Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '07

 
Kategori
Dostluk
 

Acının paylaşımı

“Bir tek kalbin kırılmasını önleyebilirsem

Boşuna yaşamış olmayacağım

Bir yaşamdan acıyı alabilirsem

Boşuna yaşamış olmayacağım

Ya da bir ardıç kuşunu yeniden yuvasına koyabilirsem

Boşuna yaşamış olmayacağım.” E.Dıckınson

Ya da,

“Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar

Ne zaman bir dosta gitsem, evde yoklar” Metin Altıok

Sonra da tarihini senden öğrendiğim 3 Eylül 2006 tarihli Sabah’taki:

“SENİ ÖLDÜKTEN SONRA DA SEVECEĞİM” başlığıyla haberi...

Evet buydu anahtar cümle...haberi okumama engel olan...Yukarıdaki sözler gibi bu anahtar cümle de beni duygulandırmış, fotoğrafa bile bakmadan haberi okumaktan vazgeçmiştim.

Taa ki telefonla olayı öğrenip, gazeteyi bir meslek odası arşivinden buluncaya kadar...

Öyküyü gazeteden gün boyu aralıklarla okuyarak bitirebildim!..İlk aklıma gelen... ve gözümün önünden gitmeyen; yaşama hep pozitif bakan, yüzünden gülücükler eksik olmayan...hatta kahkahalar... evet dostum Kayhan Arsoy geldi.

Zaman zaman gazetecilerin ve fotoğrafçıların duygularını merak ederim; çıplak bir mankenin fotoğrafını çeken fotoğrafçı ya da “sonsuz aşk” adlı dramı haberleştiren gazeteciyi! Neler hissederler, neler duyarlar? Siz bunları yaşarken, ben de Zeynep Oral’ın ‘Meslek Yarası’nı bitirmiş ve onun duygu seline kapılmıştım.Daha sonra da Enver Barış’ın trafik kazasında kaybettiği yeğeninin 25 yaşındaki eşi üzdü bizi...Bu da bir gazete haberi idi.

Yine bir gazete köşesinden aldığım notu anımsadım:

“Zevkli bir kadına rastlarsanız, zevkiniz

Bilgili bir kadına rastlarsanız, bilginiz

Zeki bir kadına rastlarsanız, zekanız gelişir.

Hayat kat kattır. Babil’in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir.

Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve bugün; durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat,

Yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatıdır.

Hayatınız seçtiğiniz kadındır.” (Hürriyet, F.Altaylı köşesinden-2002)

Öyküyü okudukça aklıma notlarımdan, neler geliyor neler!

“Yaz bitmeden gel

Yapraklarım solmadan, narlar olmadan gel

Gün devrilmeden, yeşil erik beyaz örtüye konmadan gel

Yaşarız, bu tende bu heves oldukça yarim

Aşığız sarıştık sarmaşıklar misali

Gel gör ki geçti geçiyor, bu yazlar ne hain

Söz hiç incitmem

İpek şal gibi kayarım omuzlarından

Sen uyurken ben

Bir nehir gibi akarım rüyalarından (Bir şarkı sözü, Ali İlyas)

Evet sevgili dostum, böyle bir öykünün kahramanı ancak Kayhan Arsoy olabilirdi, öyle de olmuş! Şapka çıkartılacak bu dramı Hülya hanım muhtemelen Rıfat Ilgaz’ın son anlarında not ettiği şu dörtlükle sonlardı:

Elim birine değsin,

Isıtayım üşüdüyse,

Boşa gitmesin,

Son sıcaklığım!..

Acını yürekten paylaşırım, sevgili dostum.

Not:
30 Ağustos 2006 tarihli Sabah gazetesi haberiyle öğrendiğim, bir dostumun eşinin vefatı nedeniyle yazdığım ve acısını paylaşmaya çalıştığım bir arşiv notum...Dostumun öyküsü çok uzun ve saygıdeğer...Ama gençlik aşkıyla uzun yıllar sonra karşılaşıyor ve kanser hastası iken onunla evleniyor. Bu kadar ifade edebilirim. Mutluluğu yarım kalan bu dosta yazılmış bir mektuptu paylaştığım...

 
Toplam blog
: 355
: 1099
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

1960 Ankara doğumlu bir Çankırılıyım. İşimin burada olması nedeniyle, Antalya'da yaşamaktayım. Ti..