Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

20 Aralık '06

 
Kategori
Edebiyat
 

Kınalı Ali

Kınalı Ali
 

Üsteğmen Faruk cepheye yeni gelen askerleri denetlerken, bir yandan da onlarla sohbet ediyor, nerelisin gibi sorular soruyormuş.
Gözleri bir ara, saçının ortası sararmış bir delikanlıya takılmış yanına çağırmış ve merakla sormuş..

- Adın ne senin evladım?

- Ali, komutanım.

- Nerelisin?

- Tokatlıyım komutanım, Tokat`ın Zile kazasındanım.

- Peki evladım bu kafanın hali ne? Saçlarının ortası neden kırmızı boyalı böyle?

- Cepheye gelmeden önce anam saçıma kına yaktı komutanım. Neden yaktığını da bilmiyorum.

- Peki gidebilirsin Kınalı Ali.. Demiş üsteğmen.

O günden sonra Ali`nin adı Kınalı Ali olmuş..

Cephede tüm arkadaşları Kınalı Ali demekle yetinmeyip, saçındaki kınayı da alay konusu yapmışlar..

Kınalı Ali, arkadaşlarına karşı sevecen ve dürüst tutumu sayesinde, kısa sürede hepsinin sevgisini kazanmış...

Bir gün memleketine mektup göndermek için arkadaşlarından yardım istemiş.
Anama babama burada iyi olduğumu bildirmek istiyorum. Ama okumam yazmam yok. Biriniz bana yardım edebilir misiniz? Diye sormuş..

Biri değil, birçok arkadaşı yardıma gelmiş. Sen söyle biz yazalım demişler.
Kınalı Ali söylüyor, bir arkadaşı yazıyor, diğeri de söylenenlerin doğru yazılıp yazılmadığını kontrol ediyormuş..

Sevgili anacığım ve babacığım hasretle ellerinizden öperim.

Ben burada çok iyiyim, beni sakın merak etmeyin diyerek devam etmiş mektubuna..

Kız kardeşini, kendinden küçük erkek kardeşinin sağlığını ve hatırını sorduktan sonra, köydeki herkesin burnunda tüttüğünü ve kimsenin kendisini merak etmemesini söyledikten sonra da ilave etmiş..

Biz burada var oldukça düşman bir adım dahi ilerleyemeyecektir bunu bilesiniz istedim demiş son cümlesinde..

Tam zarf kapatılıyormuş ki Ali iki üç satır daha ekleteceğini söyleyerek mektubun sonuna şunları yazdırmış..

Anacığım, beni buraya gönderirken kafama kına yaktın ama, burada komutanlarımda arkadaşlarımda benle hep dalga geçiyorlar.

Cepheye gitmek sırası yakında inşallah kardeşim Ahmet`e gelecek, Onu gönderirken sakın ola saçına kına yakma..

Yoksa burada onunla da dalga geçerler..

Tekrar selam eder ellerinizden öperim anacığım.

Oğlun Ali.

Bu arada Gelibolu`da savaş giderek şiddetleniyormuş.
İngilizler kesin sonuç almak için tüm güçleriyle yükleniyorlarmış hatlarımıza..
Cephede savaşan askerlerimiz önceleri birer birer, sonraları beşer beşer, onar onar şehit oluyorlarmış..
Gelen destek güçleri de yeterli olmayınca onlarında sayıları giderek azalmış.. Gelibolu düşmek üzereymiş...

Kınalı Ali`nin komutanı bu durum karşısında çaresizmiş... Kendi bölüğü henüz sıcak temasa da hazır değilmiş..

Genç erlerine süngü ve mermilerin insan bedenini orak gibi nasıl biçtiğini anlatıp bu cepheye sizleri göndermek zorunda kalmam inşallah deyip Allah`a dualar ediyormuş..

Komutanlarını böylesine düşünceli ve sıkıntılı gören Kınalı Ali ve arkadaşları da komutanlarına giderek, onlardan kendilerini cepheye göndermelerini istemişler..
Askerlerinin ısrarlarına dayanamayan komutanları da onları daha fazla kırmayarak bile bile ölüme göndermeyi kabul etmek zorunda kalmışlar..

Kınalı Ali ve arkadaşları, sevinç çığlıkları atarak cepheye dualar ederek gitmişler..
O gün güle oynaya Gelibolu cephesinde ölümle buluşacakları yere koşan Kınalı Ali`nin bölüğünden tek kişi bile geri dönmemiş.. Gidenlerin tümü şehit olmuş..
Bu olaydan kısa bir süre sonra Kınalı Ali`ye anne ve babasından cevap olarak bir mektup gelmiş..

Onun yerine komutanı mektubu almış ve buruk bir ifadeyle oradakilere mektubu
okumaya başlamış..

Bu mektubun aslı da şu an Çanakkale Müzesindeymiş bilginize!

Cepheye gitmeden önce arkadaşlarına yazdırdığı mektuba ailesi adına babası cevap vermiş..

Oğlum Ali,

Nasılsın, iyi misin?
Gözlerinden öperim, selam ederim.
Öküzü sattık, parasının yarısını sana gönderiyoruz, yarısınıda yakında cepheye gidecek küçük kardeşine veriyoruz. Şimdi öküzün yerine tarlayı ben sürüyorum. Fazla yorulmuyorum. Sen sakın bizi düşünme.
Babası mektup da köydeki herkesten akrabalarından da haberler verdikten sonra şimdi ananın sana diyeceği var diyerek sözü anasına bırakmış..

Mektubun bundan sonraki bölümü Kınalı Ali`nin anasının ağzından yazılmış..

Mektup aynen şöyle devam ediyormuş..

Anası:Oğlum Ali, yazmışsın ki kafamdaki kınayla dalga geçtiler.
Kardeşime de yakma demişsin.
Kardeşine de yaktım oğul.
Komutanlarına ve arkadaşlarına söyle senle dalga geçmesinler.
Bizde üç işe kına yakarlar hepiniz bilesiniz.

1- GELİNLİK KIZA, GİTSİN AİLESİNE ÇOCUKLARINA KURBAN OLSUN DİYE
2- KURBANLIK KOÇA, ALLAH`A KURBAN OLSUN DİYE
3- ASKERE GİDEN YİĞİTLERİMİZE, VATANA KURBAN OLSUN DİYE.

Gözlerinden öper, selam ederim.
Cümleniz Allah`a emanet olun a oğul.

Anan.

Ali`nin mektubu okunurken çevrede dinleyen herkes hıçkıra, hıçkıra ağlıyormuş..

Bütün Mehmet’çiklerimizin ruhu şad olsun..

KINALİ ALİ SESLİ VİDEO GÖRÜNTÜSÜ
http://www.youtube.com/watch?v=23gz433JR-4

Hikaye Anonim

 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..