Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Yılmaz Özdil’in tekniğini kap yeter!

Yılmaz Özdil’in tekniğini kap yeter!
 

Ah yavruum! Nasıl kıydılar sana!


Bir arkadaşımız değerli gazeteci - yazar Yılmaz Özdil’in yazısını kopyalayıp kendi yazısı gibi yayınlamış. Yanlış yapmış... Hem de bir değil iki defa. Kopyacılık bir hataysa Yılmaz Özdil yazısını kopyalamak çarpı iki hata… Özdil’in yazısını çalmaya ne gerek var ki? Şu hayatta bir Yılmaz Özdil yazısı kaleme almaktan daha kolay bir şey var mı? Özdil’in yazısını kalk gidelim etmeye hiç gerek yok. Algoritmasını çöz, tekniğini al yeter. Tekniği kapmak, yazıyı yazmak hepsi toplam on dakikalık iş...

Buyrun, ben şablonu veriyorum: Gündemdeki bir kelimeyi al… Sözlükten farklı anlamlarına bak. Anagramlarını bul. Varsa farklı anlamlar arasındaki çelişkileri göster. Onu getir bir şekilde AKP’ye, Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanına, AKP’ye oy veren seçmenlere, Kürtlere, halkın geleneklerine falan bağla. Yaptığın şeyin espri olduğuna kendini inandır. En fazla beşer kelimelik kısa cümleler kur. Satırları alt alta sırala. Al sana nurtopu gibi bir Yılmaz Özdil yazısı… Yararlanın; adınızı yok yere kopyacıya çıkarmayın.

Aşağıda birkaç örnek verdim. İşim yoğun olduğu için fazla uğraşamadım ama yine de on dakikada üç tane Özdil yazısı çıkardım. İlk örnek Özdil’in bir yazısının biraz değiştirilmiş hali; sonrakiler tamamen bana ait…

Ana gündem konumuz açılım; alalım “açılım” kelimesini bakalım neler olacak:

Açılım.

Açılım yapıyor Hükümet…

Bebek katilinin…

Dağda elinde Bixi’yle gezenin…

Kandil’de karargâh kurup bu milletin evlatlarını kandil fitili gibi yakanların…

Önünü açıyor…

***

Bir de "tıkılım" var.

Gözbebeğimiz ordumuzun generalleri…

Gazeteciler…

Bilim adamları…

Hükümete “gözünün üzerinde kaşın var” diyen muhalif siyasetçiler…

Onlar da Ergenekon’dan içeride…

Onlara da tıkılım…

***

Tankların paletleri yağlanıyor…

Subaylar senelik izinlerini kullanıyor…

Radyoevlerinin, televizyonların adresleri tespit ediliyor.

Hasan Mutlucan'ın kasetleri CD formatına çevriliyor.

Yassıada’daki duruşma salonunda tadilat var…

Bakalım yapabilecek misiniz?

"Kaçılım"…


“İmambayıldı” kelimesinden köşe yazısı türetmeye ne dersiniz? Buyurun:

İmambayıldı…

Ana malzemesi patlıcan…

Zeytinyağı…

Soğan, sarımsak…

Maydanoz…

Baharat…

***

Patlıcanın kabuğunu soy, karnını ortadan yar, fırında biraz kızart…

Sonra ortasına malzemeleri koy, orta ateşte 15 dakika pişir…

Al sana yemek…

***

Acaba imam, bunu yaparken mi bayılmış, yerken mi?

İmam işte…

Ne görse bayılır…

Karıya kıza bayılır…

Fitreye zekâta bayılır…

Kadrolaşmaya bayılır…

Eşinin başını kapatır ama…

Açılıma bayılır.



Ya da konumuz damacanaya tecavüz eden adam olsun:

Damacana…

Bidonun biraz küçüğü…

Şeffaf mavi renkli…

Tombul…

Ağzı yaklaşık 6 cm çapında…

Dört yanı suyla çevrili memleketin musluklarından içilecek su akıtamıyoruz.

Damacana parayla satın aldığımız suyu taşımak için kullanılıyor.

***

Damacanayı apartmanın merdiven boşluğuna sıkıştırmış adam.

Çözmüş uçkuru…

Girişmiş…

Ön sevişme nedir bilmez.

G noktasından habersiz.

Bir tek nokta bilir o: D noktası...

Yani “D”elik…

***

Adam bidon kafalı…

Dolayısıyla, türdeş sayılır damacanayla…

Ama asıl suç onda değil…

Sen su taşıma kabına…

“Damacana” diye isim verirsen…

Yurdum abazanı da o damacanayı s.ker.

Oku bakalım baştan ikinci ve üçüncü harfini…

Sonra “su içtiğim kabı s.ktiler” diye ağlama…

***

Resim: alcamsatcam.com

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..