- Kategori
- Tiyatro
Kurtuluş Destanı 1- İZMİR'İN iŞGALİ
Osmanlı İmp.Akdeniz iç denizimizdi... r.alıntı
KURTULUŞ DESTANI
Ayten DİRİER
*Radyo Oyunu- Belgesel metni
*Başlıklar ve parantezdekiler okunmayacak
*Kız ve Erkek sunucu
*Şiirleri başkaları okuyabilir.
*M.Kemal Paşa’nın sesi
*Solo ve Koro
* * * * * * * * *
I. B Ö L Ü M
1- I. DÜNYA SAVAŞI
K- 1914 yılında Avrupa Devletleri arasında
ekonomik ve siyasal yarışa dayanan Büyük
Savaş çıktığında, O s m a n l ı İmparatorluğu
Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nın yaralarını
sarmakla meşguldü.
(Fonda Çanakkale Türküsü)
E-Bir oldu bittiyle kendini Dünya Savaşı’nın
içinde bulan Osmanlı İmparatorluğu; Kafkasya,
Çanakkale, Filistin, Irak, Süveyş ana cepheleri
ile Galiçya, Makedonya, İran, Yemen, Hicaz yan
cephelerinde kahramanca savaşmasına rağmen;
Kafkasya’da hatalı taktik, güneyde Arapların
İngilizlerle işbirliği yapmaları karşısında Halep
M u s u l önlerine g e r i çekildi. Bağlaşığı olan
İttifak Devletleri teslim olunca ateşkes istedi.
*
2-MONDROS ATEŞKESİ
K-30 Ekim l918 de imzalanan Mondros Ateşkes
Anlaşması ile İtilaf(Uzlaşma) Devletlerine teslim
oldu.
E-“Maziye sor, ecdadımı söyler sana kimdi;
Bir bitmez ufuktum, küre vaktiyle benimdi.
Dünya bilir iclâlimi, ben böyle değildim;
Ben altı asırdan beri bir kerre eğildim.”
(Mithat Cemal Kuntay)
K-Anlaşmada bir milletin yaşama hakkını hemen
hemen yok eden şartların en ağırı, 7. madde idi:
E-“İtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düşü-
recek bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir
stratejik noktayı işgal etme hakkına sahip olacaklardı.”
K- Bu, istenildiği taktirde imparatorluğu parçala-
maya elverişli bir madde idi.
*
3-İ Ş G A L L E R
K- Kısa bir süre sonra ateşkes uygulanmaya
başlandı.
E- -Türk Orduları terhis ediliyor,
-Ulaşım ve haberleşme, askerî önem taşıyan
maden ve ürünler düşman denetimine geçiyor,
-Silâh ve cephanelik, savaş araç ve gereçlerine
el konuluyor,
-Çanakkale ve İstanbul Boğazları işgal ediliyor,
-İçlerinde Y u n a n gemilerinin de bulunduğu
güçlü bir donanma l3 Kasım’da İ s t a n b u l
Boğazı’na demirliyordu.
K- 465 yıllık b a ş k e n t, artık fiilen işgal altında idi.
E- “Deryaları kan, taşları bitmez kemik olsa,
Bir son nefesin aynı olup, bitse nesîmi,
Ölmez bu vatan, farz-ı muhal, ölse de hattâ,
Çekmez kürenin sırtı o tabût-ı cesimi.”
(M.C.Kuntay )
K- Bu durum karşısında Çanakkale Kahramanı
Mustafa Kemal Paşa’nın inançlı sesi şöyle
yankılanıyordu:
M.K.Paşa-“G e l d i k l e r i gibi g i d e r l e r…”
K-Ateşkes anlaşmasının 7. maddesi uyarınca,
daha önce yapılan Gizli Antlaşmalara göre;
E-İngilizler: Musul, Urfa, Antep, Maraş, Samsun,
Merzifon’u,
-Fransızlar: Adana ve çevresini, daha sonra çekilen
İngilizlerin yerine Urfa, Antep, Maraş’ı.
-İtalyanlar: Antalya çevresi ile Konya’yı ele geçirdiler.
K- Osmanlı Hükûmeti uysal bir şekilde buyruklara
uyarken, Türk milleti 900 yıllık vatanının parçalan-
masını nefretle izliyordu.
E- “Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıra dağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.”
(Orhan Şaik Gökyay)
*
4-İZMİR’İN İŞGALİ
K- 15 Mayıs l9l9. Kara bir gün… İzmir’de yaşayan
Rumlar ve diğer azınlıkların coşkun gösterileriyle
Yunan askerleri karaya çıkıyor, papazlar tarafından
takdis ediliyordu. Böylece Yunanlıların tarihi rüyası
M e g a l o İ d e a gerçekleşiyordu.
E- 15 Mayıs günü Yunan bayraktarını yere seren
ilk kurşunu, İzmir’in her yanını kana buladı. Ama
dökülen kanlar şehri k u t s a r k e n, işgalcilere de
mesajını iletti:
K- “Türkle oynamayın gelmez şakaya
Bugünkü yurdunuz bizden bakaya
Uyan be ey gafil, düşme hataya
Rumu Türk oğlunun dengi mi sandın.”
(Dursun Yaşa)
E- İ z m i r’in işgali yurtta nefretle karşılandı. Her
tarafta mitingler yapıldı. Halide Edip şöyle sesleniyordu:
K- “Türk ve Müslüman bugün en kara gününü
yaşıyor. Gece, karanlık bir gece… Ama insanın
hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu
korkunç geceyi yırtıp, parıldayan bir s a b a h
yaratacağız. Bugün elimizde top, tüfenk, cephane
yok. Fakat ondan büyük, ondan güçlü bir silahımız
var: H a k v e T a n r ı…”
E- İzmir’in acısını Şairler dizelerle, Ozanlar
sazlarla dile getirip, direniş ruhunu yurdun dört bir
yanında uyandırdılar. En büyük tepki Doğu’da oldu.
Çünkü onları da aynı akıbet bekliyordu, toprakları
Ermenilere vaat edilmişti. Doğu tutuşmaya hazır bir
barut fıçısıydı artık…
K- Kara bir haberdi, bir ölüm kadar
Ansızın benizler soldu sarardı.
Baktım ki, her gözde titreyen yaşlar
Her yüzde İzmir’in matemi vardı.
(Faruk Nafiz -Çamlıbel)
AKMA GEDİZ
Ozan (Sazla - Estergon Kal’ası ezgisiyle)
G e d i z’in etrafı çevrili bağla,
Nazlı İzmir’e ağla gönül ağla
İlhak edildi b i n b i r tuzakla,
Uygarlık adına gençler mezarda.
*
Akma Gediz akma, ben karalıyım
İzmir’imden uzak, kanlı yaşlıyım.
*
Akma Gediz akma, zeytin yeşermesin
K u r u s u n bağlar ü r ü n vermesin.
Sultani ü z ü m boğazından geçmesin,
Küçük Asya h a y a l i gerçekleşmesin.
*
Akma Gediz akma, ben karalıyım
İzmir’imden uzak, gözü yaşlıyım.
(Ayten Dirier)
K- Yıllar önce vatanı çiğneyen düşman karşısında;
E- “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini.”
K- Diye haykıran vatan şairi Namık Kemal’e,
Mustafa Kemal Paşa şöyle cevap veriyordu:
E- “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur elbette kurtaracak bahtı kara maderini…”
./.