Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '09

 
Kategori
Siyaset
 

Askeri Yargıtay da kaldırılmalıdır!

Askeri Yargıtay da kaldırılmalıdır!
 

Geçtiğimiz hafta Meclis TCK’nda gerçek anlamda “Reform” niteliği taşıyan iki önemli değişiklik yaptı.

İlk değişiklik artık savaş ve sıkıyönetim dışında siviller, sivil mahkemede yargılanacak.

İkinci değişiklik ile görevdeki askerlerin Ağır Ceza Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda askerlerin Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılanması yasa ile hüküm altına alındı.

Değişiklikle, TCK’daki “Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, hükümete karşı suçlar, hükümeti ortadan kaldırmaya ve ya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, silahlı örgüt kurma” suçlamasıyla karşılaşan görevdeki askerlerin de sıkıyönetim ve savaş dışında kesin olarak sivil mahkemede yargılanacakları hüküm altına alınmış oldu.

Geçici bir madde ile de halen devam eden dava ve soruşturmalar için de bu hükmün uygulanmasına karar verildi.

Bunun anlamı devam eden “Ergenekon Davası”nın önünün tamamen açılmasıdır.

Görevdeki askerlerin Ağır Cezalık suçları askeri Mahkemelerde değil de sivil Mahkemelerde yargılanması, Ergenekon Davası’nın önünün açılması ve askerlerin cunta ve darbe teşebbüsü, başarılmış darbelerin de yargılanmasının önünü açılması yönündeki tarihi bir değişiklik son derece önemli bir reform niteliğinde olması ve AB normlarına uyum için zaten zorunlu olmasına rağmen bazı çevrelerde hukuka aykırı bir biçimde garip itiraz ve tartışmaya yol açtı.

Bu reform Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine verilen bir çok karardan sonra yapılmak zorunda kalınan ve AB normlarına uygunluk için zorunlu bir değişiklik.

Bizim değerli Meclisimizin hukukumuzda yer alan “Türk usulü garipliği” düzeltmek, gerçek anlamda bir “hukuk devleti” niteliğine doğru adım atmak amacıyla yapılmış değil yani.

Sebebi ne olursa olsun doğru ve önemli bir adım bu değişiklik.

Önemli, doğru ama eksik.

Umarız ki Avrupa başta olmak üzere gelişmiş hiçbir ülkede olmayan “çift başlı yargı” dan tamamen kurtulacağımız kapsamlı bir reform kısa zamanda gerçekleştirilir.

Askerlere imtiyaz ve üstünlük sağlayan Askeri Yargı bir çok ülkede hiç olmadığı gibi bizdeki gibi bir sistem sadece bize özgü.

“Milleti” emanet ettiğimiz, “Millet Adına” karar veren Mahkemelerden askerleri emanet etmemenin gerekçesini evrensel hukuk doğru bulmuyor.

Hakimin “bağımsızlığı”, “tarafsızlığı” ve “Teminatı” kavramlarına yüklediğiniz anlam Askeri Mahkemelerin “adil-bağımsız” bir yargılama süreci olmadığı sonucuna varmanızı sağlıyor.

İngiltere’de sürekli olmayan, olay için toplanan ve sivil hakimlerin atandığı Askeri Mahkeme var. Ancak Askeri Yargıtay yok, temyiz incelemesi Krallık Yüksek Mahkemesi tarafından yapılıyor.

Kanada ‘da da aynı sistem geçerli.

Belçika, Hollanda, Fransa ve İspanya’da da Askeri Mahkemelere sivil hakimler katılır. Buralarda da Askeri Yargıtay yoktur.

Avusturya’da ne savaşta ne de barışta askeri mahkeme hiç yoktur.

Almanya, İsveç, Norveç ve Danimarka’da Askeri yargı yoktur sadece disiplin yargısı vardır.

Görüldüğü gibi çoğu ülkede askeri yargı dahi yoktur.

Askeri yargı olan ülkelerde ise ortak özellik Askeri Mahkemelerin tek derece olması yani temyiz incelemesini sivil yüksek mahkeme bizim ülkemizdeki Yargıtay ve Danıştay tarafından yapılıyor olmasıdır.

Askeri Yargıtay ve Askeri Danıştay bize özgü.

Zaten ülkemizde Yargı’da çift başlılığın sebebi de bu kurumların varlığı.

Bu nedenle Türkiye bir an önce Askeri Yargıtay ve Askeri Danıştay kurumlarını ortadan kaldırarak Askeri Mahkemelerin hukuki denetimini de tıpkı sivil Mahkemeler gibi Yargıtay ve Danıştay tarafından yapılması yönünde ikinci önemli adımı atmalıdır.

Askeri Mahkemelerde görev yapan savcı ve hakimler 926 Sayılı TSK Personel kanununa tabidir. Atama, yer değiştirme, disiplin, emeklilik, yargılanma gibi işlemlerde doğrudan idareye bağlıdır.

Askeri Mahkemelerde ikisi askeri hakim biri subay olmak üzere üç kişilik heyet görev yapar.

Subay üyelerin bölgesinde askeri mahkemede bulunan kıta komutanı tarafından her yıl bir yıllık süre için 20-25 kişi belirlenir. Bunun nedeni subay üyelerin yargılanan üyenin yargılanan sanığın astı olamayacağıdır. Böyle olunca sanıkların statülerine uygun bir subay üye görevlendirilmektedir.

Soruşturmanın açıldığı kıtadaki komutan askeri savcı ve mahkemeye görev verir ve bir noktada davanın tarafıdır. Komutan mahkeme dahil kıtadaki herşeyden sorumludur çünkü.

Askeri hakimliler ve savcıların biri mesleki diğeri kıta amirlerinden aldığı subay sicili olmak üzere iki sicili vardır. Mesleki sicil ve subay sicili ortalamasına göre terfi etmektedirler.

Bu askeri hakimlerin emir komuta, ast-üst ilişkisi içinde “bağımsız” olabilmesinin mümkün olmadığının göstergesidir.

Bu nedenle bir çok ülke Askeri Mahkemelerin görev alanını son derece kısıtlı bir sınırda tutmakla kalmamış sivil hakimleri görevlendirmiş ve en önemlisi Askeri Yargıtay ve Askeri Danıştay kurumlarını hiç kurmayarak Askeri Mahkemelerin denetimini sivil yüksel Mahkemeye yani Yargıtay ve Danıştay’a vermiştir.

Ülkemizde her konu kavga malzemesi yapıldığı sağlıklı bir konuşma zemini olmadığı için geçtiğimiz hafta eksik olsa da önemli bir reformu dahi kavga malzemesi yapmayı başarıyoruz.

Bu nedenle de aklı selim bir biçimde sağlam adımlarla hukuk devletine doğru, refah ve özgürlük içinde kaliteli bir yaşam standardı için adım atmakta fazla gecikiyor ve zaman ve kaynak israfına sebep oluyoruz.

Bu önemli reform “asker düşmanlığı” ve ya “AK Parti karşıtlığı” gibi yaftalarla lekelenip atılması gereken daha ileri adımlar engelleniyor.

Kocaman bir milleti emanet ederek yargıladığımız Mahkemeler dururken askerlere imtiyaz ve üstünlük sağlayan “kendi mahkemeleri” aracılığıyla yargılanmasını istemenin haklı bir gerekçesi olamaz.

Aynı duruşma salonunda, aynı savcı ve aynı hakimler tarafından askerler de yargılanmasının ülkeye, millete ve orduya ne gibi bir zararı vardır?

Askerler de milletimizin bir parçasıdır.

Hakimin ve savcının rütbesi olmaz.

Adalet adamları ordudaki gibi bir hiyerarşide, emir komuta içinde çalışamaz.

Askeri bir savcının soruşturmada inisiyatif ve etkinlik cihetiyle sivil bir savcı ile aynı derecede olması mümkün değildir.

Askeri bir hakimin yargılama ve hüküm kurmada sivil bir hakim ile aynı seviyede bağımsız olabilmesi mümkün değildir.

Hükümet’ten ve TBMM’den beklentimiz başladıkları bu reform adımında aykırı seslere kulak asarak duraklamadan “Yargı Birliği” için Askeri Yargıtay ve Askeri Danıştay (Askeri Yüksek İdare Mahkemesi)'ı kaldırarak Askeri Mahkemelerin görevlerini evrensel hukuka uygun olarak yeniden tanımlamak ve hukuk denetimini Yargıtay ve Danıştay tarafından yapılmasını gerçekleştirmeleri ve Yüksek Askeri Şura kararlarını yargı denetimine açmalarıdır...

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..