Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '09

 
Kategori
Siyaset
 

Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır-4

Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır-4
 

Sevgili Aydın’ın (...) yanıt 2 de değindiği benim “ tezgah” (3-367 konusu) ve kendisinin “sandıktan çıkan o çerçevenin dışıysa buna dur diyecek birşey gerekir ; .. yargı“ yaklaşımından devam ediyorum.

367 ile yargı Cumhurbaşkanı’nı seçtirmedi, bu süreci ilgili herkes biliyor. Ancak ben bu suretçe rejimin ikili yapısının çoğunluk gözünde çıplak hale geldiğini ifade etmeye çalıştım; “tezgah” tan kastım bu idi, anayasal tezgah; 12 Eylül anayasal düzeninin tezgahını vesayetçi yapıyı herkes çıplak gördü.

Bu ikili yapı anayasa da, devlet ve hükümet alanı olarak düzenlenmiş, bu yapının aşılması için mutabakat aramak demokrasi aşkı ise bu yapının muhafazası yönünde tavır koymak ne aşkıdır?.

Varsayalım Akp’yi yeni oligarşi olarak değerlendiriyoruz, eski oligarşik yapıya dönmeyi mi öneririz, karşısına 12 Eylül anayasal düzeni ile mi çıkarız?

Ya da iki oligarşik seçenekle karşı karşıyayız, akp’ci ya da askeri vesayetçi, birisini tercih edermisiniz, ben ikisini de tercih etmiyorum.

Demokratikleşme için mutabakat arayışı her türlü oligarşik yapı önerisini karşısına alır. Demokratikleşme konusunda atılan her türlü samimi adımı de destekler.

Hiçbir zaman göz ardı edilmemesi gereken bu rejimin zemini hala 12 eylül anayasasıdır.

Var olan rejimi muhafaza etmek yönünde mutabakat arayışı başka bir seçenek, demokrasi için mutabakat arayışı başka bir seçenektir; en azından oligarşik otoriter bir düzenle, demokratik bir düzen özlemi arasındaki fark kadar.

Rejimin niteliği konusunda başka tanımlarımız olduğu kesin. Burada sol, hatta sosyal demokratlık konusunda ayrışmak zorunlu..

Süreç hem Ergenekon güzellemesi; avukatlığı çerçevesinde ilerletiliyor hem de “sol” içerik hızla dezenformasyona uğratılıyor. Bir yandan 12 Eylül karşıtlığı 15. Madde önerisi, diğer yanda Balbay, ıslak imza benzeri uğraşlar.

Ordunun yıpratıldığı iddiası ya da askeri yargı sevmemek meselesi; ordunun darbecilerden arındırılmasını isteminin ve yargının çift başlı olmaması isteminin deforme edilmesidir.

Ordu Türkiye toplumunun ordusudur, yeri gelir hepimiziz, ordu da biz olmalıdır, biz için olmalıdır.

Mustafa Kemal’in açtığı yolun ancak evrensel değerlerle beslenerek, genişletilmesi ile çağı yakalayabiliriz.

Muhafazakar tercihleriniz Mustafa Kemal’in tarihsel kişiliğine de zarar veriyorlar.

Oligarşik vesayet düzenini demokrasi sanan otoriter hegemonya aşığı solculara okuma önerileri:

12 Eylül Anayasası üzerine “tezgah; iki başlı yürütme modeli”nin ne olduğunu açıklamaya çalıştığım yazı..

367 çatışmasında rejimin bu niteliği açıkça ortaya çıktığı için anayasal “tezgah” diye nitelendirmiştim.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=178884

Rejimin niteliğine ilişkin paralel bir yazı Sevgili Bibliyofil’in yazısı çok aşk var.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=122144 Bibliyofil “Askerlerin siyasete tek bir müdahale şekli olması gerekir; Oy vermek”

Ayrıca çift başlı yargı konusunda; Sevgili Mücteba’nın yazısı.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187979 Mücteba Kılıç “Sivil Anayasa”

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188913 Mücteba Kılıç “BİRLİKTE YAŞAMAYA VAR MISIN YOK MUSUN!”

Hem bu anayasaya karşı olup hem bu anayasayı savunmayı anlamıyorum. Anayasanın 4. Maddesi konusundaki görüşlerinize karşılık ise sevgili Başak’ın yazısını paylaşıyorum..

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=185888 Başak Altın

“Göreviniz Tehlike: "Bu Anayasa kabul edildiği gün kendini imha edecektir"

****

4- nolu sorunuz:

Sandıktan çıkan o çerçeve yani statükonun istemediği bir sonuçsa buna dur diyecek bir şey gerekir, dediğinizde liberal anlamda dahi demokrasiyi hiçe saymaktan başka bir şey yapmamış olursunuz.

Sandığı tanımayacaksanız niye sandık koyuyorsunuz, önerdik size “tek parti olsun sizin olsun”..

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=105056 “vesayetçi düzen ve kriz”

Önerdiğiniz yargıçlar Cumhuriyetidir.

“Çerçeve dediğiniz zaman herkesi bir çerçevesi vardır, olur, kendi doğrunuza göre başkalarına sınır çizmekte sorun görmedikçe bir düzen bu hale gelir.

Demokrasi bir mutabakatlar rejimidir.

Toplum çerçeveyi gerekli gördüğünde değiştirebilmelidir.

Hak ve özgürlükler bunu gerektirir, her şey değişir, yeniden kurulur.

“Niceliklerin, niteliğe dönüşmesi” diyor, Marx bu sürece..

Bu konuda okuma önerisi sevgili Celal’in “Bir çatışma kaynağı olarak ‘iç düşman’1-2 yazılarıdır.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187656 Celal Çelik “Bir çatışma kaynağı olarak ‘iç düşman’ yaklaşımı”

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=187704 “Bir çatışma kaynağı olarak ‘iç düşman’-2”

Sevgili Beran’ın son plana ilişkin yazısı yine bir demokrasi aşkınının yalın ifadesidir.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=185936 Beran Uzer “İrticayla Mücadele Eylem Planı gerçek ise demokrasi adına sözün bittiği yerdeyiz”


Ayrıca” çocuk mahkemeleri varsa askeri mahkemelerde olacaktır” konusunda sevgili Mehmet birol şahin’in son yazısı cevap niteliğindedir.. Batı demokrasilerinde çağdaş! askeri mahkemelerin niteliğine ilişkin bilgi verilmiştir...

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188756 Mehmet Birol Şahin “Askeri Yargıtay da kaldırılmalıdır!”


12 Haziran tarihinde yayınlanan belgeden bu kadar rahatsız olunmasının ve olayın ıslak imza sahteliğini kanıtlama çerçevesinde yürütülmesi, ayrıca gece yarısı da olsa yargı sistemine ilişkin yapılan reformdan yine bu denli rahatsızlık duyulması 2011 planının deşifre olmasından kaynaklı, gösterilen tepkilere bakılarak planın uygulayıcıları, planın yandaşları rahatlıkla seçilebiliyor.

Biz zaten meydandayız, gidecek yerimizde yok; sizlerde maskelerinizi çıkarın topluma öneriniz neyse sunun.

Ancak planlarınızı sizde demokratikleşme üzerinden, siyasal alanın genişletilmesi üzerinden yapın, farklılıklara saygı temelinden, içinizde çoğulculuğu geliştirerek silaha, şiddete ırkçılığa başvurmadan insana saygı temelinde yapın, artık azınlık sizsiniz. Siz bu hakkı hiç biz ötekilere tanımadınız.

Adil olun.

Adil bir mücadele olsun, insanları, seçim sonuçlarını hor görmeyin, kendi güzelim çerçevenize sığdırmaya çalışmayın.

Bu çaba en acı sonuçlarını Metris, Mamak Diyarbakır cezaevlerinde gösterdi, hala her gün çıkan darplı, kurşun izli iskeletlerde kendini gösteriyor.

ARTIK YETSİN!

Not: Diyoloğu yer yer genellemelerle Meclis dışına taşıdığımın farkındayım. Öyle icap etti.

Sevgili Aydın’ın sorularına da cevap verebildiğimi sanıyorum. Herhangi birimizi
“ ötekileştirmek” niyeti taşımıyorum.

(1) Aydın Tiryaki, “Demokrasi aşıkları için okuma önerileri” (28-6-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188390

(2) Salih Erdağı, “Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” (28-6-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188421

(3) Aydın Tiryaki, “Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” yazısına yanıt -1” (28-6-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188530

(4) Aydın Tiryaki, “Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” yazısına yanıt -2” (29-6-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188545

(5) Salih Erdağı “Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır -2” (29-6-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188596

(6) Aydın Tiryaki, “Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” yazısına yanıt -3” (1-7-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=188928

(7) Salih Erdağı, “Aydın Tiryaki’nin demokrasi aşıkları yazısına cevaptır-3” (1-7-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=189057

(8) Aydın Tiryaki, “Salih Erdağı’nın “(…) demokrasi aşıkları yazısına cevaptır” yazısına yanıt -4” http://blog.milliyet.com.tr/Print.aspx?BlogNo=189371

(sürecek ama yakında bitecek) :)

18:57-03.07.2009

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..