Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '09

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır

Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır
 

Demokrasi aşıklarının türüyor olması hatta tiryakilerinin çoğalması memleket için hayırlara vesiledir! :))

Hiç kaygılanmayın en azından benim gibilerin istediği, liberal demokrasinin ötesinde; öncelikle siyasal ve ekonomik her alanda; sorun hangi ölçekte ise, o alanla ilişkili ve o alan ölçeğinde her bir somut insanın doğrudan katılımı ve bilgilenme süreçlerine ilişkin mekanizmaların işletilerek kararların alındığı; temsil, vekil süreçlerinin aşıldığı, tüm devlet organlarının topluma hizmet amaçlı ve toplum için olduğu bir aşk…

Bu bende tiryakilik yapmış durumda…

Çünkü sokağımda, işyerimde, şehrimde olup biten; çevreye iş’e, siyasete, ekonomiye ilişkin her kararda bilgi sahibi olmak ve geleceğin belirlenmesine ben de katılmak istiyorum.

Ülkemle, şehrimle, işyerimle, okulumla, sokağımla ilgili kararlar bana sorulmadan alınsın istemiyorum …

Hukukum çift başlı olsun istemiyorum..

Tek bir yargı sistemi olsun ve tüm çağdaş! ülkelerde olduğu gibi herkese eşit uygulansın isteyorum. İran benzeri çifte hukuklu bri rejimde yaşamak istemiyorum.

Tarlarında kıyılarında silah ve ceset gömüleri bulunan iç savaş yaşanan bir ülkede yaşamak istemiyorum..

Tüm bunların olabilecek sorunların barış içinde demokrasi ile çözüleceğine inanıyorum.

Sevgili Aydın, demokrasi istemi asker düşmanlığı değil, ataerkil ve otoriter düzen karşıtlığı. Topluma dayatılan tek doğruları en doğruları hazmedemeyenlerin talebi olan bir sistem.

Bir toplum sürekli tepeden o toplumun yarattığı değerler kullanılarak zorla her 10 yılda bir şekillendirilmeye çalışılıyorsa bunun adı faşizm. 12 eylül’ün başı intihar ederim derken, eğer ordu şuçlu ise diyor; orduyu göreve çağırıyor.

12 Eylül ABD destekli gerçekleştirildi, sizin ve benim bloglarımda toplumda nelere mal olduğu üzerine rakamlar verdik..

Ordu düşmanlığı ile darbe karşıtlığını karıştırmamak gerek.. Demokrasi özgürlük herkes içindir senini benimi olmaz, kendimiz için istediğimizi herkes için diliyor olmamız gerekir..

Herkesin yasalar karşısında eşit olması eşit korunması demokrasi ve hukuk gereği iken, CHP’nin dün gece yankesicilik dediği ne yazık ki bu oligarşik düzen için devrim niteliğinde bir gelişme..

Aslında olan sözde siyasi hukuki düzenimizin zavallılığını kanıtlayan bir gelişme ki muhalafetin ve yandaşlarının tepkileri akıl almaz.. Siz sanırım şeriattan yanasınız. Hukuksal gelişmeyi böyle algılamak cemaatsel bir konumlanış..

Toplumsal değişimi tehlike olarak görürseniz demokratikleşme isteyenleri de aşık olarak küçümsersiniz, aşkın kurucu güç olduğu her geçen gün daha iyi görülecek…

Yargı bu ülkede halen askerî vesayet rejiminin garantörü ve aynı zamanda ordu, hukuksal yaptırımların dışında Sayıştay dahi denetleyemiyor, neden sevgili Aydın?

Cumhurbaşkanı neden böyle güçlükle seçildi? Çünkü üst yargı organları üyeleri cumhurbaşkanı tarafından seçiliyor, bu yargının sivil siyasetten bağımsız olması demek.. Cumhurbaşkanlığı devlete ait bir alandı.. Mesele Bayan Gül’ün baş örtüsünden öte. İktidar sorunu, vesayetin hegemonyasının devamı sorunu.

“Cumhurbaşkanlığı makamı daima askerlerin kontrolünde kalacağı için, yargının ‘yoldan çıkma’ ihtimali de yoktu. Sivil siyasetten bağımsız olmak ise, aslında Meclis’ten ve dolayısıyla toplumdan bağımsız olmayı ifade etmekteydi. Diğer taraftan ne denli bağımsız olunursa, o denli denetimsiz de olunuyordu. Nihayet denetimsizlik yargı kurumunun bir özne, bir siyasi aktör olmasının da yolunu açıyor ve asker lehine ‘taraflı’ olmasını sağlıyordu.”

Bu tezgah 367 meselesinde halk oyu ile bozuldu, beğenmediğiniz dağdaki çobanlar, göbekli kıllı adamların oyuyla. Şimdi bu gelişme ikinci darbe vesayete; o yüzden rahatsız etti; üstelik CHP uykuda yakalandı, uyumayacaksınız..

Diğer yandan ‘Askerî yargı’ kurumu TSK’yı hukukun dışında tutmak üzere konumlanmış. Bu şekilde tüm askerlerin, hatta emekli olanların bile işlediği her türlü suçun sivil hukuk dışına çekilmesi mümkün hale getirilmiştir. Bu imkân adi suçlar için kullanmak pek düşünülmemiştir, ama kurumsal siyasetin ima ettiği ideolojik kaygılarla işlenmiş suçlar söz konusu olduğunda, askerî yargı meseleye el koyabilmekte, suçu münferit hale getirerek dosyayı kapatatabilmekte ve bu sayede aynı suçun yeniden işlenebilmesi olanaklı olmaktadır.

Suçu işleyenlerin sicil amiri olabildiği durumda, askerî savcı veya yargıç hukuka uygun davranabilir mi?

Bu değişiklik askeri yönetim tiryakisi sivilleri niye rahatsız eder..

Nasıl unuttum şeriat tehlikesi var!!

Ya da İslam korkusu…

Yok yok dağdaki çoban sizin kadar somut bir insan değil…

Hukuk diye her şeyin iğdiş edildiği bir düzene böyle sarılmak faşizme övgü düzmekten başka bişey değil solcular!

Hak ve özgürlüklere sahip çıkın.. Darbecilere değil..

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188390 Aydın Tiryaki “Demokrasi aşıkları…”

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..