Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Mutluluk öyküsü

Mutluluk Öyküsü


“ Yüreğim sevda pınarı

Suyu sebildir a canım

Her gelen bir güğüm içti

Sen hepsini iç sultanım”

( Halk Türküsü )


Fethiye FETAV’da arkadaşlarla söyleşiyoruz, konu sevgi. Herkes sevgi üzerine bir şeyler söyledi. Bir ara Semra Bayrak öğretmenimiz söz aldı ve şunları anlattı:

Eski zamanlarda bir genç adam, şehrin meydanında dikilmiş “bu çevrede en güzel yürek benim

yüreğimdir” diye bağırıyormuş. Herkes genç adamın etrafına toplanmış. Bakmışlar, gerçekten pırıl pırıl bir yürek. Üzerinde hiç çizik, hiç kabartı yoktu. Toplananlar hiç böyle güzel bir yürek görmemişler. Hep bir ağızdan bağırmışlar:

-Evet en güzel yürek senin yüreğindir, biz böyle güzel yürek hiç görmedik, demişler

Az sonra kalabalığın içinden bir ses yükselmiş. Bakmışlar yaşlıca bir adam yüreğini eline almış “Bu da benim yüreğimdir, bir de buna bakın, kararınızı ondan sonra verin” diye bağırmış.

Herkes yönünü, gözünü bu adamdan tarafa çevirmiş. Yaşlı adamın elinde tuttuğu yüreğe bakmışlar. Ama bu yürek, genç adamın yüreği gibi düzgün görünmüyormuş. Üzerinde çizikler, tümsekler ve çukurlar varmış. Yüreğin üstü tavsız sürülmüş tarla gibiymiş. Sanki bu yürekten bazı parçalar koparılmış da yerine konmamış gibi görünüyormuş.

Belki bu yüreğe başka parçalar bile eklenmiştir, kim bilir.

Bu kez yüreğiyle övünen genç adam, yaşlı adamın yüreğini eline alıp evire çevire incelemiş.

Gülerek:

-Bu mu senin güzel dediğin yürek. Şunun üstündeki kabarcıklara bak, şuradaki çukurlara bak, şu çiziklere bak. Bir de benim yüreğime bak, hiç çizik var mı? Hiç çukur tümsek var mı? diyerek yaşlı adamla alay etmiş.

Sonra yaşlı adam yüreğini eline alarak şöyle demiş:

-Evet yavrum, şöyle bakarsan senin yüreğin benimkinden daha güzel görünüyor. Ama bu yürekleri değişelim desen asla değişmem. Şu benim yüreğimin üstünde gördüğün çizikler, çukurlar, tümsekler var ya, onların her birisi sevgimi verdiğim bir insanı temsil ediyor. Ben onlara sevgimi verdim, onlar da bana sevgilerini verdiler. Ben sevgilerimi bu yüreğimden kestim de verdim. Bu çukurluklar ondandır. Onlar bana kendi yüreklerinden sevgilerini kesip verdiler. Bu tümsekler ondandır. Alınan, verilen sevgiler aynı büyüklükte olmadığı için benim kalbim böyle girintili çıkıntılı oldu.

Kalbimin şu köşesindeki çukurluklara gelince, onlar da karşılıksız sevgilerdir. Ben buradan kesip verdim ama karşılığını alıp buraya koyamadım. O çukurlar da ondandır. Ama bir gün mutlaka o çukurlar da dolacaktır. Bir gün mutlaka. Ama o çukurlar bana her zaman karşılıksız sevmeyi anımsattıkları için onları ayrı ayrı seviyorum.

Bunları dinleyen genç adamın gözyaşları yanaklarında dolu tanesi gibi süzülmeye başlamış. Ne diyeceğini ne yapacağını şaşırmış.

Sonra kendi yüreğinden bir parça keserek yaşlı adama vermiş. Yaşlı adam bu parçayı kendi yüreğinin üstüne eklemiş. Sonra kendi yaralı yüreğinden bir parça kesip genç adama uzatmış. Genç adam parçayı alıp kendi yüreğinden eksilen yere eklemiş. Parça yerine tam denk gelmediği için onun yüreği de alçaklı yüksekli olmuş.

Genç adam elinde tuttuğu yüreğine bakmış. Kendi kendine: “Yeni yüreğimin görüntüsü, şekli eskisi kadar mükemmel değil ama, güzelliği eskisinden daha güzel. Çünkü yeni yüreğimin üstünde, yaşlı adamla paylaştığım sevginin izleri var artık” diye mırıldanmış.

Şimdi siz de alın elinize yüreğinizi bir bakın bakalım, alıcı gözle, şöyle bir bakın.

Haydi canım haydi..!

Çukur mu çok, yoksa tümsek mi?

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..