Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '07

 
Kategori
Sağlık
 

Perhiz ve lahana turşusu (1)

Perhiz ve lahana turşusu (1)
 

Türkiye de sağlık sisteminin bir yığın sorunu olduğu kuşkusuz.

Bu sorunların en önemlilerinden birisi de, hastane kuyruklarıdır. Hastaların genel eğiliminin, her türlü sağlık sorununda en büyük ve gelişmiş sağlık kurumuna gitmek olduğu görülmektedir.

Bunda; yıllarca ihmal edilen, yeterli alt yapı, donanım ve personele sahip olmayan birinci basamak sağlık hizmeti sunucularının da payı vardır. Şimdiye kadar birinci başvuru yeri olarak sağlık ocakları bu işlevi yerine getirmekteydiler.

Sağlık ocakları alt yapı ve donanım eksikliğinden dolayı halkta yeteri kadar güven sağlayamamış, yönetim de buraların birinci başvuru yeri olması gerektiği konusunda yeterli kararlılığı gösterememiştir.

1960 yılında çıkarılan 224 sayılı sosyalizasyon kanununda sevk zinciri yer almış ve hastaların sağlık ocaklarına uğramadan daha üst bir sağlık kuruluşuna gidemeyecekleri bildirilmiştir. Fakat bu kural ne yazık ki bugüne kadar uygulanamamıştır.

Sonuçta sağlık ocakları sadece ilaç tekrarlarının yapıldığı, tahlil gerektirmeyen basit hastalıkların muayene edildiği ve daha çok ana- çocuk sağlığı hizmetlerinin verildiği yerler olarak işlev görmüştür.

Bu durum hastanelere ve 3. basamak sağlık kuruluşları olan üniversite hastanelerine yığılmaları arttırmış ve bu kurumlar gerçek işlevlerini (eğitim ve öncelikli hastaların tedavi ve bakımını) yapamaz hale gelmişlerdir. Ayrıca hem hizmeti sunanlar hem de hizmetten faydalananlar açısından , maliyet ve zaman konusunda da zararlar söz konusudur.

Hastane koridorlarında nereye gideceğini bilmeden oradan oraya koşan çaresiz insanların çoğunun problemi belki de kendilerine en yakın bir sağlık kuruluşunda çözümlenebilecek durumdadır. Tam olarak nereye başvuracaklarını bilemeyen; başı ağrıyan, grip olan, kas spazmı geçiren, ishal olan ve kanser hastası, kalp hastası ne yazık ki aynı poliklinik sıralarında muayene olmayı beklemektedirler.

Sağlıkta sorunları çözmenin birinci yolu etkili bir sevk zincirinin kurulmasıdır. Bu durumu konuyla ilgili herkes bilir. Çünkü eğer iyi çalışan bir sevk zinciriniz yoksa hiçbir sistem kuramazsınız.

Şimdiye kadar bu başarılamadı. AKP hükümeti 16 Kasım 2002’de açıkladığı Acil Eylem Planı’nda bir yıl içinde sağlam bir sevk zinciri oluşturulacağına söz vermişti. Aynı vaat hükümet programında da yer almıştı.

Hükümetin Haziran 2003 tarihli resmi politika belgesinde de “etkili, kademeli sevk zinciri” Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın bileşenleri arasında sayılmıştı.

Hükümet, sadece programına almakla yetinmedi, sevk zincirini uygulamayı da denedi. 1 Temmuz 2003’te Sağlık ve Çalışma bakanlıkları arasında bir protokol imzalandı. Şimdilerde imzacılarının da unuttuğu protokole göre SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur’lu hastalar öncelikle birinci basamak sağlık kurumlarında muayene olacaklar, gerektiğinde oradan hastanelere sevk edileceklerdi.

Sonunda sevk zinciri kurulmuştu. Ancak dağ fare doğurdu. Birinci basamak sağlık kuruluşları öylesine yetersizdi ki sistem işlemedi. Uygulama önce yumuşatıldı, altı ay sonra da kaldırılıverdi.

Bugün “Sağlıkta Dönüşüm Programının” da en önemli bileşenlerinden birisi etkili ve kademeli sevk zinciridir. Bunun en önemli uygulayıcıları da Düzce den sonra 11 ilde daha uygulanmaya başlanan Aile Hekimleridir.

Aile hekimliği sisteminin büyük reklâm kampanyalarıyla kamuoyuna duyurulan işlevi, ilk başvuru yeri olmasıdır. Söylendiğine göre herkes önce Aile hekimine başvuracak Aile hekimi gerekli görürse 2. bir basamağa sevk edecekti. Etkili ve kademeli sevk zinciri bu sistemin de olmazsa olmazıdır. Sistemin oturması için bu kuralın uygulanması şarttır.

Fakat 15 Haziran 2007 tarihinde yürürlüğe girecek olan, Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nca hazırlanan Sağlık Uygulama Tebliğine göre sevk sisteminin ortadan kaldırıldığı basın tarafından bizlere duyuruldu. Yani artık herkes SSK lı Bağkur lu, Em. Sandığı, Yeşil kartlı, direkt olarak, sözleşmeli olan sağlık kuruluşlarına, devlet hastanelerine ve üniversite hastanelerine gidebilecekler.

“Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” deyimi ancak bu kadar uyabilir yapılanlara. Hem bir taraftan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı büyük kampanya ve reklâmlarla kamuoyunun gündemine sokacaksınız. Bu programın tüm bileşenlerinin olmazsa olmaz şekilde birbirine bağlı olduğunu belirteceksiniz. En önemli bileşenlerden birisi “etkili ve kademeli sevk zinciri” diyeceksiniz. Sağlık ocaklarını kapatıp yerine Aile hekimlerini ikame edeceksiniz. Sonra da bir genelgeyle sevk sisteminin ortadan kaldırıldığını duyuracaksınız.

Peki, o zaman sormazlar mı size sağlık ocaklarının günahı ne? Neden kapatıyorsunuz? Neden Aile Hekimliği gibi Türkiye şartlarına uygun olmayan bir sistemi yerleştirme konusunda ısrarlısınız? Sorunun cevaplarını konuyla ilgilenenler biliyor. Ama vatandaşında bu soruları sorma zamanı geldi sanırım.

Öneriyorum: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50469

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..