Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Kendine değer vermeyen birine değer verirseniz ne olur?

Kendine değer vermeyen birine değer verirseniz ne olur?
 

Değer vermek kendinizle başlar. Kendine değer vermeyenin çevresine değer vermesi imkansızdır. O yüzden kendinizle başlayın şahaserlere.
Siz hayattan keyif aldıkça, hayatta farklılaşır. Ancak, kendinizi severseniz etrafınızdakileri sevmeye başlarsınız."

Ahmet Şerif İzgören

Yukarı da ki sözlerin üzerinde düşünürken aklımdan geçenleri sizinle de paylaşmak istedim ve sormak:
Kendini gerçek anlamda değerli bulamayan ve bu nedenle de sevmeyen birini çok sevdiğiniz oldu mu hiç ? Sizin böyle bir deneyiminiz oldu mu bilmem, ama ben bu durumda ne ne olduğunu bildiğimi sanıyorum...

Ne mi oluyor? Bu değer verme ve sevme duygunuz ne kadar gerçekse o kadar çabuk olmak kaydıyla ” Onu seven siz, kendini sevmeyen O tarafından yok edilmeye çalışılıyorsunuz...”

Hamle hamle gerçekleşen bir dizi davranışdan ilki şu: Önce aşağlanıyorsunuz...O çok sevdiğiniz, sevginize emin olduktan bir süre sonra, değersizlik duygusunu her anlamda size tatırmayı görev edinmiş biri haline dönüşüyor. Tüm davranışlarının "aşağılanmayla karşılık görmenizi sağlayacak" bir tutuma hizmet etmessine itina gösteren biri haline geliyor. Ve kişi de ki bu hal durumu, önceleri geçici gibi gözükse de siz kendinizi kötü hissetmeye başladığınız anlardan itibaren onda da bu davranışlar kalıcı hale de geçmiş oluyor. Geçmiş olsun...bunun işe yaradığını hisseden o, artık her türlü hareketini de bunun üzerine inşaa edecektir.

O bundan böyle, sizi kendi içinde ki bastırılmış "sevilmemeliyim" saplantısına ayna yaparak, sizin ona olan sevginize karşılık çekmeniz gereken her türlü eziyeti hak eden biri olarak görmeye başmıştır bir kere. Buna tek sebepse: “Onun gibi kendini sevilmeye layık görmeyen birini sizin sevme ve değer verme cürretinde bulunmuş olmanızdır” Tuaf ama tüm mesele bu...

Çünkü aslında siz onu severek ne yaptınığınızı bilmiyorsunuz: Siz en büyük hatayı yapıp, onun değersiz bulduğuna değer verdiniz. Ve bu onun, tüm değer yargılarını allak bullak etti. Ve ardından o da oldukça mazoistçe bir dürtü eşliğinde, bir zamanlar (muhtemelen epey önceleri )yaşamış olduğu ve bir defa sevilmeyecek biri olduğunu düşünmesine sebep olan o kahrolası travmasını tetiklediğinizden cezalandırılmalısınız.

Ve o bununla da kalmayacak; bu "değersizlik" sabit fikrini sağlama almak adına bunu bunun öyle kalması için çabalayacaktır. Ve bunun içinde onu en çok seven size eziyet ederek bu saplantılı sevilmemeliyim halini geri kazanmaya çalışacaktır. Artık siz ağzınızla kuş tututsanız gramajı eksik bulunacaktır:))Yaranamazsınız. Taa ki yok edilene kadar. Siz olmasanızda; ona olan sevginiz....

Genelde de ne yazık ki onun çok çok derinlerinde gizlenmiş olan bu hissedişten pekte haberi yoktur.
Üstelik ona dışarıdan bakıldığında, tamamen farklı bir portre çiziyor da olabilir: Kolaylıkla kendine aşırı önem veren, kendinden başkasını pekte sevemeyecek kadar narsist, yada çizgi ötesi sayılabilecek kadar fazla (suniliği hissedilse de) bir sevgiyle tüm çevresine yakınlık gösterme çabasında olan birinin maskesinin ardında aslında anlattığım profilde birilerini bulabilirsiniz. Maskeler ardına saklanabilir ama onu sevmeye başladığınızda ve o bundan emin olduğunda maskeler düşecektir.

Genelleme yapmadan siz de çevrenizdeki örneklere bir göz atın lütfen. Ve kendine değer veremeyen, özsaygısının incinmiş ve aslında sevgiye herkezden çok daha fazla aç olan birine değer verdiğinizde yaşadıklarınızı bir de bu gözlükle inceleyin, demek istedim size.
Ve dilerseniz siz de benimle deneyimlerinizi paylaşın, ışık tutun; ortalık biraz daha aydınlansın:))

Sevgi ve ışıkla
Ayna

14.01.07

 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..