Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Biraya sigara külü dökenlerden misiniz?

Biraya sigara külü dökenlerden misiniz?
 

Efendim, uzun zamandır yeme-içme konularında yazmamış olduğumu fark ettim bugün. Zaman zaman hepimizin oluyordur değil mi, böylesine, kendimizi can sıkıcı konuların geniş ve kuvvetli pençelerine kaptırdığımızı hissedemediğimiz dönemlerimiz. Maalesef ki onlar da bizim, gün gibi gerçeklerimiz. Ne kadar da kaçmaya çalışsak ürkek bir tavşan gibi ya da üzerine gitsek Cervantes'in Don Kişot'u misali onlar durdukları yerde durmaktalar. O halde ruh motorlarımızı dinlendirmek, kendimizi şöyle bir, periyodik ya da olağan dışı moral bakım ve onarıma sokmak, sanırım yine kendi vücut ve psikolojik sağlımız açısından elzem olacak.

Her ne kadar kış günlerini yaşasak da mevsim normallerinin çok çok üzerinde sıcak giden havalardan yüz bularak bugün, bira üzerine yazmak istedim. Tarihin en eski içkilerinden birisi olan biranın anavatanı Mezopotomya topraklarıdır. Arpa maltı ve şerbetçiotu aromasından imal edilir. Kendi içinde birçok farklı türü mevcuttur. Mayalı içkiler kategorisinde yer alır ve genelde yüzde beş civarında olan düşük alkol oranı nedeniyle en yaygın tüketilen alkollü içkilerin başında gelir.

Bira ile ilgili sayfalar dolusu anlatılacak teknik ve tarihi detay var ama bu yazıda sözkonusu ayrıntılara girmenin yersiz olduğunu ve siz okurları yazının sonuna gelmeden kaçıracağımı düşündüğüm için, birkaç özel hususa dikkatinizi çekmek üzere genel söyleyeceklerimi burada nihayetlendiriyorum.

Efendim, özellikle üniversite yıllarımın canım Ankara'sında, bizleri derinden etkileyen bir şehir efsanesi vardı. Biranızın içine, içtiğiniz sigaranın külünden bir miktar dökerseniz biranın daha fazla şarhoş edeceğine, kafa yapacağına inanılırdı. Gerçekten de teknik anlamda sigara külünün böylesine bir, alkol oranını arttırıcı etkisi var mıdır yok mudur bilmiyorum. Ama kısıtlı öğrenci bütçeleri ile Ankara'nın meşhur Sakarya Caddesi'ne post sermiş üniversite talebelerinin bu metodu denediklerine çok şahit oldum. Ben, o zamanlar da şimdi olduğu gibi lezzet avcısı olduğum için, belki de sıkı bir sigara tiryakisi olmadığımdan, hiçbir zaman caanım fıçı birasının üzerine sigara külü döküp, o muhteşem şerbetçiotu aromasının canına okuma yoluna gitmedim.

Sakarya Caddesi barlarında yaşanan bir diğer öğrenci icadı ekonomik kafa bulma metodu da masa altından votkalı bira transferi idi. Efendim beş-on kişilik gruplar mekana yerleşirlerdi. Herkesin cebinde en fazla iki-üç biraya ayırabilecekleri kadar para olurdu. Ama muhabbet, ama yarenlik çok daha fazla olduğundan çözüm olarak birer tane fıçı bira garsona sipariş edilirdi. Bu arada gruptan birkaç kişi dışarı çıkar, en yakın içki büfesinden ya da tekel bayiinden ekstra votkalı kutu biraları alıp pardesü ceplerine doldurur ve bir gölge gibi tekrar mekana, masaya otururlardı. Sonrasında, tahmin edeceğiniz üzere; bardaktaki fıçı biralar azaldıkça, çaktırmadan masanın altından votkalı biralar üzerine ilave edilmek suretiyle hem alınan alkol oranı yükseltilir hem de cepten çıkan para aza indirilirdi. Öğrenciden korkmayanı Allah taş eder vallahi.

Bira köpüklü mü içilir yoksa bardağı eğerek koymak suretiyle hiç köpüksüz servis edip-içmek mi daha doğrudur sorusu her birimizin kafasını zaman zaman meşgul etmiştir. Biranızı köpüklü içiniz efendim. Birada köpük oluşumunu yaratan madde içindeki asittir. Bira köpürtülerek bardağa konulduğunda asit oranı düşer ve daha rahat bir içime imkan tanır. Sonrasında da midenin durumu ve keyfinizin daha konforlu devamı ve sonuçlanması için köpüklü bira içmek son derece faydalıdır.

Sıcak günlerde buz gibi bira için neler vermezsiniz değil mi? İşte bardağınıza koyduğunuz biranın kısa bir süre sonra ılımasından, alemin diliyle "ateş gibi" olmasından hazzetmiyorsanız -ki hazzetmemeniz lazım, biranın ideal içim sıcaklığı 4-6 derecedir- biranızı köpüklü içiniz, köpüklü servis ediniz, edilmesini sağlayınız efendim. Bira bardağının yüzeyini kaplayan köpük tabakası, sıcak havanın bardaktaki buz gibi bira ile temasını kesecek ve ılıma sürecini uzatacaktır.

Mayalı içkilerin, özellikle de biranın üzerine su içilmez. Şayet su içerseniz, halen yaşayan bir organizma olan fermante haldeki bira su ile temas ederek fermantasyonunu hızlandıracak; hem mide problemlerine sebep olacak hem de uzun süren bir sarhoşluk ve baş ağrısının müsebbibi olacaktır. İsterseniz içiniz efendim.

Biranın tazesi, koyu cam ambalajda olanı, güneş almayan, serin ve kuru bir yerde muhafaza edileni makbuldür. Zaman zaman şarapla karıştırılarak eski tarihli biralara meyledenler çıkar. Tamamen yanlıştır efendim. Süt alır gibi en yeni tarihli üretimi olanları tercih ediniz.

Son olarak; her türlü içkinin üzerine birkaç bardak bira içebilirsiniz. Tamamen sizin keyfinize ve metabolizmanızın alkolle olan ilişkisine bağlı. Ama biranın üzerine siz siz olun hiçbir içkiden bir tek yudum dahi almayın. Sonuçları genelde lavabolarda ya da tuvaletlerde biter. Alemin diliyle "zom" olur, dağılır kalırsınız. Benden söylemesi efendim.

Tabi benim bu yazımı okuyan değerli okurlarım içerisinde ben şöyle iyi içerim, böyle sünger gibi çekerim, yıkılmam, içkiyi ağzıyla içmeyenler düşünsün cinsinden görüş beyan edenler ya da düşünenler olacaktır. Şerefinize efendim, şerefinize.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..