Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '07

 
Kategori
Yemek - Mutfak
 

Gusta

Gusta
 

İtalyanca "Gusto" kelimesinden esinlendiklerini zannettiğim "Gusta" isimli markasıyla, Efes Bira grubu ilk defa kendi ismini kullanmadan, pazara yepyeni bir ürün sundu. Gusto, lezzete önem vermek, rafine zevkleri olmak anlamında kullanılan Latince-İtalyanca kökenli bir kelime. Gusta ise şu anda, Türkiye piyasasının tek buğday birası. İlk demiyorum çünkü şayet hafızam ve bilgi dağarcığım beni yanıltmıyorsa Pera Pilsener grubu bir dönem buğday birası üretmiş ama yeterli müşteri kitlesini yakalayamadığı için bu işten vazgeçmişti.

Normalde arpa maltından yapılan klasik bira tanımlamasının dışına çıkarttığı en önemli özelliği, buğday maltının kullanılmasından kaynaklanıyor bu türün. Avrupa ve Amerika'da <ı>weissbier olarak biliniyor ve ciddi miktarda seveni, özel pubları var.

Anadolu Efes grubu, kısa süre önce lansmanını yaparak Gusta'yı piyasaya sürdü. Ben de birçok lezzet yolcusu gibi kendi çapımda tadımımı yaptım geçenlerde. Önce birkaç kısa teknik bilgi: Buğday birası, buğday maltından üst fermantasyon yöntemi ile üretiliyor. Yani çok daha sağlıklı bir organik yapısı var. Üretim tekniği ve mayadan kaynaklanan berrak olmayan bir görüntüsü ve kıvamı mevcut. Sanki biraz daha zorlasalar boza gibi olacak diye düşünmeden edemiyor insan. İçeriğinde; buğday maltının yanı sıra yine arpa maltı, akasya gamı, şerbetçiotu aroması da bulunuyor. Gusta'nın alkol oranı, Efes Pilsen'in diğer tipik biraları gibi hacmen, yine yüzde beş.

Gusta'yı; sanki bir şarap degüstasyonundaymışım gibi, gövdesi geniş ama ağzı oldukça dar, özel tadım kadehimde tattım. Görüntüsü donuk ve buğulu idi. Köpük oranı ise normal bir ale biradan farklı değil. Oldukça kıvamlı olduğunu anlamak için degüstatör falan olmaya gerek kalmayacak derecede hacimli bir bira.

Kokladığımda ise kepek ekmeği aromaları aldım. Biranın ferah ve freş içimini, tadını, lezzetini arayanlar için çok da doğru bir tercih olmayacağını düşünüyorum. Yoğun ve aromatik tadı ile özel lezzet avcılarına hitap ederek, butik bir bira markası olarak kalacağını öngörmekteyim. Geleneksel Türk damak tadı ile çok fazla ortak nokta yakalaması zor gibime geliyor.

Tadımın akabinde, içkinin yanında yemek üzere çok küçük haşlamalık taze patateslerden yapmış olduğum ve eskilerin soba üzerinde pişirerek yakaladıkları lezzeti yakalamaya çalıştığım çalışmam ise vallahi çok daha fazla beğeni ve itibar gördü gruptan.

Efendim, tek paragrafta onu da anlatayım. Küçük, haşlamalık, taze patatesleri kabuklarını soymadan, iyice yıkayıp, kuruluyor, hafif nemli bırakıyoruz. Üzerlerinden tuz gezdiriyoruz. Her evde bulunabileceğini tahmin ettiğim, basit, ekmek ısıtma ya da kızartmalarda kullandığımız tava-ısıtıcıyı ocağa koyup ateşin altını yakıyoruz. Yeterli ısıya ulaştıktan sonra, sobanın üzerine dizer gibi patateslerimizi diziyor ve üzerlerini kapatıyoruz. Yumuşayıp, piştiklerinde de alıyoruz. Kabuklu yemenizi tavsiye ederim. Tuz, kırmızı pul biber, kekik, nane, fesleğenden bir karışım yapıp; patateslerinizi bu uhrevi kokteyle batırarak damaklarınızla buluşturmanızı ise şiddetle öneririm.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..