Bilge Köyü vardı ya! Bir zamanlar...

Hani bir sabah uyandığımızda bir haber gelmişti kulağımıza büyük katliam diye! Çoğu çoluk-çocuk ve kadınlardan oluşan 44 kişi katledilmiş diye! Yer; Hakkari ili, Mazıdağı İlçesi, Bilge köyü idi! Köyün adı ile tezat oluşturan ve tamamen bilgesiz insanların yapabileceği bir eylem diye...

Gazetelerin internet sayfaları sürekli güncellenerek bu katliam haberinden bahsetmişti. Haber kanalları bölgeye gönderdikleri canlı yayın araçları vasıtasıyla sürekli bu katliamı anlatmışlardı. Sanki bilinmesi elzemmiş gibi en ince ayrıntılarıyla, katliamı en ufak detaylarına kadar öğretmişlerdi bizlere; biz yetişkinlere, biz çocuklara kısacası lanetlediğimiz bu katliamın, bilmememiz gereken her ayrıntısı gözler önüne sermişlerdi.

Tabi gün geldi unutuldu. Tıpkı diğerleri gibi unutuldu. Unutturuldu. Hatta MB ailesinde bile yüzlerce blog yazıldı şu veya bu şekilde. Hep aklıma düşerdi. bugün oturdum Google’a Bilge köyü katliamı yazdım. Bugüne nasipmiş. Karşıma binlerce haber linki çıktı fakat son günlere dair pek bir şey yoktu. Gözüme bir haber ilişti. Unutulmuşluğun içinde adeta çırpınıyordu. Haberin Başlığı Danimarka’dan Bilge köyüne uzanan el idi.

Haber içeriği şöyleydi:

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge köyünde 44 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamın acısına Danimarkalı Türkler de ortak oldu. Saldırıda ailesini kaybeden çocuklar için Kopenhag’da bir yardım konseri düzenlendi. Danimarka Türkiye İş Adamları Derneği ile Türkiye’nin Kopenhag Konsolosu Osman Fikri Kocabaş’ın girişimleriyle düzenlenen yardım konserinde Şükriye Tutkun, Bedirhan Gökçe, İklim Karaca, Kemal Kutlu ve Zeki Sadık sahne aldı. Bütün geliri Bilge köyü çocuklarına bağışlanacak olan gecede yaklaşık 15 bin Euro toplandı. Hiçbir ücret talep etmeden Danimarka’da konser veren sanatçılar, Bilge köyü çocukları için düzenlenen anlamlı gecede yer almaktan mutlu olduklarını söyledi. Şükriye Tutkun yaptığı açıklama da; Kendi geçmişimden dolayı çocuklara karşı çok duyarlıyım. Konu çoçuklar olunca hiç tereddüt etmeden geldim dedi. Bedirhan Gökçe ise; “Siz buradan Mardin’i dertlendiniz ya! Emin olun, yarın bir gün sizin de başınız sıkışsa sizin de yerinize hiç ummadığınız yerlerden dertlenen olur” diye konuştu.

Evet unutulmuşluğun içinde unutturmamak için çırpınan insanlara teşekkür ediyorum tüm insanlık namına!
Ve diliyorum ve de istiyorum; bu kadar çabuk ve bu kadar kolay unutmamak ve de unutulmamak dileğiyle...

Mailime gelen ve çok hoşuma giden birkaç mısra ile sizlere veda etmek istiyorum.

Yürümek; yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye karanlığın gözüne bakarak yürümek..

Yürümek; dost omuz başlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..

Yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
Yürümek; yürekten gülerekten yürümek ...

Sağlıcakla kalın...