Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '09

 
Kategori
Doğum Hikayeleri
 

Ben de büyükbaba oldum

Ben de büyükbaba oldum
 

Ben de büyükbaba oldum.


10.06.2009

Nihayet yeni evimize taşınmak nasip oldu. Şehir dışında, tarlaların ortasında, tek katlı bir ev.

Bu arada Lisa Hanım da bir hayli ağırlaşmaya başlamıştı. Doğurdu doğuracak. Akşamları illa yanında biri olacak öyle yatacak Hanımefendi.

13.06.2009

Oğlum bu gün sınava girdi. SBS. Kimine göre "Sana ne Benim Seviyemden" sınavı, kimine göre de "Sık Boğaz etme Sınavı. Kimsenin aklına Seviye Belirleme Sınavı gelmiyor nedense.

Deyişine göre iki yanlışı varmış. Ancak okul puanı düşük olduğu için puanı birkaç puan aşağı iniyormuş.

Bu sistemle dershanelerin önü ne kadar kesilir merak ediyorum. Sorular olabildiğince basit. Okul puanı etkili. Dershanelerden bilgi yönüyle vazgeçmek kolay ama test tekniği ve tekrarlar?


15.06.2009

Yeni evimize yerleşmeye çalışıyoruz. Lisa iki gündür üşür gibi titriyor. Hanım "Doğum öncesi üşümelere benziyor." diyordu.

Evimizin anne adayı sabaha karşı penceremizin altından beni çağırıyordu. Bunu hiç yapmazdı. Eskiden birlikte yaşadığımız için korkmuştur diye düşündüm. Kalktım. Verandaya dönüştürülmüş balkonumdan seslendim. Koşarak geldi. Titriyordu. Hemen kucağıma aldım. Koltuğun üzerine oturup kucağımda ısıtmaya çalıştım. Üzerine bir şeyler örttüm. Rahatladı. Uyudu. Ben de yavaşça kalkıp yattım.

Sabahleyin Erinç kalkar kalmaz kapıyı açtığında içeri girip koltuğun üzerine yerleşti arkadaş. Seslenmedik. Bu arada yemesi için elimle bir şeyler verdim. Yemedi. Hâlbuki pek severdi elimden bir şeyler yemeyi. Anlaşılan sıkıntısı vardı. Oraya yerleşip kaldı. Gözlerinde tuhaf bir belirsizlik... Sanki korkuyor ve “beni yalnız bırakmayın” der gibi bakıyordu.

Çarşıda işim olduğu için evden ayrılmak zorunda kalmıştım. Bu arada kahvehaneye uğrayıp arkadaşlara bir “merhaba diyeyim” dedim.

Kahvehanedeyken hanım telefon etti. Lisa’nın doğumu başlamıştı. Önce iki kara bebek, sonra iki daha… “Tünelde ışığı gören geliyor.” diyordu hanım telefonda. Nihayet iki bebek daha yaşama “merhaba” deyince doğum sona ermişti.

Ben evden ayrıldıktan sonra Lisa’nın sancıları artmış. Sağa sola tırmalamaya başlamış bizim kız. Bıraksak diyor Hanım kaçıp gidecek. Hemen veterinerimiz Namık Türkoğlu Bey’e telefon etmiş. O, doğumun başladığını, sancıları 8–18 saat arası sürebileceğini, bulunduğu yeri değiştirmesini ve rahat bir yere götürmesini istemiş.

Benim ufaklıklar bu ara internette konuyla ilgili araştırmalara girişmişler. Sıcak su, arınık makas vb. şeyler bulundurulmasını öneriliyormuş. Durumu Namık Bey’e sormuş Hanım. “Rahat bırakın hayvanı!” demiş o da. Yanına yaklaşmamalarını söylemiş.

Hanım da Lisa’yı depoya götürmüş. Hem serin, hem de doğum için uygun bir ortam. Yanından ayrılamamışlar. Hatta doğum esnasında elinden bile tutup yardım etmişler.

Ben ise kahveden doğumu naklen dinliyorum. Bu arada arkadaşlar meraktalar. Kimisi bıyık altından gülüyor, kimisi merak ediyor, kimisi de “Allah akıl fikir versin!” tavırlarında. Ben ise kimseye aldırmadan doğumu telefondan takip ediyorum.

Kahvehaneden ayrıldıktan sonra hızla eve gittim. Kızım beni görünce hemen yerinden kalkmaya davrandı. Ben müsaade etmedim. Bebişler aç kurt gibi anneye saldırmışlar memeye.

Artık üç kız, üç de erkek; üçü kara, üçü beyaz tam altı tane torunum var.

Bir de hayıflanıyordum “hayata geç kaldım” diye. Büyükbaba da olduk sayelerinde.

Darısı Ufuk Bey’in başına… Kaldırın efendim kale duvarlarındaki kilidi artık. J

Hoş geldiniz bebeler, yaşamak sırası sizde…

 
Toplam blog
: 59
: 912
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

1955 Milas doğumluyum. Nüfüs kaydım orada ama "doğduğun yer değil, doyduğun yer" memleketin olurmuş ..