Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır-2

Doğrusu sevgili Aydın Tiryaki ile fotoğraf, gezi ya da aşk konuşunda sohbetler yapmak isterdim. Ancak ülkenin içinden geçtiği hızlı gelişmelerin tam ortasındayız.

Gelişmelere ilişkin yaptığımız okumalar bizi ya çemberin içinde bırakacak ya da dışında..

Oysa demokratikleşme yönünde çemberin bir ucundan tutulması gerekir.

Esas olan belki de olmasını istediğimizdir şu anda yaptığımız, çatışma değil diyalog içinde birbirimizi anlama çabası, kendimizi anlatma kaygısı, dostluk; farklılıklarımıza saygı temelinde.

Ben bu temelde her tür yorumu yayına veririm, cevap ararım. Çünkü doğru bildiğim doğru olmayabilir, değişebilir, yeni daha doğru bilgiye ancak birlikte farklı yönlerden bakarak ulaşılabilir, değişmez tek bir doğru yok bana göre..

Yayılmasını arzu ettiğimiz, korkuları yok edecek tercihte, bu tutumların çoğalması ile sağlanabilir.

Yazmaya çalışmamın ana ekseni daha demokratik çağcıl, demokrat zihniyetin ağırlıklı olduğu bir ülke de yaşamak isteğidir...

Bu anlamda esas aldığım, demokratikleşme konusunda diyalog içinde olduğumuz insanlarla mutabakat halinde olmak, bu yanı öne çıkarma kaygısı.

Demokratikleşme için toplumsal mutabakat.

Bir demokrasi bloğu şart bence...

Korkularımızdan ancak demokratikleşme ile Justitia’nın gözlerinin hiç görmediği bir ortamda arınabiliriz..

Ben siyasal ve ekonomik sistemin demokratikleşmesini istiyorum. Çünkü mutsuzluğumuzun sorunlarımızın kaynağı bu iki ana alanın vesayet altında olması; biri sermayenin diğeri askerin vesayetinde; bu oligarşi. Kendini devam ettirebilmek için otoriterliğe başvuruyor, topluma huzur vermiyor.

Bu vesayet sürekli darbe ya da benzerleri ile yeniden yükleniyor.

Demokratik gelişmelerin kesintiye uğratılmasının önünü kesecek bir hukuksal düzene, farklılıklarımızla bir arada yaşamamıza aracılık edecek çoğulcu siyasal bir düzene kavuşmak istiyorum.

Bu yöndeki tercihim bu sistemin ancak demokrat bir zihniyet temelinde gerçekleşebileceği yönünde..

Ergenekon davası sürecinde izlenen tutumları da darbe güzellemesi olarak değerlendiriyorum; İlhan Şelçuk’tan tutun, Balbay’a, Perinçek’e, tutuklu rektörlerin sağlık sorunları üzerinden yürütülen çifte standartlı olan güzellemelere kadar..

Sevgili Aydın’ın bir çok bloğundaki yaklaşımlarını eleştirsem de katıldıklarım da olmuştur, 12 Eylül karşıtlığı, anayasanın 15. madde önerisi başta, bugün CHP’nin önerisidir.

CHP’yi bu konuda samimi bulmuyorum.. Çünkü son yasal değişikliğe karşı tutumu samimiyetsizliğinin göstergesidir.

Yine son yazılarından tabularımız darbe ve ırkçılık karşıtlığını dile getirdiği duru bir yazıdır..

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187080

Peki ıslak imza yazınızdaki çaba nedir? Bu tip planlar bu ülkede hiç mi yapılmadı, bence sahtelik değil içerik tartışmak gerekir, Tubitak’ın çalışması nasıl atlanır, aslı olmayanın fotokopisi olur mu, aslı gibidir nasıl geçersiz sayılır..

Sevgili Aydın Tiryaki’ye verdiğim yanıt, Demokrasi için bir çağrıdır; “Demokrasi için mutabakat çağrısı”.

Bu ülke insanları da demokratik bir düzende yaşamayı hak ediyorlar..

Devam edeceğim..

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188390 Demokrasi aşıkları için okuma önerileri


http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188530 Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır”
yazısına yanıt -1


http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188545 Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” yazısına yanıt -2 ( bu yazıyı yayına verirken geldi okuyacağım)