarım ve artık abla, abi diyebileceğim sevgili blogçular...

 
Toplam blog
: 27
: 667
Kayıt tarihi
: 27.11.06
 
 

Kendimi oradan oraya sürüklenen bir yaprak gibi nitelendirsem çok doğru olur herhalde... Hayatımın s..