Haydi İzmir, 13 Mayıs’ta sıra sende

14 Nisan Ankara-Tandoğan, 29 Nisan İstanbul-Çağlayan, 5 Mayıs Manisa ve Çanakkale ve şimdi 13 Mayıs İzmir. Haydi İzmir, sıra sende.

Ankara’da bir tarih yazmak için yola çıkanlara teşekkür ediyorum. Onların yazdığı tarihe tanıklık etmek için Tandoğan’da olacağımı söyledim 11 Nisan günü (1):

“14 Nisan Cumartesi günü Saat 11.00’de Ankara Tandoğan Meydanı’nda bir toplantımız var. On yıl önce olduğu gibi bu yıl da söylenecek sözü olanlar orada toplanacağız ve söyleyeceklerimizi söyleyeceğiz, sloganlarımızla ve yeri geldiğinde sessizliklerimizle. Asıl sessizlik Aslanlı Yol’da başlayacak ve Anıtkabir büyük kalabalıkların büyük sessizliğine tanıklık edecek.”

O günlerde 14 Nisan’da Tandoğan’da bir tarih yazılacağını tahmin eden başkaları da vardı ve bir darbe masalının arkasına takılıp katılımı azaltmaya çalıştılar ama başaramadıklarını gördüler (2):

“Yarın Tandoğan'dayım ve sonra Anıtkabir’de”

14 Nisan günü Anıtkabir'den geldiğimde en tazeyken duygular yazdım (3):

“Ankara kırmızı beyazdı, yüzbinlerce bayrakla... Ülkemizin geleceği için umudumuzun bitmediğini gördüm. Bugün bayram, Ankara’nın bayramı, Türkiye’nin bayramı.”

O gün için söylenecek çok şey vardı (4):

“Bugün Ankara’da Tandoğan ve Anıtkabir’de Türkiye vardı, Laik ve demokratik Türkiye.”

Ankara’daki yüzbinleri küçümseme yarışı başladı birkaç gün sonra, “On katını toplarız” dediler (5):

“Meydanlara kalabalıkların gelmesiyle, meydanlara kalabalıkların getirilmesi arasındaki fark böyle bir şeydir. Hiç kimse bu cumartesi Ankara’da olanları küçümsemesin.”

Küçümseme yarışı devam ederken o özgür topluluklara bindirilmiş kıta diyenlere söyleyeceklerim vardı (6):

“Biz o gün bindirilmiş kıtalar değildik, daha önce de değildik ve olmayacağız da. Yüzbinlerce özgür insana "bindirilmiş kıtalar" demeye kimsenin hakkı yoktur.”

Tandoğan’ın mesajı gerekli yerlere ulaşmıştı, ancak söylenecekler henüz bitmemişti. Sıra 29 Nisan’da Çağlayan’daydı. Tandoğan’dan Çağlayan’a selam gönderdim Özdemir Asaf’ın dizeleriyle (7):

“Ankara’da gösterdiğimiz ülke sevgisini herkes gördü, İstanbul’dan duyulacak sevgi şarkıları da duyulacak.”

Televizyonda görünce Çağlayan’ı “Şimdi İstanbul’da olmak vardı, ” dedim (8)

“Balkonumda bayrağım, karşımda televizyon ekranı, önümde bilgisayar klavyesi, yazıyorum: Şimdi İstanbul’da olmak vardı.”

O gün kim söyledi bilmiyorum, gelincik benzetmesi yaptılar ben de “Gelincik tarlası” dedim o kırmızılı meydana (9):

“Gelincik tarlasında gelincik olacaksın, güçlü bir rüzgar esecek, gelincikler dalgalanacak, rüzgarın sesini duyacaksın bir meydandan yükselen milyonların sesi gibi.”

5 Mayıs günü Manisa’daki mitingi televizyonda gururla izlerken bir elde yükselen pankart çok etkiledi beni, ambalaj bantıyla yapılmış bir pankarttı (10):

“Ambalaj bantıyla yapıştırdığı pankartı tutan yaşlı ellerine o tahta parçasından kıymıklar batsa da birşey olmaz, her zorluğa alışmıştır o nasırlı eller.”

Sıra İzmir’de, 13 Mayıs'ta İzmir virgüllerden biri olacak, sonra 20 Mayıs'ta Samsun başka bir virgül ve nokta 22 Temmuz’da konulacak.

Ankara 9 Mayıs 2007

(1) 14 Nisan'da saat 11’de Tandoğan’da tarihe tanık olacağız: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=35098
(2) Bir darbe masalı: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=35593
(3) Anıtkabir’den geldim: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=35692
(4) 14 Nisan 2007 Ankara Notları: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=35705
(5) "On katını toplarız" – "On katı toplanır": http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=36029
(6) Bindirilmiş kıta ne demek: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=36158
(7) Tandoğan’dan Çağlayan’a selam gönderiyorum: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=37643
(8) Şimdi İstanbul’da olmak vardı: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=37834
(9) Gelincik tarlasında gelincik olacaksın: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=37889
(10) Ambalaj bantıyla hazırlanmış pankart: http://blog.milliyet.com.tr/blog.aspx?BlogNo=38970